Düzenli takip ettiğim bir yazar. Sürekli iyi oyun kaygısı taşıyan benim gibi azınlığın sesidir o.

Fakat köşe yazılarındaki yeteneğini kamera karşısında göremiyoruz. Sonuçta hitabet başka bir iş. buna üzülüyorum çünkü futbolun esas sorunlarını konuşulmadığı yani futbolun konuşulmadığı yerde gazeteci olan ve futbolu seven, polemik peşinde koşmayan uğur meleke gibi kişiler Tv'de kendisine yer bulamıyor.
Öte yandan bugünkü ( 28 Nisan 2020 ) yazısında itiraz ettiğim bir nokta var.Link
Tek bir şehirde oynasın eğer maçlar oynatılacaksa diyor. Fakat İstanbul dışında hiçbir şehir bunu kaldıramaz. 18 takımın antrenman ihtiyacını karşılayacak 18 takımın otel problemini çözecek ve bir maç haftasinda 9 maçın oynanacağı bir stadyum rezervi olan İstanbul dışında hiçbir yer yok. Zira 3 günde bir maç oynandığında zemin mahvolacak.


Antalya deniliyor ama haziran-temmuz sıcaklarında Antalya'da maç yapılması imkansız.


İkinci olarak neden sadece süper lig düşünülüyor. Bunun alt ligleri de var. Oradaki futbolcuların, kulüplerin de emeği var. Herkes bir üst lige çıkma derdinde ortada bir emek varsa herkesin emeği var. Hadi süper ligi tek bir şehirde oynattık, ya ikinci lig, birinci lig.
Bir de maçların oynatılmasınin sebebinin ekonomiktir olduğunu ve kötü yönetilen kulüplerin doğal selesyon sonucu batması gerektiğini söylemine bayıldım. Gerçekten kötü yönetilen kulüpler mazileri ne olursa olsun batıklar ise batsınlar. Buna Real Madrid de Juventus da Münih de Fenerbahçe de dahil. İşini iyi yapan ödüllendirilmezse neden işini iyi yapacak ki bundan sonra...
Öte yandan aynı yazıda maçlar seyircisiz oynatılmalı demiş. Çok doğru söylemiş zira bu salgının ne kadar süreceği belli değil. Fakat okulları açacaklar, camileri açacaklar, avmler açılacak, turizm başlasın diye mücadele var. Buna göz yuman ya da yummak zorunda kalan ekonomik gerekçelerin ve kaygıların ağır bastığı bir dönemde stadyumların kapalı kalması imkansızdır. Belki bu kalan 8 lig haftası için olacak olandır fakat gelecek sezon bunu yapabilmeleri imkansız. Üstüne üstlük stadyum gelirleri de büyükten küçüğe her kulüp için olmazsa olmaz.
23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçından 1 gün sonra beinsports haber'de yayınlanan bein manşet programında futbolda mertlik hareketi başlatılmalı diyen yorumcu.

Peki uğur bey bu vakte kadar neredeydiniz geçen sezon ki kayser fenerbahçe ya da bu sezon ki fenerbahçe hatay, fenerbahçe konya maçlarında hataylı ve konyalı futbolcular oyunu soğuturken bu mertlik hareketinin başlatılması için neden seferberlik çağrısı yapmadınız ?? Aynen kanka objektif yorumcu hadi ikileyin
Son birkaç yazısında Türkiye'nin Avrupa sıralamasındaki düşüşünden bahsediyor ve takımlarımızın şerefli mağlubiyetler döneminde girmeye başladığını söylüyor.

Çok da doğru.

Çözüm olarak da ligleri temmuz ayında başlatmayı bulmuş.

Bunun imkansız olduğunu o da biliyor zira bırak temmuz ayını Ağustos ayında bile Türkiye'de futbol oynamak imkansıza yakın. Daha 3 gün evvel gece uyumak bile imkansızdı.

Eleme maçlarına hazırlık yapmak, kulüpler transferleri erkenden bitirmek için uğraşır diye ligler temmuzda başlasın diyor da transfer yapacak para yok kimsede. Elit liglerden ıskartaya oyuncu çıkar mı diye bekliyor alayı.

Küresel ısınmanın yarattığı sıcaklık artışı günden güne hissediliyorken temmuz ayında liglere başlamak imkansıza yakın bile değil im kan sız.

Tabi ülke futbolunun Avrupa'da günden güne erimesinden başta TFF ve kulüp başkanları rahatsız olmadığı ve dert edinmediği için futbol yazarları dert edinmeye başladı. Kulüpler için hesaba yatacak garanti UEFA gelirleri önemli, gerisi önemli değil. Ama yakında ( mesela seneye ) direkt katılacak takım olmayacak gibi.
Uğur Meleke: "Dün aslında özellikle 25-30 arası Ankaragücü, Fenerbahçe’nin solunu ciddi biçimde yıpratmaya başlamıştı. Ancak 35’inci dakika civarında Jesus’un farkını hissettik bir kez daha. "Oyunun durduğu bir anda sol kanat bek Ferdi ve sol stoper Szalai’yi yanına çağıran Jesus, nasıl bir uyarıda bulunduysa o bölgedeki kanayan yaraya pansuman yapmayı başardı. Rüzgâr hafifledi. Fenerbahçe, Jesus’la 3 aylık süreçte Türk spor medyasının tüm ezberlerini bozmaya devam ediyor;

1- ”7 günde 3 maç oynadık” argümanına sığınmıyor. “Sadece küçük takımlar haftada 1 maç yapar” diyor

2- İdeal 11 kavramını çöpe attı. Fenerbahçe’nin ideal 25’i var adet

3- Bir maç üçlü, bir maç dörtlü savunma tercih edebiliyor ama o konuda herhangi bir yoruma da mahal bırakmıyor. Üçlü, dörtlü ya da beşli, Fenerbahçe’nin oyunu dizilişe göre değişmiyor. Oyun standardını her durumda koruyor."