Tweetine şapka çıkarttığım gazeteci. Helal olsun gerçekten.

"2006’dan beri (2011’den sonra şiddetle) Fenerbahçe’nin Türkiye’yi terk etmesi gerektiğini savunuyorum. Gülenler ve itiraz edenler çıkıyor, “kaçtı derler” diye zırvalayanlar çıkıyor. Eğer hâlâ gelmediyseniz siz de bir gün bu noktaya geleceksiniz. Çünkü cemaatlerin ve siyasal İslamcıların kuşattığı güzel ülkemizde sistem, Fenerbahçe’nin rakibini desteklemek için kendiliğinden Voltran’ı oluşturuyor. Sistem bazen hakem formasıyla dikiliyor karşısına, bazen dinci bir terör örgütünün lideri, bazen bylock'lu bir TFF Başkanı, bazen 'parçalı' bir MHK Başkanı, bazen bir spor yazarı, bazen özel yetkili bir savcı, bazen emniyet müdürü, bazen başbakan, bazen cumhurbaşkanı!

Cemaatçiymiş, derin devletmiş, siyasetçiymiş ayırmadan her türlü güçten yararlanmayı çok iyi bilen oportünist rakibi, kazandıkça kazanırken Fenerbahçe erimeye devam ediyor. 1988 öncesi 7 şampiyonluğu bulunan ezeli rakip bu tarihten sonra 16 şampiyonluk kazanmışken… 1988 öncesi 11 şampiyonluğu bulunan Fenerbahçe’nin sonrasında sadece 8 şampiyonluk kazanmış olması akla, mantığa, istatistik bilimine aykırıdır. Tam da bu noktada firardaki terör örgütü üyesi Hakan Şükür’ün, “8 direkt, 14 endirekt, 22 kupada emeğimiz var” dediğini hatırlatmam gerekiyor.

Fenerbahçe büyüktür eyvallah ama eni konu bir spor kulübüdür. Türk sporunun lokomotifi olan bu cânım kulüp 36 yıldır gücünü fersah fersah aşan görünmez bir düşmanla boğuşuyor ve boğuluyor. Fenerbahçe’ye daha fazla işkence edilmesine göz yummayacak ve onu alıp buradan götürecek cesarete sahip kimse yok mu!"