ligin 5. haftası itibariyle ana kadro ve oyun statejisini sahaya koymuş teknik direktördür. buna göre, geri dörtlü ve alternatifleri malum kadromuzda, hücumun bir kanadında pelkas, ferdi veya iyi olduğu zamanlarda perotti gibi yaratıcı bir ayak, diğer kanadındaysa ikinci santrafor özellikli valencia, thiam veya sinan yer alırken forvet arkası olarak ozan, mhy veya ömer faruk'u, tek forvet olarak da samatta, cisse veya ademi'yi göreceğiz. orta sahanın merkezindeyse sosa ve gustavo gibi iki usta ayak alternatifsiz olarak yer alıyor.
18 transfer yapıp 25 kişilik bir kadro kurduktan sonra yaratılan sistemde kilit noktadaki iki oyuncunun da alternatifi yok, birinin yaşı 35, diğerinin 34. peki b planı nedir? birkaç idman ve hazırlık maçında üçlü savunma ya da çift forvet deneyip farklı dizilişlerdeki alan paylaşımını, savunma ve hücum geçişlerini elinizdeki oyunculara öğretip benimsetmeniz mümkün olmuyor maalesef. yıl olmuş 2020, herhangi bir hafta sonu oturduğunuz yerden 50 farklı ligde 500'den fazla maçı canlı takip etmeniz mümkün. futbolun iyisine de kötüsüne de erişim bu kadar kolayken rakibe göre oyun ve oyuncu seçeceğiz gibi demeçler, çok afedersiniz ama bana abesle iştigal geliyor.
her şeyden önce kim sizin rakipleriniz ? antep dışında kalan 18 takım da dörtlü savunma ve tek forvetle oynuyor; orta sahada bize karşı en az 2 oyun bozan oyuncu kullanıp kenarlardan pas organizasyonlarıyla savunma arkasına sarkmaya çalışıyorlar. önde stoper ve beklerimize baskı yapıp geride gömülü bekleyerek ceza sahası ve çevresinde bize boşluk bırakmıyorlar. stoperlerden biri tek forvetimizi kucağına alıyor, bekler sağ ve sol açık oyuncularımıza basıp döndürmemeye çalışıyor, orta sahanın ortasında top genelde bizde kalsa da ileri uçtakiler markajdan kaçamadığı sürece, pozisyon bulamıyoruz. beklerimizin hücuma katılıp yaptığı ortalarda, ceza sahasında en fazla 2 oyuncumuz pozisyon alabiliyor ve onlar da en az 5 rakip savunmacı arasında kaybolup etkili olamıyor. geriye bir tek duran toplar kalıyor. duran toplar da maç kazanmaya yeter ama şampiyonluk getirir mi?
en az 10 sezon hem erol hoca'nın hem de emre kaptan'ın kupalardan kupalara koşmasını dilediğim için mevcut gidişhata bakıp lafı uzatıyorum, sözlük ahalasinden affımı dilerim!
haftalar ilerledikçe yaratıcılık gerektiren işleri sadece sosa'ya bırakan bırakan bir takım izliyoruz. sosa, ana sistemde pirlovari bir registaya benzetilse de bence tamamen avrupa ve dünya şampiyonu olan ispanya milli takımındaki xabi alonso'ya benzeyen bir segundo volante rolünde. takım kompakt bir halde ileri geri hareket ettiği zaman hem kısa hem de derin paslarla oyunun rengini değiştirecek işler yapabiliyor, ancak takımın boyu uzadığı noktada hücum- savunma geçişlerinde aksayarak hem pozisyonunu kaybediyor hem de fiziksel olarak ekstra yıpranıyor. dolayısıyla, asıl ihtiyacımız olan ofansif meziyetlerini yeterince sahaya yansıtamıyor.
yanındaki gustavo, savunmadan aldığı topları ikinci ve üçüncü bölgeye isabetli bir şekilde dağıtacak beceriye sahip olduğu halde sadece rakibe orta sahada ilk presi yapıp kaptığı topu sosa ya da caner'e veren bir görev adamı rolünde. gustavo'yu bu kadar basit rolde kullanacaksak, keşke jailson'u kadroda tutup gustavo'yu çok daha büyük paralara satsaydık.
