Yıllar yılı bize çakılan santrafor tipi bu. İlla pivot olmasına gerek de yok.

Rakip stoperlerle boğuşan!
duvar olan!
top indiren!
Takım savunmasına yardım eden!
...

Arada da gol atıyor işte.

Ya unutulmasın bu takımda sadece ama sadece 4 golü bulunan janssen bile yukarıdaki özellikleri üzerinden övüldü. Sanki lütufmuş gibi. Zaten yapacaklar ellerinden geldigince bunları.

Ama gol ?
olsun stoperle boğuşuyor ya.
Vedat içlerindeki en golcü olan versiyonuydu. Düşünün.

Bakıyorum aranan santrafor özelliklerine , yukarıdaki maddeler ön planda. Oysa Fenerbahçe'de oynamanın ön koşulu gol atmak olması gerekmez mi ? Sonra diğer özelliklerine bakarız.

Ben artık gol atan bir " golcü " görmek istiyorum. Ceza sahası etrafında gezinen, maçta 2 şut çekse kendisini büyük iş başarmış zannedecek o " golcü " lerden değil.
rakip stoperlerle boğuşan, duvar olan, top indiren,takım savunmasına yardım eden santrfor tanımı zaman zaman taraftarın kendisini avutması şeklinde vücut bulsa da bu oyuncunun gerçek hali oldukça faydalı olabilir. guiza, kezman, janssen gibi örneklerde taraftarın saçma sapan kendisini avuttuğu görüldüğü gibi, gerçekten de başarılı olan fernandao, vedat, niang, emenike, semih gibi versiyonları da mevcuttur.

Aslında iş tamamen takimın geri kalanı ve taktikle ilgiidir. Hiç şüphesiz ki bu konuya en iyi misal skora inanılmaz düşük hatta hiç katkı vermeyen giroud'un milli takım performansı gösterilebilir. Benim şahsım adına da şimdiye kadar izlemekten en çok keyif aldığım santrfor performansı da bu performanstır.

Bizim takım üzerinden bir örnek vermek gerekirse geçen seneki inanılmaz temposuz takımın da ihtiyacı bu tipte bir santrfordu. Git-gel yapamayacak kapasitede olan, yaşlı ve temposuz kadronun en temel ihtiyacı gerektiğinde topu daha fazla ileride tutabilecek bir santrfordu. Çok sağolsun çokomello her konuda muhafazakar takılırken nispeten modern tipte bir santrfor alarak bokuna mum dikmeyi bildi. Burada sanki cibiliyetsiz samatta'yı övmüş gibi hissettim o yüzden açıklık getireyim, modern futbola uygun olmak iyi futbolcu olmak da değildir.

Yine bizim takım üzerinden farklı bir açıdan örnek vermek gerekirse alex dönemine gidebiliriz... takımda alex gibi bir golcü yıldızınız varsa önünde savunmayı haşat edecek, servis yapacak, dinamik bir santrfora ihtiyaç duyarsınız. Alex'in önünde bu tipte kaliteli bir oyuncu olduğunda her daim başarı gelmiştir. Üstüne üstlük bu dönem içerisinde 2008-semih, 2011-niang örneğinde olduğu gibi buradaki alex'in önündeki bu tanıma uyan santrfor aynı zamanda gölcü de olduğunda fenerbahçe gerçekten çok büyük futbol oynamayı başarmıştır.

Yine alex döneminden fakat bu sefer tam karşı istikametten bir örnek vermek gerekirse 2009-10 sezonu örnek verilebilir. Mehmet topuz, özer hurmacı gibi orta saha özelliği daha baskın tipte kanat oyuncuları ile oynadığımız bu sezonda doğal olarak bitirici tipte bir santrfora ihtiyacımız vardı. Aykut kocaman ise ne bu tipte bir santrfor (gökhan ünal'a futbolcu derken dilim titriyor) aldı, ne de kanatlara daha skorer oyuncular getirdi ve neticede şampiyonluk kaçtı. Üstelik utanmaz herif bir sonraki sezonda kendisine hem niang, hem stoch, hem de dia alarak her türlü oynayabilecek kadro kurdu.

Bu sezona geri dönersek herşey inanılmaz muallak görünüyor. Hatta sezonun muallaklığı içerisinde ne düşüneceğimi şaşırıyor, sık sık pek çok konu hakkında fikir değiştiriyorum. Bana kalırsa Pek çok oyuncunun takımda tuttunamayacağı sadece geçen sezonki performansları ve antranmanlardan tespit edilebilirdi. Keşke daha ciddi takımlar ile daha fazla hazırlık maçını daha stabil kadrolar ile oynayabilseydik. En azından bir nebze de olsa santrfor konusunda vereceğimiz karar daha isabetli olurdu.

Nasıl bir santrfora ihtiyacımız olduğunu iki ana etmen belirleyecektir. Bu etmenlerden ilki oyuncularımızın verebilecekleri potansiyal skor katkısı, ikincisi ise takımın genel temposu ve orta saha direnci olacak. Bana kalırsa gustavo, ortasahamızı inanılmaz yumuşak ve temposuz bir hale getiriyor, üstelik skora da katkı verecek bir oyuncu değil. Ligin başlamasına 8 gün kalmış kanat beklerimiz de belli değil. Bu üç kritik mevkiide kimin oynayacağını bilmeden nasıl bir santrfora ihtiyacımız olacağını bilmek de mümkün olmayacak.

Misal vermek gerekirse Ozan-zajc gibi tempolu, skorer orta sahaya ek bir daha defansif, bir de daha ofansif kanat beki ile oynarsak skor yükünü nispeten dengelemiş oluruz hem de oyun içerisinde üçlüden çok rahat şekilde dörtlüye, beşliye dönebiliriz. Bu formasyon içerisinde topu ileride daha rahat kullanmamıza olanak sağlayacak ve mesut'un da işini kolaylaştıracak pivot bir santrfor daha hayırlı olacaktır. Peki burada ozan'a güvenilir mi? Bu hazırlık kampından sonra ne kendim güvenirim ne de hocanın güveneceğini sanırım. O mevkiiye ya çift yönlü bir sekiz numara ya da kaliteli bir altı numara transfer edilmeli.

Peki Kaliteli, tempolu bir altı numara alırsak? Ozaman orta sahamız çok daha baskın olacağından topu zaten ileride tutmamız kolaylaşacak fakat ekstradan gol yükünü çekebilecek bitirici tipte bir santrfora da ihtiyacımız olacak. Gustavo'nun kaldığı bütün versiyonlarda ise işimiz çok daha zorlaşıyor. Bu ağa ne skor üretecek, ne de tempo yapacak! Sörloth gibi komple santrfor alamazsak işimiz yaş.