aralarında en sayılamazı 1933 türkiye futbol şampiyonluğu olan şampiyonluklar bütünü. o şampiyonluğun sayılmamasının istenmesini anlarım -ki onun da sayılması gerekiyor.- çünkü eleme usulü bir turnuva olmuş ve saçma gibi görünüyor, aslında o döneme göre gayet normal olsa da türkiye'de her şey günlük olarak yorumlandığı için bunun sayılmamasının istenmesi normal. ama diğerlerinin sayılmasının neresinde problem var, bir türlü anlamıyorum.

mesela sadece 10 saniyelik bir araştırmayla juventus'un 36 şampiyonluğunun olduğunu ve bunların ilkinin 1905'te gerçekleştiğini gördüm. kaç takımla yarışılmış inanır mısınız? 3. evet, sadece 3. aha burada da kaynak . bizim sayılmasını istediğimiz şampiyonlukta en azından bi' 7-8 takım yarışmış. fakat iş bize gelince bu şampiyonluk "gazozuna turnuva" muamelesi görüyor.

bu şampiyonlukların sayılıp fenerbahçe'nin 28 türkiye şampiyonluğunun tescillenmesi gerekiyor. bakın farkındaysanız türkiye şampiyonluğu diyorum, süper lig demiyorum çünkü bu şampiyonluklar süper lig şampiyonlukları değil. fenerbahçe futbol takımı; 19'u süper lig, 6'sı millî küme ve 3'ü de türkiye futbol şampiyonluğu olmak üzere 28 türkiye şampiyonluğuna sahiptir. en çok süper lig şampiyonu olmuş takım galatasaray, en çok türkiye şampiyonu olmuş takım ise fenerbahçe'dir.

benim bu şampiyonlukların sayılmasını istememin temel sebebi; rakip takım taraftarlarıyla sidik yarıştırmaktan çok, süper lig şampiyonluk gelirlerinde takımların sahip olduğu şampiyonluk sayısıyla doğru orantılı bir gelir elde etmesi. eğer bu şampiyonlukların tescili gerçekleşirse bu gelirimiz yaklaşık %16 artacak. birçok kişi tarafından önemsiz görülse de anaparayla hesap yapıldığında ve hatta bu hesap da yıllara yayıldığında ortada çok ciddi bir gelir kaybı söz konusu. bu, düpedüz haksızlıktır.

son olarak, 59 öncesi şampiyonlukların sayılması ihtimali hakkındaki en korkutucu şey, şüphesiz fb camiasının "ben oldum" havasına girme olasılığı. maalesef içinde bulunduğumuz duruma bakıldığında pek de uzak bir olasılık değil. bu şampiyonlukların tescil edilmesi veya tescil edilmemesinin fenerbahçe'nin mevcut başarısızlığı üzerinde hiçbir etkisi yoktur ve olmayacaktır. bu şampiyonluklar sayılsa dahi biz başarısızız ve artık bu başarısızlıktan kurtulmak zorundayız. geçmişte kaç şampiyonluğumuzun olduğu beni pek ilgilendirmiyor çünkü ben zaten şampiyonluk sayısında önde olsak dahi avrupa'da kalıcı başarılar elde etmedikçe yerel zaferlerle övünmeyen birisiyim. doğrusu da budur. vizyonu lokal kalmış bir kulübün uzun vadede başarılı olma ihtimali son derece zayıftır.
Anlaşılmayan ise söz konusu dönemlerde ulaşım kısıtlıdır yani hadi her hafta seyahat edelim diye bir şey mümkün değil. Bu sebeple turnuva usulüyle oynanması çok normal. Takım sayısının azlığı ya da bölgesel olarak her şehirden takım olmaması da onun meşruiyetini sorgulama yetmez çünkü bu Fenerbahçe ya da diğer takımları ilgilendirmez. Ne yani illa 10 şehirden takım gelsin diye mi beklenecek? Söz konusu milli takım profesyonel olarak maçlara çıkıyorsa bu takımların oynadıkları maçlardan seçilerek alınıyor.

O halde şampiyonlar Ligi'nde de benzer bir durum var. Şimdiki adı lig olan turnuva da eskiden katılan takım sayısının da azlığı dikkat çekici bir boyutta ve yapılan maçlar deplasman şartlarının zorluğu gerekçe gösterilerek deplasman golü uygulamak ile idare edilmeye çalışılmıştır. Bugün bir takım çıkıp da 90 öncesindeki Cl kupaları sayılmasın diyemez.

Formatlarin değişiklik göstermesi mevcut dönemin içerisinde değerlendirilmesi gerekendir. Mesela bu seneye kadar 18 takımla oynanırken bu sezon 21 takımla oynanıyor lig. O zaman şunu mu demeliyiz daha az takımla mücadele ediliyor lig sayılamaz... Ya da galibiyete 2 puan verildiği dönemlerde ya da kaleciye geri pas verildiği dönemleri de yok saymak gerekir. Kurallar her sene değişir ve bunun adı gelişimdir. Az gelişmiş olması o dönemi geride yapmaz. bugunden geridedir sadece.

Aynı sezonda iki şampiyon çıkar mı gibi bir durum da yetersiz çünkü Avusturya ekiplerinden bazıları 2. Dünya savaşı esnasında Almanya topraklarında oldukları için maçlarını burada oynayıp nasıl kazandıkları şampiyonluklar bizi ilgilendirmez burada oynamadınız diyerek yok sayılamadı ve bugün O sezonlarda çift şampiyon var ise pekala burada da böyle bir durum söz konusu.

