"19 şampiyonluğun 16'sı yabancı hocalarla geldi"

peki kimdi bu yabancı hocalar ? ukalalık olmasın, ben bizzat kendi gözümle izlediklerimi yazıyorum sadece..

todor veselinovic. yugoslav futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük 10 oyuncusundan biridir. sadece kendi ülkesinde değil, italya'da da bir süre kariyerine devam etmiştir. futbolu bıraktıktan sonra avusturya'dan brezilya'ya dünyanın dört bir yanında görev yapmış, tecrübe kazanmış, 80'lerin efsane takımlarından kızılyıldız'ı, sonra da o dönemlerin en yetenekli ve zengin kadrolarından birine sahip olan yugoslavya milli takımı'nı çalıştırmıştır.

carlos alberto parreira. 94'te brezilya'yı dünya şampiyonu yapıp, hem de brezilya futbol tarihinde görülmemiş bir katı ve defansif 4-4-2 ile maç kaybetmeden şampiyon yapıp, üstüne bir sezon la liga'da valencia'yı çalıştırıp ertesi sezon kadıköy'e gelmiş ve bizi 7 yıl aradan sonra şampiyon yapmıştır.

Christop daum. bundesliga'da stuttgart'ı şampiyon yapmış, sonra buralara gelip beşiktaş'ı şampiyon yapmış, alman milli takımı'nın başına geçmesi gerekirken kokain kullandığı için afaroz edilmiş ve avusturya'ya gidip austria wien'i şampiyon yapmış, sonra tekrar buralara dönüp bizi üst üste iki kere şampiyon yapmıştır. denizli'de türk futbolunun namus ve haysiyetine tecavüz edilmeseydi, üst üste üçüncü şampiyonluğunu alarak 100. yılımıza takımın başında girecek ve kuvvetle muhtemel üst üste 4. şampiyonluğunu alarak yoluna devam edecekti..

zico. kimine göre o "beyaz pele" ydi, kimilerine göreye pele "siyah zico" ydu. teknik direktör olarak yüksek bir profili olmasa da dünya çapında tanınırlığı, saygınlığı, futbol bilgisi ve çevresinden tutun da bizzat öz abisi edu başta olmak üzere, brezilya milli takımı ile 2 dünya şampiyonluğu görmüş kondisyoner santana, kepenkleri indirip feda diyen beşiktaş'ı yeniden diriltecek olan zeki önder özen ve başakşehir'in şampiyonluğunda okan buruk'un sadece yardımcısı değil, aynı zamanda mentoru, analiz ve idman uzmanı olarak görev yapacak olan irfan saraloğlu'dan oluşan ekibiyle geldiği gibi fark yaratmıştı.

şimdi sen böyle bir profili takımın başına getirebilecek misin paralı başkan ?

yoksa en fazla 10 hafta sabredebileceğin ya da kadıköy'de ilk derbi hezimetinden sonra soyunma odasına inip kovacağın portekiz ya da alman ekolü bir ismi getirip laga luga argümanlarla hemen yeni sezon formaları tanıtımına mı geçeceksin ?

daha geçen sezonun başında "alo ben emre abin" kampanyası çatısı altında takım içinde topaklaşanlar marco silvaları, villas boasları, nenad bjelicaları, domenico tedescoları çiğ çiğ yer!

3 sene önce aykut kocaman ile devam etmemenin pişmanlığını hala her fırsatta dile getirirken geçen sene ipleri eline verdiğin emre'yi, bu sezon başında "aman yazık olmasın, ileride çok büyük hoca olacak" saçmalıklarıyla şutlamak, zaten yeni sezonu peşin peşin bitirdi!

artık bu saatten sonra hangi uygun maliyetli, yetenekli ve genç yabancıyı getirirsen getir, "keşke emre kalsaydı, arkasını tecrübeli yardımcılarla doldursaydık" diye ağlayıp duracaksın.