Sivasspor'unda gruptan çıkamamasıyla beraber türk futbolunun son zamanlardaki batışının ve çöküşünün en büyük sebebi.

Paraları cukkalasınlar mimparatorun kupaları artsın diye zorla gönderildikleri avrupa'da 35 maçta 3 kez falan kazandılar sağolsunlar bu olaya ön ayak oldular.buna abdullah avcı'nın bilerek yedek kadroyla avrupa maçlarına çıkması rezaletini de örnek verebiliriz.

Bize siz naptınız diye soracaklar bide. Ligde nerdeyse Küme düştüğümüz sezon bile gruptan çıktık ve zenit'i eleyip tur atlıyorduk, fenerbahçe en kötü zamanında bile ülke puanı için elinden geleni yapmıştır keza beşiktaşta öyle.bu sene başakşehir bile okan buruk'la en zor gruba düşmesine rağmen bir tepki gösterebildi maçlarda. Sağolsunlar uzun bir süre cl maçı izleyemeyeceğiz.
Çünkü maçlar sahada kazanılıyor.
Şu hakem dünyasını yıkamayan, üstüne Erol bulut gibi Anadolu takımı hocasını göndermeyen yönetimle şampiyon olursa tamamen tesadüfen olmuş olacagız.

Rezil bir Galatasaray karşısında ne oynadığımız belli değil. Rakipten bu kadar çekinen kişi de Fenerbahçe'ye teknik adam falan olamaz.

Ne bir oyun planı var ne de başka bir şey. İtiraf ediyorum ki sene başında bjelica gelir diye umuyordum, ardından Erol gelince sabredelim falan da dedim ama lig bitiyor daha taktik planla kazandığımız maç yok. Ya da ben futbol izlemeyi bilmiyorum zira bir halt oynadığımız yok.

Denizlispor maçı, Karagümrük maçı, Hatayspor maçı, erzurumspor maçı...hiçbirinde hiçbir halt oynamadık. Nereye kadar devam edecek bu???

Bu vasat anlayış derhal terk edilmeli. Bu sebeple Erol derhal gönderilmeli. Sadece Gustavo yada pelkas ile açıklanamaz, zira en çok pelkas oyundan çıkıyordu sezon başında. Demek ki planlamada ona düşen görev buydu.

Bize bir TD lazım ; büyük takımda çalışmış, büyük takımın ne beklediğini bilen şampiyon yaşamış birisi gerek.
bu adamın galatasaray efsanesi olması, galatasaray'ın suçu değildir. fakat işte benim garibime giden şey, bu adama yanlayan gs taraftarları. twitter'da hala bazı ünlü kişiler bile takip ediyor bu adamı. twitter'da paylaştığı tweet'lerin altında "qral seni çok özledik" yazıyor bazı gs'liler.

lan olm, adam fetöcü mk. yani nasıl pkk bir terör örgütüyse fetö de bir terör örgütü ve bu adam o terör örgütünün mensubu. teröristi sevecek kadar ne yaşadınız? adam gol atmış olabilir, başarı yaşatmış olabilir. ama adam terörist. terörist yani hani bildiğin terörist, nasıl anlatayım ki ben. adam türkiye'ye gelemiyor, gelse tutuklanacak çünkü terörist. t e r ö r i s t!

hakan şükür'e gelecek olursak, kendisinin ne yazdığı umrumda bile değil. ama bir şeyi söylemeden geçemeyeceğim. reyizzz, fenerbahçe şikeden aklanmasına rağmen halen şike yaptığını savunuyorsun ya, tam da mensubu olduğun örgütün hakkını veriyorsun hee :p
sivasspor maçına kadarki ilk köprüyü geçen, sivas maçı (bkz: link ) ile başlayan süreçte bocalayıp konya maçıyla dibe vuran, ama dünkü antwerp maçıyla birlikte üçüncü köprünün ağzına gelen hoca.

bu üçüncü dönemi, kurduğu sistemin üzerine nihayet bir şeyler eklemesiyle başlattı. devamının gelip gelmeyeceği, alacağı bazı kararlar sonrası belli olacak bence.

