3 temmuz sürecinde Fenerbahçe taraftarının boşa linç ettiği eski tff başkanı ve iş adamı. O güne kadar ülkede birkaç aklı selim insan dışında hiç kimsenin fark edemediği bir yapılanma tarafından Fenerbahçe'yi ele geçirmek adına şike operasyonu adı altında kumpas kurulmuş. Operasyon ülkede büyük sansasyon yaratmış, bir yandan kulüpler art arda açıklamalar yapıyor, bir yandan uefa mektup gönderiyor, bir yandan da spor basınında sürekli spekülasyon yapılıyor. Mehmet ali Aydınlar'ın suçu yok burada çünkü adamın yapabileceği bir şey yoktu. Adamın etrafını sarmışlar, kuşatmışlar ve bir taraftan da siyaset ile futbol arasındaki dengeyi sağlamaya çalışıyor. Fenerbahçe'nin şampiyonlar ligine gönderilmemesi topu taca atmaktı. Mehmet ali Aydınlar'ın elinde başka seçenek kalmayınca ligi erteledi ve Fenerbahçe'yi şampiyonlar ligine göndermedi. Yapacak bir şey yoktu bu konuda.

Bugüne kadar fanatiklik düzeyinde desteklediğimiz ali koç ve aziz Yıldırım'dan daha iyi başkanlık yapar buna eminim.
10 mart 2024 fenerbahçe pendikspor maçının ilk yarısına 11 dakika uzatma verip 14 dakika oynatan hakemsi. adam durup bir düşünür neden maç bu kadar uzadı diye, fb futbol oynamak istiyor ama karşısındaki oynatmıyor thiam 3'ü ilk iki dakikada olmak üzere ilk yarıyı 5 faulle bitirdi elemanı uyarmadı bile jayden ve mert'e kolay sarılar çekerek maçtan düşürdü pendiksporlulara her şey serbest, gs çocuğuuuu.
Kendisinin iyi bir fenerbahçeli olduğunu düşünüyorum. Fakat arkasındaki muritler hakkında düşüncelerim olumsuz.

Tribünde 5 tezahürattan 3'ü seda kalya için atılıyorsa bir sıkıntı vardır.
hâlâ erol bulut gidince her şey düzelecekmiş gibi yorumlar yapanları görünce gerçekten şaşırıyorum. fenerbahçe'nin en büyük sorunu, hoca değildir. plansızlıktır, liyakatsızlıktır.

bu camianın 2013 yılından beri 1 yıldan fazla sabrettiği tek bir tane teknik direktör yok. o zamandan beri elle tutulur tek başarımız 2013-14 sezonundaki şampiyonluk. o sezondan sonra şampiyon ersun yanal'ı göndermiştik bir de, hatırlatırım.

her sene baştan planlama yapılıyor. her sene. hani yapılanma diyoruz ya, yapılanma dediğimiz şey her sene olmaz. bir teknik direktör getirirsin, sabredersin. seni şampiyon yapamayabilir fakat takımı ileri götürür, bir başka teknik adam da ufak dokunuşlarla takıma seviye atlatır ve şampiyonluğa ulaşırsın. peki biz ne yaptık? son 7 yılda bir tane hocaya bile sabretmedik. sadece teknik direktörler sınırlı değildir bu iş. teknik ekibini de liyakati gözeterek kurarsın. futbolcu transferi yaparken belli bir politikan olur.

hadi gelin bu son şampiyonluğumuzdan bahsedelim. 2013-14 sezonu. takım, 2 senelik bir yapılanma geçirmişti ve aykut kocaman'la yollar ayrılmıştı. sonrasında oyuncuların birbirine alışmasıyla birlikte bir de 2-3 nokta atışı transfer yapıldı ve ersun yanal'ın oynattığı güzel futbolla şampiyonluk geldi. o sistemin ekmeğini yedi fenerbahçe kaç yıl. 2012-13'te avrupa ligi yarı finali ve türkiye kupası, 2013-14'te şampiyonluk, 2014-15'te kurşunlanma olmasaydı muhtemelen ismail kartal'la şampiyon olacaktık, evet ismail kartal'la. hatta o yapılanmanın içine edilmeseydi muhtemelen 15-16 ve 16-17 sezonlarında da ekmeğini yiyecektik. ve bugün karşımıza bambaşka bir fenerbahçe çıkacaktı.

