öncelikle vasatsevicilikten kurtulmak gerekiyor.

en basitinden rakibin 2 yıldır şampiyon yapan beklerini 3 ay formsuzdu diye g*tüne tekmeyi basıyor. sen aynı mevkilerde yıllardır vasatlarla oynuyorsun. çok yazık.

şimdi istesen de alamıyorsun bütçe yüzünden. zamanında yapsan bu hamleleri bugün bunları konuşmamıza bile gerek kalmayacaktı.
22 kişilik bir kadro ile yola çıkıp, her mevkide as ve yedek olmak üzere birer futbolcuya sahip olmamız gerekir öncelikle.
Maaş bütçesi planlamasını yıllardır yapamadığımız için forma giymeyen oyunculara vermiş olduğumuz milyonlarla birlikte başarısız oluyoruz.

Yaş ortalaması en fazla 27 olacak şekilde, genç, olgun ve 30lu yaşlarda oyunculardan dengeli bir kadro kurulmalı. Buna da kadro mühendisliği deniyor.

Elimizde çekirdek kadrosu olan bir futbolcu grubu var. Bunun üzerine ihtiyacımız olan mevkiler 2 yıldır yapılan transferlere rağmen hala aynı.

Hem kaliteyi yükseltip, hem de kadroyu dengeli bir şekilde oluşturduktan sonra teknik direktör tercihi ile başarı yakalamak zor değil.

Bir önceki entry sahibi yazar arkadaşın dediği gibi, bazı mevkilerdeki kadro şişkinliğine verilen maaşların toplamı ile ligin kaderini değiştirebilecek bir ya da iki futbolcu ikna etmek gayet mümkün.

Fenerbahçe futbol takımının Aykut kocaman döneminden kalan vasat alışkanlığından bir an önce kurtulması lazım.
iyi futbol iyi oyuncularla oynanır diye bir söz vardır. vasatı aşamayan ama "helal be ne mücadele verdi be adam" denilen topçuların sayısı arttıkça başarısızlık uzun vadede kaçınılmaz olur. bu tip ADamlar kadroda illa ki olacaktır ama diğer konularda sivrilebilmeleri lazım. futbol zekası üst seviye olabilir veya sezgileri yüksek olupta doğru zamanda doğru yerde bulunabiliyor olabilir vb. ama her ikiside yoksa (yetenek ile mental) o adam bir süre sonra takıma istemeden de olsa zarar vermeye başlar. zincirdeki halkalar ne kadar gelişirse gelişsin, o en zayıf halkadan dolayı kopar giderler emekleri hiç olur. sen takım olarak 4 4'lük organizasyon yapsan da top hasan ali'ye gelince o orta düzgün açılmazsa içerideki 4 5 adam bir süre sabredip sonra motivasyonu kaybedip basar küfrü. veya rakip sahaya yığılmışken dönen topları toplayıpta boştaki adama dağıtma görevi olan stoper zanka topu ıska geçipte kontradan gol yedirirse ne anlarım o işten. karşı karşıya atılamayan onlarca pozisyonun kahramanı tolga ciğerciler kruse'ler...vb.
yeteneksiz dediğimiz baroni'nin attığı şutu şuan kadromuzdan kimse atamaz. yeteneksiz dediğimiz kuyt'taki kondisyon ve zeka şuan tek tük oyuncumuzda vardır. artık yaşlandı denilen skrtel'in hava hakimiyetini aradık be resmen, serdar ve jailson'un üstünden kaç kafa golu yedik sayamadım. fazla agresif ya gitsin artık denilen alves'in tekniği orta sahamızda bile fark yaratır şuan. gene yeteneksiz denilen reto zigler'in de hakkı yenilmiş. anca koşuyor denilen dia'nın deparını bile aradım ben moses'in bilinçsiz koşularından sonra. ulan bizim taraftar diego'ya bile sövüyordu etrafında dönüyor diye.
özetle, her geçen yıl vasat topçulara alışıpta ederinden fazla değer verirsek zamanla o vasatlık standarda döner ve geri dönüşü zor olur. obradovic bile kadro kalitesi arttıkça her geçen yıl kupaya 1 adım daha yaklaşıpta almıştı. ben yönetimden gustavo tarzı transferler bekliyorum artık. bu fazla para harcayın demek değildir, adam gibi transfer yapın demektir. soru işareti barındıran adam yerine ne alacağını bildiğin adama yöneleceksin. slimani ve diğer kiralıklara milyonlar saçıldı, frey ve diğer bazı yeteneksizlere gene kaç milyon bonservis verildi. bunların yerine 4 5 garanti adam alınsa bu durumda olmazdık.
yazıp yazıp siliyorum bazı şeyleri, mali durumun iyi olmadığını biliyorum ama 2 seneyi devirdi ali koç. iyi kötü birçok şeye şahit oldu, yeteri kadar tecrübe sahibi olmuştur umarım. allah'ın hakkı üçtür diyerek son kozunu oynayacak bu sene. virüs ayağına haftalardır hocamız yok, süreç aceleye gelmedi bu iyi. umarım yeterince düşünülüp en doğru adımlar atılır. doğru hocaya "istikrarli" kadro verilirse inşallah seneye şampiyonluk hasreti biter...
edit: yeni farkettim, yukarıdaki 2 arkadaşta benzer şeyleri söylemişler. maliyet analizi ve kadro mühendisliğinin düzgünce yapılması ile yetenek seviyesinin yükseltilmesi konusunda hemfikiriz sanırsam.
Aşağıdakilerden bir ya da birkaçıdır. Bu işler kolay degil tabii. Sözleşmesi var, ödemesi var... Var oğlu var.