öncelikle dün fenerbahçe'nin bu sezonki sistemin üstüne koyduğu en önemli şey, maç içinde değişken bir oyun oynayabilmesi. yani değişik durumlarda değişik şekilleri bu sefer kolay alabildi takım:

- görsel - geçişlerin kabaca betimi

rakip kanattan gelirken kanatlardaki diğer elemanın geriye kaymasıyla 4-2-3-1'e, top kapılıp hücuma çıkarken o kanadın hızlıca ileri fırlamasıyla 3-1-4-2'ye, rakibi komple karşılarken 5-4-1'e, o şekildeyken topun kapılmasıyla 4-3-3'e... topun o anki pozisyonuna göre ihtiyaç duyulan her dizilişe geçebildi takım.

pereira'nın bunu sağlayan iki yeni jokeri vardı dün; kağıt üstünde forvet arkası ikilisi olan max meyer ile irfan can. max meyer yeri geldi orta sahada mert hakan'a partner oldu (sosa regista oldu), yeri geldi sol forvet arkasına gidip osayi ve berisha ile hücum geliştirdi. irfan can kahveci ise hem sağ kanada açılıp ferdi'yle hücum geliştirdi, hem de berisha'nın sola deplase olduğu yerlerde merkeze geldi. pereira bu iki elemanı, oyun stilleri gereği olabilecek en faydalı şekillerde kullandı yani.

ancak, demin dediğim gibi pereira'nın vermesi gereken kararlar var bence:

1) dünkü görece güzel oyunun sebebi luiz gustavo'suz çıkılması değil. tekrarlayayım; birincil sebep pereira'nın sisteme yaptığı ince dokunuşların yanı sıra, ikincil sebep irfan ve mert gibi isimlerin gerçekten oynamak istemeleri. dünkü skor, maçta yaşanan esas sıkıntının hücum değil savunmada olduğunu unutturmamalı, antwerp'in bir değil yarım tık üstü seviyede başka bir takım olsaydı dünkü net pozisyonların en az birini atıp maçın havasını bambaşka bir yere çekebilirdi. gustavo, tek önlibero kullanılan bu sistemde sosa'nın yarattığı zaafiyeti, oynarsa kapatacak biri. dolayısıyla bu yeni düzenin biraz daha iyi rakiplere karşı sosa'yla yürümeme ihtimali yüksek.

2) irfan can - mert hakan ikilisinin gerek maç içi tavırları, gerek maç sonrası açıklamaları... ağbicilik kafasından çıkamadıklarını gösteren, takım bir maç iyi oynadı (kendi payları büyük tabii) diye hemen buraların sahibi biziz, biz istedik de oldu bunlar diyen elemanlar. pereira'nın işi bu kafa yapısındaki elemanlarla zor, zira öyle bir durum ki, sezonun en iyi maçını bu iki elemanın büyük katkılarıyla çıkardı takım, ama bu iyi oyunla gelen pozitif hava çok kısa sürede başka saçma bir yere evrilebilir.

3) mesut özil'siz takımın gerçekten 11 kişi oynadığını artık görmeyen kalmadı. şimdi mesut'un olmadığı yerde, mesut'a bağlı davranan yukardaki ikili + onlara ayak uydurmak isteyen diğer gençler + valencia gibi elemanlar, mesut'un oynamamasıyla geçen her hafta daha farklı triplere girecek mi? girmemeleri için ne yapılması gerekiyor? mesut'un takımda kaldığı, ama yedekten/rotasyondan öteye geçemediği bir takım saha içi pozitif, saha dışı negatif bir durum yaratacak, ve bu yüzden saha içi de eninde sonunda negatif etkilenecektir. o yüzden pereira'nın bence mesut konusunda net olup, mesut'çu diğer elemanlara karşı da dirayetini koruması gerek.

burada ali koç'un tavrı da önemli olacak tabii, megafonla hedef saptırdığı andan beri takım hatayı kendisinde aramayı bırakmış, seri mağlubiyetler gelmişti (her sezon aynı hatayı en az bir kez yapıyor kısacası). mesut'a yaptığı bu manevi torpilin kulüpte herkes farkında, bu tavrını devam ettirdiği sürece de geçen sezonki ağbicilik akımını bitirmediğini, sadece özneyi değiştirdiğini görmüş olacağız, yani fenerbahçe'den yine uzun vadede bir şey bekleyemeyeceğiz.

edit: peki siz ne düşünüyorsunuz: link