9.haftadan itibaren yarıştan koptuğumuz sezon. ts yenilgisi ve ali maçalan'ın skandal kararlarıyla takım dağılma sinyalleri vermişti. ilk yarının sonlarına doğru kötü futbol ve takım içindeki gruplaşmalar yüzünden sezon gitt. ismail hoca ocak ayında getirildi ve taraftarın önüne atıldı. neyseki giresun maçıyla takım toparlandı ve sezon sonu sonraki sezon için umut verdi. 21-22 sezonunda yapılan en büyük hata ismail kartal ile devam etmemek oldu.
35. Haftasında 41 gol atılan sezon.
Yani maç başına 4.1 gol ortalaması oluyor.
Oynanan 10 maçtan 8'i karşılıklı golle sonuçlanmış, karşılıklı gol olmayan bu iki maç aynı zamanda alt biten iki maç oluyor.

Bir haftada atılan en fazla gol rekorunu ele geçirmiş midir bilmiyorum ama buna aday haftalardan. Tabi Göztepe - Rizespor maçında atılan 8 gol de ortalamayı bu kadar üste çeken etkenlerden.
Şike kumpasından sonra Ligin marka değerine sürülmüş en kara lekelerden biridir. Isteyen istediğini şampiyon ilan etsin. Adil olmayan değerli de değildir. Bugün ihale 200 milyon ediyor, şampiyonlar ligine ise doğrudan takım yollayamıyoruz. Böyle şampiyon tayin etmeye devam ettikçe bugünleri de mumla arayacağız. Trabzon ise adil bir şekilde 8. Olabildiği sezonları bile arayacak. Bu sezon Trabzonspor da dahil olmak üzere süper lig kaybetti.
Trabzonspor'un şampiyon olması değil, Trabzonspor'un nasıl şampiyon olduğunu incelediğimiz zaman konunun kalite olmadığını anlıyoruz. Ülkemizde kalite denen kavram kasıtlı olarak yok sayılıyor. İstedik ve oldu kafası. Biz kaliteli içeriğe şu an ulaşamayız. Bunun çözümü bellidir ama orada da devreye insan kalitesi girer. Maalesef küçük bir azınlık dışında bu işler arz talep diyorum. Eğer bir yerde herkes aynı şeyden şikayet ediyor ve bunu sadece laf olarak söylüyorsa orada bir şey düzelmez. Çünkü bu sizin sindirildiğinizi gösterir.

Dışarıda çoğu insan aynı şeyi söylüyor ama Ortak paydada buluşamıyorsa Nasıl düzeleceğiz biz?

Neyse ya hadi susalım.
kötü başlayan, garip gelişen, ve muhtemelen kötünün iyisi şekilde bitecek sezon.

yüksek ihtimalle hoca bulamayan ali koç'un mecburen eskilere "uyudun mu" yazmasıyla girdiği yol sonucunda sezona vitor'la başladık. vitor'un fener'deki ilk döneminde yaptığı hataların tamamen aynılarının yine yapıldığı, futbola dair tutarlı bir şekilde olumlu gösterge sunulmayan, neredeyse hiçbir zaman üst üste 2 hafta aynı 11'le başlamadığımız, topçuların birbirini tanımadığı ve haliyle uyumlu oynayamadığı ucube bir düzenle kör topal ilerledik.

bu süreçte 3 büyüklerden diğerlerinin de kendi benzer problemleri vardı. bjk kısa sürede ağızlarına 2 parmak bal çalan sergen'in takıma dair ilgisinin kaybolmasıyla yalpaladı, gs'de ise terim anadolu takımı kadrosu kurdu ve yönetemedi. bu esnada iyi topçularını macera aramadan doğru kullanan trabzonspor aradan ok gibi fırladı, cetveldeki diğer rakiplerini neredeyse ikiye katladı. halen de ilk yarının yüzü suyu hürmetine zirvedeler ve şampiyon olacaklar. (bkz: cepten yemek)

bu ortamda fener artık alıştığımız üzere yine hoca arayışına geçti, heyecanlandırmasa da "idare edecek" bir isim olan kartal'la sezon bitirilmek üzere sözleşildi. vitor gibi her hafta başka topçu oynatan bir yamyam yerine en azından tutarlı, futbolcuların birbirine alışmasına izin veren ismail kartal, haliyle kadrodaki yetenekli oyuncuların parlamasını sağladı.

bu sezon en azından kim, attila, zajc, bright, crespo gibi oyuncuları tanıdık ve kadroya monte edebildik. bence büyük kazanım. arda zaten bambaşka bir olay. ben rossi ve berisha'nın da performanslarını yükselteceğini tahmin ediyorum.

öyle şaşaalı, efsanevi bir sezon olmadı bu sezon. zaten şampiyonluk yarışında yoktuk, son haftalarda da "öylesine" varız. ama topçular kazandık, taraftar tekrar desteğe başladı, az çok iyi futbol neymiş onu gördük.

sanırım kaybettiklerimizden fazlasını kazandığımız bir sezon oldu bu. ben memnunum.
Crespo sakatlandığı için yerine muhtemelen gustavo oynayacak ve bizim ufacık olan şampiyonluk şansı da bu vesile ile gidecek. Malum kişinin geçen sezon son haftalarda şampiyonluğu nasıl yediğini hala daha unutamıyorum. Gençlerbirliği maçı, Sivas maçı hepsi onun eseri.