-ali Koç'un çevresindeki zengin çocuklarını derhal postalamasi ve iş bilen, eli suya sabuna değmiş, zor konuları düzgünce konusabilen hakiki insanlardan bir yönetim kadrosu kurması. Koç bu yapıyı Kuramiyorsa görevden el çekmesi ve kudretli Fenerbahçe camiasından başka bir başkanın durumu devralmasi. Benim burda işaret edeceğim yer saran'dir. Hafif çatlaktir ama, O adam fenerde basarili olabilir. (bkz: #41370)

-emre Belözoğlu ve arka beşli çetesinin oyuncu dostlarıyla beraber direkt olarak Fenerbahçe'den kapı dışarı edilmesi. Volkan falan... Yallah kardeşim. Kartal'da tecrübe kazan, iyi hoca olursanız bu kulübün kapısı herkese açık. Ozan da o gudumde maalesef. Severim ama fener topculardan büyüktür. Kurala uymayana, düzen bozana kapıyı işaret etmek gerek.

-belozoglu tayfasi dışında kalan ama fener seviyesinde olmayan çalışanlar ve futbolcularla da yolların ayrılması.

-takimin başına tercihen doğu Avrupalı, disiplinli bir koç getirilmesi. Dalic ya da bjelica doğru isimlerdi. Olmazsa başkasını bulsunlar, koca dunyada iyi hoca mı kalmadı? Bu hocaya ekibiyle beraber teklif yapılmalı. Temizinden 2 sene tanırım ben bu insanlara güzel bir takım kurabilmeleri için. Yeter ki o ışığı versinler.

-hocanin yanına "Erzurum deplasmanı soğuk olur", "Gençlerbirliği bize sert oynar" vs diyebilecek bir Türk verilmesi. Bu kişinin iyi bir takım oyuncusu olması.

-acunmus, Enes baturmus... Bu şekil medya maymunlariyla araya biraz mesafe konması. Bu lanet dünyada parası olan kral tabii, farkındayım. Ama bu paralilarin anlayamayacagi çok mesele var. Fenerin de bir ağırlığı var.