senin bir rakibin(*) 4 senedir, evet 4 senedir aynı teknik direktörle(*) çalışıyor. bir diğer rakibin(*) geçen sezonun ortasında efsanesini (*) getirdi, sezon başında alınan kötü sonuçlara rağmen sabredildi, şimdilik iyi gitmekteler. şampiyon olurlar mı bilmem ama olamazlarsa da belli ki sergen yalçın'ı göndermeyecekler. peki ya sen? sen ise her sene teknik direktör değiştirdin. her sene sil baştan işlere giriştin. yanlış yani. bu kadar basit.

ya gelin trabzon'dan örnek verelim. bu adamlar 2018-19 sezonunun başında ünal karaman'ı getirdiler. ünal karaman bence öyle çok iyi bir teknik direktör değil fakat bazen uyum, yetenekten bile önemlidir. nitekim ünal karaman'ın da kanı, trabzon camiasıyla uyuştu ve bir sistem inşasına girildi. 2019-20 sezonunda da yapılan doğru transferlerle takımları hocasız bir şekilde şampiyonluğa oynadı. ünal karaman, siyaset uğruna gönderilmeseydi belki de şampiyon olacaklardı. hee tabii ki bu yapılanmanın içine etmek ne de kolay: önce karaman'ın yardımcısı çimşir'i başa getirdiler, sonra da sezon bitince hocalık tecrübesi bile olmayan newton'u teknik direktörlüğe getirdiler. sonuçsa ortada. fakat dediğim gibi trabzon şehri için güzel 2 sezon geçti.

biraz da istatistiklerden örnekler verelim. 2010-11 sezonundan bu yana şampiyonluklara bakalım. bunlar arasında sadece 2 tane istisna şampiyonluk var, diğer şampiyonlukların hepsi belli bir süre gerçekleştirilmiş yapılanmanın sonucu gelen şampiyonluklar:

2010-11: fenerbahçe. bir önceki sezonun kadrosunun üstüne birkaç takviye ve gelen şampiyonluk.

2011-12: galatasaray. yepyeni bir yapılanmaya gitmişlerdi sezon başında. bu sene beşiktaş ve fenerbahçe yarışta yoklardı bile. eğer 3 temmuz olmasaydı muhtemelen şampiyon olacaktık veya şampiyon olamasak bile daha iyi bir takımımız ve şampiyonlar ligi'nde iyi performans gösteren bir takımımız olacaktı.

2012-13: galatasaray. bir önceki sezondan beri doğru bir yapılanma geçiren galatasaray, şl'de çeyrek final oynamıştı ve ligde de 10 puan farkla şampiyon olmuştu. tabii ki o sezon biraz da bizim sıkışık fikstürden dolayı avantajlılardı fakat şu tablo kesinlikle çok iyi.

2013-14: fenerbahçe. yukarıda bahsetmiştim, tekrarlamıyorum.

2014-15: galatasaray. yukarıda dediğim gibi, kurşunlanma olmasaydı muhtemelen ismail kartal'la bile şampiyon olacaktık. ben bu sezonu bir istisna olarak saymıyorum çünkü galatasaray her ne kadar şansla da olsa 4 yıllık bir yapılanmanın sonucu bir şampiyonluk aldı.

2015-16: beşiktaş. 2013-14 sezonunda slaven bilic'le başlayan bir yapılanmanın sonucu şenol güneş'le birlikte gelmiş bir şampiyonluk. 13-14 fenerbahçe'siyle benzer bir sezondu aslında.

2016-17: beşiktaş. önceki sezonlardan süregelen bir yapılanmanın sonucu olan şampiyonluk.

2017-18: galatasaray. evet, istisna diyebileceğim iki sezondan birisi de bu. galatasaray'da fatih terim olmasa muhtemelen şampiyon olamazlardı. fatih terim'in galatasaray'a dönüşü, gs camiasını aşırı havaya soktu ve bence biraz da şans yanlarında oldu, sonuç olarak şampiyonluk geldi.

2018-19: galatasaray. gs'nin karşısında düzgün bir rakip yoktu ve geçen sezondan beri içinde bulundukları futbol yapılanmasının da yardımıyla şampiyonluk geldi. ama bu noktada şunu da söylemek istiyorum, son haftalarda lehlerine inanılmaz hatalar yapıldı. yine de konumuz bir teknik direktöre sabredilmesi olduğu için pek açmayacağım burayı.