ozan'ın bu kadroda yapabileceği en iyi iş, bursa'da onudaha 18 yaşındayken a milli takıma yükselten görevi gibi, gustavo gibi bir kesici ile sosa gibi bir yaratıcı arasındaki boşluğu topsuz koşularla doldurup iki ceza sahası arası gidip gelmek olur. lakin, onu üçüncü bölgede rakip savunmacıların top çıkarmasını zorlaştıran bir pres opsiyonu olarak görüyoruz. mhy, fizik olarak yükseldikçe erol hoca'nın ozan'dan beklediği işleri gayet iyi yapabilecek kadrodaki tek oyuncu, ama bu kez de, defansif anlamda ozan kadar iyi pozisyon alamadığı için rakibi sadece faul yaparak durdurmak zorunda kalacak ve orta sahadaki top kapma ve pas arası yükü tamamen gustavo'ya binecektir. dolayısıyla, bu sistemde ne ozan'dan ne de mhy'den yeterli verim almamız da mümkün görünmüyor.
kanatlara baktığımızda, ikinci santrafor nitelikli valencia, thiam ve sinan'ın süre aldıkları zaman içerisinde kanat forvet rolüyle ya hücumda var olmak için savunma görevlerini aksattıklarını ya da savunmaya destek vererek enerjilerini tükettikleri için hücumdaki bitirici rollerde etkisiz kaldıklarını görüyoruz. diğer kanatta yaratıcı bir oyuncunun kullanılması, bu sistemin belki de en verimli yanı; zira, sosa'nın topla ilk buluştuğu bölgeler rakip kaleye oldukça uzak olduğu için üçüncü bölgede mutlaka pas becerisi yüksek ve adam eksiltebilen bir oyuncuya ihtiyaç duyuluyor.
tüm bu eleştirilerimin özeti; ana sistem olarak benimsenen düzenin kadro yapısına uygun olmadığı ve gayet zengin kadromuzu özellikle orta saha rotasyonunda zayıf gösterdiğidir. ayrıca, bu ligde yüksek konsantrasyon ve motivasyonla oynadığımız bir a planımız olduğu sürece, b planı olarak sadece sahadaki forvet sayısını arttırıp topu şişirip ceza sahasında kaos yaratmamız yeterli olacaktır. bu a planı içinde mevcut kadroya göre en verim alacağımız sistem çift forvetli bir düzendir. forvet arkasında sosa'yı ya da perotti'yi serbest bırakıp onların arkasında ferdi, pelkas, ozan, mhy, öfb, tolga ve gustavo'dan üçüyle hem merkezi tutan hem de kanatlara yardım eden bir kurgu oluşturabiliriz. samatta ile birlikte cisse, thiam, valencia, ademi veya sinan'dan bir ikilinin sosa ya da perotti ile kuracağı diyalog, savunulması zor bir hücum hattı yaratacaktır. beklerin hücuma çıkmasıyla hücuma alanımız genişleyecek ve orta saha oyuncularımızın ceza sahasına sarkabileceği alanlar oluşacaktır.
18 transfer yapıp 25 kişilik bir kadro kurduktan sonra yaratılan sistemde kilit noktadaki iki oyuncunun da alternatifi yok, birinin yaşı 35, diğerinin 34. peki b planı nedir? birkaç idman ve hazırlık maçında üçlü savunma ya da çift forvet deneyip farklı dizilişlerdeki alan paylaşımını, savunma ve hücum geçişlerini elinizdeki oyunculara öğretip benimsetmeniz mümkün olmuyor maalesef. yıl olmuş 2020, herhangi bir hafta sonu oturduğunuz yerden 50 farklı ligde 500'den fazla maçı canlı takip etmeniz mümkün. futbolun iyisine de kötüsüne de erişim bu kadar kolayken rakibe göre oyun ve oyuncu seçeceğiz gibi demeçler, çok afedersiniz ama bana abesle iştigal geliyor.
her şeyden önce kim sizin rakipleriniz ? antep dışında kalan 18 takım da dörtlü savunma ve tek forvetle oynuyor; orta sahada bize karşı en az 2 oyun bozan oyuncu kullanıp kenarlardan pas organizasyonlarıyla savunma arkasına sarkmaya çalışıyorlar. önde stoper ve beklerimize baskı yapıp geride gömülü bekleyerek ceza sahası ve çevresinde bize boşluk bırakmıyorlar. stoperlerden biri tek forvetimizi kucağına alıyor, bekler sağ ve sol açık oyuncularımıza basıp döndürmemeye çalışıyor, orta sahanın ortasında top genelde bizde kalsa da ileri uçtakiler markajdan kaçamadığı sürece, pozisyon bulamıyoruz. beklerimizin hücuma katılıp yaptığı ortalarda, ceza sahasında en fazla 2 oyuncumuz pozisyon alabiliyor ve onlar da en az 5 rakip savunmacı arasında kaybolup etkili olamıyor. geriye bir tek duran toplar kalıyor. duran toplar da maç kazanmaya yeter ama şampiyonluk getirir mi?