Bir çırpıda aklıma bunlar geldi. Tabii başta da dediğim gibi, kolay işler değil. Bize yazması kolay. O toplantı odalarında bu konuları konuşmak ise stresli ve zor. Ama feneri yönetmek böyledir işte. Dünyayı yönetmeye cesaretim var, ama Fener'e gel başkan ol deseler koşarak kaçarım.

Öyle stresli mevzu Fenerbahçe.
çok şey yazılır aslında. Yapılması gereken çok şey var. Yanlış bir tane, üç tane, beş tane değil ki. Hangi birini düzelteceksin?

Ama ilk iş doğru yönetim ve doğru teknik direktör seçimidir. Özellikle doğru teknik direktör seçimi çok önemli. Müthiş, isim yapmış, dünyaca ünlü, kariyerli bir yabancı olmak zorunda değil. Bu camiayla kanı uyuşacak, taktiksel birikimi yüksek, kriz yönetiminde başarılı olabilecek, oyuncularla iletişimi iyi bir teknik direktör olsa yeter. Emre'yle memreyle olmaz bu işler. Gerçek bir teknik direktörümüz olmak zorunda.

Sonrasında doğru bir kadro mühendisliği geliyor. Teknik direktörünüz doğruysa kadro mühendisliğiniz de doğru olacaktır çok yüksek ihtimalle.

Ve tabii ki bu teknik direktörün yanındaki yardımcıların da liyakatli isimlerden oluşması gerekir. dünyada imrendiğimiz takımlara baktığınızda hepsinde teknik direktör yardımcılarının liyakatli olduğunu görebilirsiniz. çünkü bir teknik direktör her zaman yeterli olmaz. İyi bir kondisyoner, iyi bir antrenör, kilitlenen maçlarda taktik anlamda teknik direktöre yardımcı olabilecek bir yardımcı td... volkan, selçuk'un postalanması gerekiyor bunların gerçekleşmesi için tabii.

yani bu hamlelerle başlanabilir. zaten bunları gerçekleştirirsek sorunlarımızın büyük kısmı çözülecektir.

öylesine yazdım işte. mevcut yönetim varken bunların gerçekleşmesi mümkün değil.
aşağıdaki takvimde yazılan maddelerdir.

-ali denilen zengin çocuğu şımarık zatın fb yönetiminden derhal el çektirilmesi ve dede şirketlerinde patronluk 31'ine devam etmesi,
-ali yancısı yetersiz yönetimin üstteki gelişme akabinde istifası veya geçici yönetim eliyle feshedilmesi,
-haziran ayına kadar vefa küçük'ün imza yetkisiyle kulübün etkinliğine devam etmesi,
-haziran ayında %70 üstü bir katılımda gerçekleşen kongrede yeni başkanın belirlenmesi,
-yeni başkanın imza yetkisi kazandığı ilk gün fb'nin yetersiz teknik heyetini kovması, selçuk şahin gibi garip insanların fb'den postalanması,
-emre belözoğlu'nun ipliğinin mümkünse canlı yayında pazara çıkarılması, takımı nasıl dinamitlediğinin anlatılması ve bu elemann isminin kulüp tarihinden silinmesi,
-temmuz ayının ilk haftası başarıya aç doğu avrupalı veya tecrübeli bir batı avrupalı hocayla anlaşma imzalanması,
-hocayla imzaların atılmasıyla beraber samandıra'ya başkan seviyesinde çıkarma yapılıp mert hakan yandaş ve benzerleri gibi abici topçuların en sert dille uyarılması.

bundan gerisi de maddiyata bakar. yeni hocanın istediği topçuları almak, takımda bulunan topçuların maaşını düzenli ödemek gerekir.

ali bir şeyleri iyi yaptıysa o da dedesinin dönem şartları dahilinde uyanıklık ederek çöktüğü ve para kazanmak için ektiği tarlaların getirisini fenere harcamasıydı. belki kulübün enkazı biraz daha halledilebilecek vaziyettedir. değilse de 3-5 arsayı satın gitsin.