federasyonun başında fenerbahçe düşmanı nihat özdemir varken zaten işlenmesi hayal olan şampiyonluklardır. ama şu su götürmez bir gerçektir ki; o şampiyonluklar çatır çatır kazanılmıştır.
Önümüzdeki 2 ay içerisinde sayilmalarina hukmedilecegini düşündüğüm şampiyonluklar. Ali Koç yonetimi başarısızlığı bunla ortebilecegini sanıyor, TFF de arası fb ile bozukken bir "sus payı" verip olaylardan siyrilmak istiyor.

Ama Belki fb'nin istediği sayıda şampiyonluk gelmez, daha sıkı bir araştırma yapılır. Zaten bazı şampiyonluklar gerçekten garip: 2.turda elenip final oynuyoruz falan. repesajda bile finale çıkma durumu yok öyle.

Sayılsın bu şampiyonluklar. Ama dokümentasyona dikkat edilsin.
(bkz: #47623)

fenerbahçe'nin bu şampiyonluklar arasından sayılmasını istediği şampiyonluklar; 3 türkiye şampiyonluğu ve 6 millî küme şampiyonluğundan oluşmak üzere toplam 9 şampiyonluktur.

türkiye şampiyonluklarımızda 12 takım yarışmışken, mllî küme şampiyonluklarımızda 8 takım yarışmıştır. bu takım sayıları da o şampiyonlukların sayılması için yeterlidir.

bu noktada benim kafamı karıştıran şey, millî kümenin ulusal şampiyonluk kategorisine girip girmediği. bu konudan emin değilim. bir ara vaktim olursa detaylı bir araştırma yapmak istiyorum.

ve son olarak, elbette ki bu şampiyonluklar bizim hakkımız fakat bana biraz da başarısızlığı örtmek için kullanılan bir argüman olarak geliyor. hatta keşke önce süper lig'de başarılı olup öyle saydırsak. bu şampiyonluklar camiayı rehavete sokmamalı. fenerbahçe'nin hâl 19 süper lig şampiyonluğu vardır ve bu 9 şampiyonluk, süper lig şampiyonlukları değil, ulusal şampiyonluklardır (hatta belki bunun için bu şampiyonluklar yıldız kapsamına girmeyebilir ve 28 şampiyonluğumuz olsa bile 3 yıldızlı olabiliriz.). her neyse, biz bu süper lig şampiyonluk sayımızı artırmalıyız. artık kalıcı başarılar elde etmek zorundayız. aksi hâlde sadece nostalji fetişizmi yaparak mutlu olabilen bir kulübe döneceğiz ki zaten yavaştan dönüyoruz da.
Ali Koç başarısız da- olsa ki öyle- hakkımız olan şampiyonluklar. Sapla samanı karıştırmamak gerekiyor.

Yukarıda yazmıştım ama kısaca tekrar edeyim, Brezilya'daki Dünya kupasına gidecek kadrodaki oyuncular bu ülkedeki oyunculardan seçilmişti. O Dünya kupasını da Uruguay kazanmış olup amatör bu kardeşim , saymıyoruz demediklerine göre bizim milli takım da amatör isimlerden oluşmamıştır. Nokta.
Pek çoğu fasa fiso olan şampiyonluklar. Çeyrek finalde elenip bir şekilde finale çıkarak kazanılan kupalarla 5.yildizi takma fikrinden vazgeçip önümüze bakmalıyız. (bkz: Fenerbahçe'yi vasatlıktan kurtaracak hamleler)

Geçmiş kupalar için her takımın logosunun üstüne küçük bir çizgi eklenebilir, ama dokümentasyonu çoğu zaman problemli olan bu sezonları tamamen geçerli kabul etmek çok doğru bir hareket olmayacaktır. Çok ciddi bir eleme yapılmalı, geçerli olmayacak sezonlar için anıya saygıdan ötürü çizgi vs eklenmelidir, yıldız değil. Tabii bu durumda fener 4.yildizi takmış olur muhtemelen. Ama benim içime sönmez doğrusu. (bkz: #53986)
Talep edilen şampiyonluk sayısı yetersiz ve eksiktir. Kesinlikle cuma ligi bile şampiyonluktan sayılmalıdır.

Bu liglerin yerel oldugunu iddaa etmek son derece komik keza 1940'lı yıllarda bile yozgat'da vs. futbolun ne olduğunun bilinmediğine eminim. Yapılan bütün turnuvalardan sonra bir takım şampiyon ilan edilmiştir. Diğer takımlar turnuvaya'ya katılmadıysa bu bizim sorunumuz değildir. Bugün bir takım nasıl maça çıkmadığında 3-0 mağlup sayılıyorsa aynı olay.

Cuma ligi ise Osmanlı'da türklerin futbol ligiydi. Biz türkiye cumhuriyeti olarak, yalnızca türklerin futbol oynadığı en köklü ligi nasıl resmi olarak tanımayabiliriz? TSK'nın logosunda nasıl millattan önce 209 yazıyorsa, fenerbahçe'nin logosunun üzerinde de 5 yıldız olmalıdır.

Işin bir de ekonomik boyutu var. Takımlar kazandıkları şampiyonluk sayisı üzerinden tff'den yıllık para kazanıyor. Şimdiye kadar ugradığımız hak kayıpları içinde ayrıca tazminat davası açmamız gerekir.
Zaten orada duran şampiyonluklardır. Bana öyle geliyor ki bizim bunu şimdilerde gündeme getirmemizin de rakiplerin karşı çıkmasının da sebebi yayın gelirlerinin eski şampiyonalara verilen kısmı. Yani zannedersem ortada parasal bir konu var.

Dolayısıyla tartışılması gereken zaten orada duran şampiyonluklar değil yayın gelirlerinin ne şekilde dağıtıldığıdır. Demek istediğim mesela yayın gelirlerinin yüzde yirmisi bireysel yayıncı kuruluş müşterilerinin desteklediği takıma kendi oranlarıyla verilsin. Bu sayede en çok taraftar bizde olduğundan lig sıralaması haricinde dağıtılan paradan en çok payı Fenerbahçe alacaktır. Tabi bu şimdi aklıma gelen örnek düşünülünce bir sürü mantıklı çözüm bulunabilir.