(bkz: #82200) ile kendisi hakkındaki düşüncelerimi yazdıktan nerdeyse 4 ay ve bu sayfalara en son bir şeyler yazdıktan nerdeyse 2,5 ay sonra bir gece vakti her yerde ismini gördüğüm, görür görmez uykumu kaçıran, tansiyonumu fırlatan portekizli işsiz.
hemen yarın takımın başına geçse, ismail hoca'nın seçtiği oyuncuları sahaya şu şekilde dizer; kalede altay, geri dörtlü osayi, min jae, serdar aziz, ferdi; onların önünde crespo; onun önünde zajc; zajc'ın solunda mhy, sağında irfancan; ileride rossi ve serdar dursun. yani 4-1-3-2. çift stoperi ve önlerindeki crespo'yu ayırın, 7 kişiyle hücum yapan bir takım..
buna karşı ligde rakipler ezbere 4-2-3-1 oynamaya çıktıklarında; serdar aziz, min jae ve crespo üçgeni karşılarında rakibin tek santraforu ve o santraforun arkasından üç ofansif orta sahanın presini görecekler. bu presi aşmak için ya kanatlara doğru genişleyip topu beklere paslayacaksınız ya da ileriye doğru uzun şişirip hücum oyuncularının hava topunu kazanmasını bekleyeceksiniz.. her türlü, oyun alanını genişletmeniz gerekecek.. bu da daha geniş alanda oynamak, daha çok koşmak, rakip kaleye ulaşmak için daha çok efor harcamak demek.
ofansif orta saha üçlüsü, crespo'ya yaklaşıp pas opsiyonu oluştursa, bu kez de ileri ikili ile ofansif orta saha arasındaki mesafe açılacak ve rakibin merkez orta sahaları yine pas arası yaparak topu kapacak fırsatlar bulacak.
bunun gibi, pozisyon pozisyon kurgular çıkartılarak jorge jesus'un çalıştırdığı takımları başarıdan başarıya koşturan oyun düzeninin bizim ligimizde ne kadar kolay pasifize edilebileceği görülebilir.
bu ligde kalabalık orta sahalar, adam eksilten kanatlar, fizikli ve son vuruş becerisi olan bir santrafor şampiyonluğun anahtarıdır. bundan başka bir oyunla başarıya ulaşmak için bile önce 4-2-3-1 ile başarıya ulaşıp oyuncuların birbiriyle uyumu ve saha içi olgunluğu üzerinden farklı oyun arayışlarına girmek gerekir.
67 yaşında bir teknik adamın, bugüne kadar başarıya ulaştığı formülleri terkedip bu ligin yapısına uygun bir oyun anlayışı benimsemesi hiç de gerçekçi olmayacağı için, dilerim bu sevda yakında biter ve jorge jesus bu topraklara sadece tatil için gelir.
hemen yarın takımın başına geçse, ismail hoca'nın seçtiği oyuncuları sahaya şu şekilde dizer; kalede altay, geri dörtlü osayi, min jae, serdar aziz, ferdi; onların önünde crespo; onun önünde zajc; zajc'ın solunda mhy, sağında irfancan; ileride rossi ve serdar dursun. yani 4-1-3-2. çift stoperi ve önlerindeki crespo'yu ayırın, 7 kişiyle hücum yapan bir takım..
buna karşı ligde rakipler ezbere 4-2-3-1 oynamaya çıktıklarında; serdar aziz, min jae ve crespo üçgeni karşılarında rakibin tek santraforu ve o santraforun arkasından üç ofansif orta sahanın presini görecekler. bu presi aşmak için ya kanatlara doğru genişleyip topu beklere paslayacaksınız ya da ileriye doğru uzun şişirip hücum oyuncularının hava topunu kazanmasını bekleyeceksiniz.. her türlü, oyun alanını genişletmeniz gerekecek.. bu da daha geniş alanda oynamak, daha çok koşmak, rakip kaleye ulaşmak için daha çok efor harcamak demek.
ofansif orta saha üçlüsü, crespo'ya yaklaşıp pas opsiyonu oluştursa, bu kez de ileri ikili ile ofansif orta saha arasındaki mesafe açılacak ve rakibin merkez orta sahaları yine pas arası yaparak topu kapacak fırsatlar bulacak.
bunun gibi, pozisyon pozisyon kurgular çıkartılarak jorge jesus'un çalıştırdığı takımları başarıdan başarıya koşturan oyun düzeninin bizim ligimizde ne kadar kolay pasifize edilebileceği görülebilir.
bu ligde kalabalık orta sahalar, adam eksilten kanatlar, fizikli ve son vuruş becerisi olan bir santrafor şampiyonluğun anahtarıdır. bundan başka bir oyunla başarıya ulaşmak için bile önce 4-2-3-1 ile başarıya ulaşıp oyuncuların birbiriyle uyumu ve saha içi olgunluğu üzerinden farklı oyun arayışlarına girmek gerekir.
67 yaşında bir teknik adamın, bugüne kadar başarıya ulaştığı formülleri terkedip bu ligin yapısına uygun bir oyun anlayışı benimsemesi hiç de gerçekçi olmayacağı için, dilerim bu sevda yakında biter ve jorge jesus bu topraklara sadece tatil için gelir.