en az 10 sezon hem erol hoca'nın hem de emre kaptan'ın kupalardan kupalara koşmasını dilediğim için mevcut gidişhata bakıp lafı uzatıyorum, sözlük ahalasinden affımı dilerim!
haftalar ilerledikçe yaratıcılık gerektiren işleri sadece sosa'ya bırakan bırakan bir takım izliyoruz. sosa, ana sistemde pirlovari bir registaya benzetilse de bence tamamen avrupa ve dünya şampiyonu olan ispanya milli takımındaki xabi alonso'ya benzeyen bir segundo volante rolünde. takım kompakt bir halde ileri geri hareket ettiği zaman hem kısa hem de derin paslarla oyunun rengini değiştirecek işler yapabiliyor, ancak takımın boyu uzadığı noktada hücum- savunma geçişlerinde aksayarak hem pozisyonunu kaybediyor hem de fiziksel olarak ekstra yıpranıyor. dolayısıyla, asıl ihtiyacımız olan ofansif meziyetlerini yeterince sahaya yansıtamıyor.
yanındaki gustavo, savunmadan aldığı topları ikinci ve üçüncü bölgeye isabetli bir şekilde dağıtacak beceriye sahip olduğu halde sadece rakibe orta sahada ilk presi yapıp kaptığı topu sosa ya da caner'e veren bir görev adamı rolünde. gustavo'yu bu kadar basit rolde kullanacaksak, keşke jailson'u kadroda tutup gustavo'yu çok daha büyük paralara satsaydık.
ozan'ın bu kadroda yapabileceği en iyi iş, bursa'da onudaha 18 yaşındayken a milli takıma yükselten görevi gibi, gustavo gibi bir kesici ile sosa gibi bir yaratıcı arasındaki boşluğu topsuz koşularla doldurup iki ceza sahası arası gidip gelmek olur. lakin, onu üçüncü bölgede rakip savunmacıların top çıkarmasını zorlaştıran bir pres opsiyonu olarak görüyoruz. mhy, fizik olarak yükseldikçe erol hoca'nın ozan'dan beklediği işleri gayet iyi yapabilecek kadrodaki tek oyuncu, ama bu kez de, defansif anlamda ozan kadar iyi pozisyon alamadığı için rakibi sadece faul yaparak durdurmak zorunda kalacak ve orta sahadaki top kapma ve pas arası yükü tamamen gustavo'ya binecektir. dolayısıyla, bu sistemde ne ozan'dan ne de mhy'den yeterli verim almamız da mümkün görünmüyor.
kanatlara baktığımızda, ikinci santrafor nitelikli valencia, thiam ve sinan'ın süre aldıkları zaman içerisinde kanat forvet rolüyle ya hücumda var olmak için savunma görevlerini aksattıklarını ya da savunmaya destek vererek enerjilerini tükettikleri için hücumdaki bitirici rollerde etkisiz kaldıklarını görüyoruz. diğer kanatta yaratıcı bir oyuncunun kullanılması, bu sistemin belki de en verimli yanı; zira, sosa'nın topla ilk buluştuğu bölgeler rakip kaleye oldukça uzak olduğu için üçüncü bölgede mutlaka pas becerisi yüksek ve adam eksiltebilen bir oyuncuya ihtiyaç duyuluyor.
tüm bu eleştirilerimin özeti; ana sistem olarak benimsenen düzenin kadro yapısına uygun olmadığı ve gayet zengin kadromuzu özellikle orta saha rotasyonunda zayıf gösterdiğidir. ayrıca, bu ligde yüksek konsantrasyon ve motivasyonla oynadığımız bir a planımız olduğu sürece, b planı olarak sadece sahadaki forvet sayısını arttırıp topu şişirip ceza sahasında kaos yaratmamız yeterli olacaktır. bu a planı içinde mevcut kadroya göre en verim alacağımız sistem çift forvetli bir düzendir. forvet arkasında sosa'yı ya da perotti'yi serbest bırakıp onların arkasında ferdi, pelkas, ozan, mhy, öfb, tolga ve gustavo'dan üçüyle hem merkezi tutan hem de kanatlara yardım eden bir kurgu oluşturabiliriz. samatta ile birlikte cisse, thiam, valencia, ademi veya sinan'dan bir ikilinin sosa ya da perotti ile kuracağı diyalog, savunulması zor bir hücum hattı yaratacaktır. beklerin hücuma çıkmasıyla hücuma alanımız genişleyecek ve orta saha oyuncularımızın ceza sahasına sarkabileceği alanlar oluşacaktır.