(bkz: daniel guiza)

fiyat performans olarak tam bir çamaşır makinesiydi. Hani o zamanın 14 milyon eurosu şimdinin futbol piyasasında 40 milyon euro falan ediyor. bir de üstüne dönemin galaksi şampiyonu ispanya milli takımı oyuncusu, la liga gol kralı olunca türkiye'de leblebi gibi gol atacak sandık. Tabii kimse de sorgulamadı ki bu adam fenerbahçe'nin oyun stiline uygun mu diye. Hiç şüphesiz ki özel hayatında yaşadığı sıkıntılar da kendisini bir tık geri çekmiştir.

Fiyatını bir kenara koyarsak, uzun yıllardır onun seviyesinde bir santrfor bile izleyemedik. Bazı özelliklerine bakarak hafiften vedat'a benzetiyorum ama onun 2-3 gömlek üstüydü. Çok koşar, çok alan açar, çok pozisyona girer ama çok da kaçırırdı. Oyun tarzı gereği çanakkale geçilmez oynamayan takımlara karşı çok daha etkili olurdu. Doğal olarak derbiler de buna dahil. Galatasaray'a attığı topuk, beşiktaş'a attığı aşırtma golleri hiç unutmayacağım. Ha bir de bonservisini çıkartıp ağladığı golü de. Belki çamaşır makinesiydi ama yine de iyi ki formamızı giymiş diyorum.
gayet olağan bir hadise.

peki ya tersi olsa ?

çamaşırların temiz olsun, az elektrik yesin diye aldığın pahalı makine her gün halısahada gol diziyor mahalleden çocuklarla. olacak iş mi? kim yıkayacak o çamaşırları?