Baştan söyleyeyim söylediklerinin tamamını okuyacak vakti henüz bulamadım ve Aziz yıldırım'ı da sevmem. Söylediklerinin büyük çoğunluğu gördüğüm kadarı ile her zamanki gibi hamaset ve megolamanlık kokuyor. Fakat gel gelelim pek çok konuda da dibine kadar haklı. Doğruyu söyleyenin yanlış olması doğruyu yanlış yapmaz.

Benim dikkatimi özellikle iki konu çekti. Bunlardan ilki ali koç'un hibe ettiğini iddaa ettiği paraların durumu. Eğer kulube borç verip borç verdiği paraları çarçur ederek günü kurtarmak maksatlı kulubü daha da beter bir bataklığa sürüklediyse halimiz gerçekten çok vahim. Ben şahsım adına ali koç'un kulubü ekonomik anlamda iyi yönettiğine inanmıyorum. Gittiğinde aziz yıldırım'dan dahi daha beter bir enkaz bırakacağına dair çok ciddi şüphelerim var. Ikinci mesele ise transferlerin şeffaflığı. Irfan can kahveci örneği üzerinden gidersek söyledikleri muhtelemelen doğru. Şöyle ki galatasaray'ın devre arası kullanabilecegi ne limiti, ne de kasasında parası vardı. 4.5 milyon euro teklif edilen oyuncuya 11 milyon euro'dan girmek nasıl bir iş bilmezlik, skandaldır. Yoksa fenerbahçe içerisinde olup başakşehir kulubüne ve ideolojisine yakın birileri istanbul seçimlerinden sonra gelirleri kesilen ideolojik bir kulube finansman mı sağlıyorlardı? Mesele her ne olursa olsun ortada çok ciddi çarçur edilen transfer bütçeleri ve üstüne şeffaflıktan pek alâ uzak bir yapı var. Fenerbahçe kimsenin babasının malı değildir, Fenerbahçe vakıf statüsünde bir halk takımıdır şeffaf olmak zorundadır ve aksi kabul edilemez.

Bir de ülkenin cahilleri günümüz siyasi konjonktürü üzerinden tutturmuşlar bir birlik olma meselesi. Arkadaşlar çok seslilik olmayan yerden başarı çıkmaz. Hainlik ile, muhalefet etmek, farklı düşünmek arasında çok büyük farklar vardır. Yakın tarihten örnek vermek gerekirse XX. Yüzyılın en önemli üç olayından birisi olan Türk devrimi inanılmaz büyük düşünce farklılıklarının ve tartışmaların ürünüdür. Ingiltere, fransa, abd gibi bütün büyük gelışmış ülkelerin başarısının ardında tartışma kültürü yatar. Fenerbahce gibi Koskoca bir camiayı belli başlı kalıplara sokmaya çalışmak ahmaklıktan başka birşey değildir. Lütfen bırakın artık şu taraftar bölümesin, camia karışmasın, aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın saçmalığını.
(bkz: #103275)

Bende eğlenmek için takip ediyorum, bugün biraz kıvırtsa da bence hala içten içe hemen hemen her konuda aynı fikirde. Sadece içini dökmek için Narsistçe haklı çıkacağı günü bekliyor. Daha çok bekler.

Şöyle ilginç bir yorumu da mevcut: "Ben hayatımda Jesus'un oynattığı gibi bir sistem görmedim. Fenerbahçe'ye top geçtiğinde 3'lü defansa geçiyor. Top rakipteyken 4'lüye geçiyor. Her sistemi oynamaya devam ediyor. Oyuncular da her sisteme ayak uyduruyor."

Herifin şampiyonlar ligi maçlarını bile izlememesine mi yanayım, yoksa hala daha keramet 3'lü de değile getirmeye çalışmasına mı?

Neyse bu sene önceliği vallerian ismail gibi. Afiyet olsun.
ingiltere milli takımı ve chelsea'nin bayrak taşıyıcılığını yaptığı vitor hocamın da oynatmakta ısrar ettiği sistemdir. bu sistemin temelde en önemli adamları orta sahanın kenarlarıdır, bu adamlar 95 metrelik koridoru gerektiğinde tek başına kullanmaları gerekmektedir hem defansif hemde ofansif yeterlilikleri olmalıdır buradan bakınca vitor'un kadroyu doğru tahlil etmeden kafasındaki şablonu takıma uydurmaya çalıştığını anlıyoruz benzerini Zdenek Zeman yapmıştı havaalanından iner inmez 4-3-3 oynatacağım demişti sonrasında takım da kendi de dağılıp gitmişti, 3lü sistemi beğenmekle birlikte Fb kadrosunun 4lü sisteme daha uygun olduğunu düşünenlerdenim, umarım biz yanılırız vitor hocam haklı çıkar.