google'a who has the most champions league in turkey diye yazıp aratırsanız, kimin en çok şampiyonluğu olduğunu görebileceğiniz şampiyonluklar bunlar.

yani google'un kendi arama moturuna girmiş bu kazanılmış haklar. bizim sezon sonunda şampiyon olup, ardından da gerekirse bunları haber programlarında tartışarak ülke gündemine sokmamız gerekir. gerekirse rakip takımların başkanları da katılsın, tff başkanları da gelsin, spor bakanları da gelsin. o dönem şampiyonluk yaşayan takımların aktif başkanları da gelsin ve tartışılsın. herkes kendi tezini ortaya döksün. döksün ki tezlerinin ne kadar çürük ve yetersiz olduğunu kamuoyu da görsün.

öyle yapıldı öyle kalmalı zihniyeti ile olmaz. tarihi gerçekler yok sayılarak, kazanılmış olanları yok saymamız beklenemez. çarşaf çarşaf gazete manşetleri der ki türkiye şampiyonu fenerbahçe. ankaragücü, istanbulspor, beşiktaş vs...

bir de biz o sezonları ciddiye almadık ki gibi garip guraba söylemleri var. o yüzden mi galatasaray 6 defa ligi 2. sırada tamamlamış. zorlamışsın ama olamamışsın.

öteki tez de deplasman yok. yahu söz konusu dönemde kaç ülkede deplasmanlı lig vardı acaba ? 2020'lerin türkiye'sinden 1920'lerin türkiye'sini yorumlamak kadar absürd bir şey olamaz. bu şuna benziyor neden 1920'lerde sosyal medya yoktu demeye.

bir başka yetersiz karşı tez de o dönemde oynanan maçlar amatör. amatör ile profesyonelliği ayıran şey bu işin arkasından elde edilen maddi kazançtır. öyle ki 1959 öncesinde 1 sezonda fenerbahçe ve galatasaray sonrasında da beşiktaş hasılat paylaştırılmasına karşı çıktıları için lige katılmaktan vazgeçmiştir. yani para ile profesyonellik geliyorsa işte para sebebiyle katılmamışlardır.

üstüne üstlük türkiye milli takımı ilk resmi maçını 1923 yılında romanya ile oynamıştır. herhalde orada edilen skor " amatör " olarak kabul görmüyor değil. zira o milli takımın kadrosu, bugün şampiyonluğu kabul görmeyen liglerde oynayan futbolcular tarafından oluşturuldu.
ilk katılma hakkını elde ettiğimiz dünya kupası 1950 dünya kupasıdır. fakat 2. dünya savaşı sebebinin yarattığı
ekonomik darboğaz sebebiyle gidememiştik. şimdi o dönemde uruguay'ın kazandığı şampiyonluk için ingiltere şunu mu demeli ? türkiye'nin katılamadığı şampiyonluklar sayılamaz, 13 takımla şampiyonluk mu kazanılır falan ?

sayısız ucuz argümana hak ettiği cevapları canlı yayında vermek gerekir. ama yok öyle biz katılmayız diyerek sıyrılmak. eğer varsa karşı teziniz, ortaya koyarsınız. 2 oturumluk bir toplantı ile ortaya dökersiniz. ilk oturumda herkes fikrini paylaşır, ikincisinde o fikirlere cevap verilir.

tabi sulandırmak için o zaman 1905'ten itibaren başlatalım falan deniliyor. benim için hiçbir sorun teşkil etmemekle birlikte, amatör diyerek karşı çıkılan 1923-1959 dönemi için daha da amatör olan bir dönemin referans göstermek acizliğin göstergesidir. fakat 1923'ün önemi şu, o dönemde tff kurulmuş, ilk resmi milli maçını oynatmış.

hatta öyle ki 1933 türkiye birinciliğini kazandığımız dönem, izmirspor ile oynadığımız maç aslında mustafa kemal atatürk'ün cumhuriyetin 10. yıl konuşmasını yaptığı 29 ekim 1923 günü ankara'da oynanan maç. maçta olaylar çıkınca, ışıklandırmanın da olmaması sebebiyle ( şimdi ışıklandırma yok demeyin, bugün bile ışıklandırması olmayan stadyumlar var ) erteleniyor. maçın oynanması için kura çekimini tbmm başkanı kura çekiyor ve maç izmir'de oynanıyor. maçı da tarafsızlığı ortaya çıksın diye dikkat yabancı bir hakem ile oynatıyorlar. bugün bile yabancı hakem getirmekte muhafazakar davranılırken, böylesine bir ortamda genç cumhuriyet yabancı hakem getirerek şampiyonun adil olarak belirlenmesini amaçlıyor. demek ki ulusal bir önemi var ki bu derecede ülkenin en yüksek insanları kura çekiminden hakem kararına kadar işin içinde.

daha uzun uzadıya sayısız tez ile cevap vermek mümkün. kısa bir entry yazmak için girip uzun uzadıya yazdım ama hakkını aramak ayıp sayılmaya başladı bu ülkede. buna kayıtsız kalamam.