2008 Fenerbahçe Ülker - Efes Pilsen ve Fenerbahçe Ülker - Türk Telekom serilerini canlı izlemiş biri olarak bu adamı Fenerbahçe basketbol tarihinde apayrı bir yere koyuyorum. İnanılmaz bir özgüven, başarma hırsı ve saf yetenek.

Oyunu bu kadar bireysel oynamasa çok rahatlıkla bir NBA yıldızına dönüşebilirdi fakat o oyunu bildiği şekilde oynamayı seviyordu. Oynadığı oyundan hem kendi zevk alıyordu hem de aynı hazzı taraftara yaşatıyordu.

Sahada Fenerbahçe'nin vücut bulmuş hali gibiydi. taraftarın gönlünde THE KING lakabını aldı. Bugüne kadar Avrupa basketbolunda bu lakabın bu kadar yakıştığı bir karakter daha görmedim.

Willie The King Solomon'u izlemeyenler için ufak bir link bırakmak isterdim fakat anlatmak istediğimi ancak tribünde 40 dakikayı dolu dolu canlı yaşayarak anlayabilirsiniz.

Onu izleyememiş nesil adına üzgün olmakla beraber, o dönem Abdi İpekçi'de tribünü paylaştığım ve ne anlatmak istediğimi çok iyi anlayan renktaşlarımı selamlıyorum.