Bir diğeri de Arjantindeki açılış ve kapanış ligi olarak düşünülmesi gerekendir. Isimleri öyle olmasa da federasyon tarafından organize edilmiş liglerdir. Formatı elemeli ya da değil fark etmez.

Mesela pek bilinmez ama katıldığımız ilk dünya kupasina katılmak için gruptan çıkarken puan eşitliği sebebiyle kura çekilmiş ve öyle katılmıştır Türkiye. Üstelik ilk maçı 4-1 kaybedip ikinci maçı 1-0 kazanması sonucunda yaşanmıştır. 3. Maçta da sonuç alınamayınca kura çekilmiştir. Çünkü henüz penaltı kullanımda degildir. Bugün FİFA o katılımı yok mu sayıyor. Bu arada yıl 1954. Bugün bizim yok saydığımız sezonlardan.

Nitekim örnekler arttırılabilir fakat o şampiyonluklar helaldir. Format ya da takım sayısı üzerinden çürütülecek tezi çoktan geçmiştir. O liglerde şaibe varsa onu konuşuruz ama öbür türlü tartışmaya kapanmıştır.
acaba diyorum tff farklı bir yorum getirip "biz 1959 öncesi kazanılan şampiyonlukları lig şampiyonluğuna eşdeğer sayamayız ancak tarihi de görmezden gelemeyiz" diyerekten önceki şampiyonlukları türkiye kupasına ekleyebilir mi? sonuçta bu da bir tercih. yani bizim başvurumuz ya reddedilecek ya da 6 veya 9 şampiyonluk lig şampiyonluğu sayılacak ya da 6 veya 9 şampiyonluk türkiye kupası olarak eklenecek. hatta şu da olabilir türkiye futbol birinciliği şampiyonlukları deplasmanlı olmadığı için(öyle hatırlıyorum) türkiye kupasına eklenir, milli küme şampiyonlukları da lige eklenir. toplam 6 seçenek oldu galiba.

tff'nin verebileceği kararlar:

1= 1959 öncesi hiç bir şampiyonluğu tanımamak
2= 1959 öncesi yapılan tfb ve mk şampiyonluklarını tanımak
3= sadece milli küme şampiyonluklarını tanımak
4= tfb ve mk şampiyonluklarını türkiye kupası olarak tanımak
5= sadece milli küme şampiyonluklarını türkiye kupası olarak tanımak
6= tfb şampiyonluklarını türkiye kupası, milli küme şampiyonluklarını da lig şampiyonluğu olarak tanımak

hangisini istersin deseler çok tatava olmasın diye 6 numarayı seçerim. maksimalistliği bir kenara bırakırsam 3 numara da makul. bakalım ne karar çıkacak.
Bir başka eksik argüman geldi aklıma bu akşam Vahdettin hoca'yı dinlerken.

Gs'lilerin bir tezi var ya hani, bazı sezonlarda lig oynanmamış, bu yüzden sayılamaz diye.
Dünyayı kasıp kavuran bir pandemi ortamı var. Geçen sezon lig iptal edilip edilmeme noktasına geldi ve işin yayıncı krizi çözülmüş olsaydı oynamayacaktı bu açık. Mesela Fransa oynatması ligi ve psg'yi şampiyon ilan etti. O halde bu lig oynanmadığı için psg'nin şampiyonluğu sayılmayacak mı, paşa paşa sayılıyor ki yıl 2021.

Bizim konuştuğumuz sezonlarda ama savaştan ama parasızlıktan birçok sebeple liglerde problem yaşanmış olmasından doğal bir şey de olamaz.

Mevcut şartlara göre değil, kendi dönemlerinde değerlendirilmelidir. Ben orta okuldayken tarih kitabında da Türkçe kitabındaki paragraf metinlerinde de böyle yazardı. Tarihi kendi şartlarında değerlendirmezseniz, o yorumdur, tarih değildir diye.

Mesela Kaleciye geri pas 1992 yılına kadar serbestti ve geri pası alan kaleci rahatlıkla topu elinde tutabiliyordu. Böyle saçmalık olmaz bu kural saçma diyerek 92 öncesini de mi yok sayacaksınız?

90'lara kadar galibiyete 2 puan veriliyordu, o halde o tarihe kadar olanları da yok saymak mi gerekir, format şimdikinden farklı diyerek.

Mesela bir başka tez, takımların bazıları kendi sahalarında maç yapamadı, bu yüzden kabul edilemez.

Ben de şunu diyeyim o halde, NBA covid sebebiyle bubble organize etti yani takımlarıama bazılarını aynı şehre , aynı salona getirdi ve orada oynattı. O halde şampiyonluk sayılmamalı çünkü play off yarısı yapanlardan bazıları mesela katılamadı, katılanlar da kendi sahasında oynatamadı...

Elle tutulur pek dayanakları olmadığı Mehmet Şenol denen kişiye sığınmalarından da anlaşılacağı üzere yok.

Son tez de yayın gelirleri için bu mücadele veriliyor.

Pardon da velev ki öyle, eee. Ne yapalım. Mehmet Şenol adlı şahıs yayın gelirleri değişince bazı takımların gelirleri azalacak demogojisi yapıyor. Ee o zaman fenerbahçe mağdur olsun değil mi? Ya da diğer şampiyonluk kazanmış takımların hakları gasp edilsin değil mi?

Fenerbahçe'nin iki adet tazminat alma hakkı vardır, birisi 3 temmuz sebebiyle Avrupa gelirlerinden mahrum bırakılma sebebiyledir diğeri de bu şampiyonluklar sebebiyle almamız gereken havuz gelirleridir.

O sebeple hem sportif haklarımız teslim edilmelidir hem de ekonomik gelirlerimiz.