2019-20: başakşehir. abdullah avcı'nın 5 yıllık yapılanması sonucu okan buruk'un da doğru dokunuşlarıyla şampiyon olmuş bir başakşehir vardı.

evet, görüldüğü üzere son 10 yılda "sıfırdan kadro kurayım da şampiyonluk yaşayayım" mantalitesi sadece 2 kez işe yaramış ki birinde o takımın rakipleri çok kötüydü, diğerinde de yine aynı takımın özellikle son haftalarda şanslı olması ve sistemlerinin oturmuş olması etkili olmuş.

bu camianın son 6 yılda müzesine girdiği tek bir kupa bile yok, bakın şampiyonluğu geçtim kupa bile yok. bu bile bazı şeylerin göstergesi olmalı. 6 sene önce "önümüzdeki 6 senede müzenize tek kupa girmeyecek" deseydi biri, hepimiz "hasktr" çekerdik herhalde. şu an keşke o zaman dönsek diyoruz. ama ne mümkün: son pişmanlık fayda vermez.

erol bulut yeterli bir teknik direktör olmayabilir. duruma göre de gönderilir. fakat beni üzen asıl şey, bu camianın mantalitesi. her sene sil baştan kadro kurarak, sil baştan teknik direktör getirerek başarılı olunmaz. günü bile kurtaramazsınız. fakat ne yazık ki biz fenerbahçe olarak yıllarca hep aynı hataya düştük. yetmedi son şampiyon teknik direktörü gönderdik.

gönderelim erol bulut'u mesela. yarın gelsin okan buruk başlasın. sen üst üste mağlubiyetler alınca sabredecek misin okan hocaya? etmeyeceksin, ıslıklayacaksın. istifa diyeceksin, sonra sene sonunda hopp yeni teknik direktör ve biz bu sene şampiyon olacağız filan. bir twit var benim çok hoşuma gidiyor, hani rakiplerin bizle dalga geçmek için oluşturduğu bir twit ama maalesef ki gerçekler içeriyor:

--- alıntı ---

ağustos: fenerbahçe geliyor
eylül: o sene bu sene
ekim: durduramayacaksınız
kasım: 6-0 kutlamaları
aralık: ikinci yarı bambaşka olacak
ocak: yeni çöp transferler
şubat: yapılanma şart abi
mart: teknik direktör değişikliği
nisan: fenerbahçe gidiyor
mayıs: beinsports iptal
--- alıntı ---

tabii ki alakasız yerler var ama ağustos, eylül, ekim, şubat kısımları haklı.

okan buruk diyorduk en son. hadi okan buruk değil de kariyerli bir yabancı hoca geldi. sonra lige alışacak da, taktik oturacak da derken sezon sonu gelecek. sezon sonu taraftar ikiye bölünecek ve sonraki sezon da beklentinin altında kalmasıyla gönderilecek bilmem kaç yüzüncü hoca olacak. bu lige kaç tane yabancı ve kariyerli hoca geldi, kaç tanesi başarılı oldu bilmiyorum ama sayısı bayağı azdır.

erol bulut'u savunduğumdan değil. benim üzüldüğüm nokta, bu camianın mental yapısı.

mesela transfer politikası. bu camianın zaten birçok anlayışı yanlış diyoruz ya, işte transfer politikası da yanlış. ha tabii ki bunun yukarıdaki bahsettiklerimle de alakası var çünkü sen bir istikrar tutturamazsan transferlerin de yanlış bir politikayla yapılır. onun için bu yanlış transfer politikasını tekel olarak ele almak doğru olmaz.

teknik heyet mesela. volkan demirel'in ne gibi bir vasfı var da kenarda görevli? soruyorum ya sadece. bu adam erol bulut'a ne gibi taktikler verebilir? yani oyun sıkışınca ne yapıyor volkan? hocaya nasıl yardımcı oluyor? ben söyleyeyim: olmuyor. fakat biz bunu bile bile volkan'a kenarda görev veriyoruz.

mesela selçuk şahin. bu adamın ne gibi bir vasfı var da fenerbahçe teknik heyetinde görev alabiliyor? inanamıyorum gerçekten. oyun sıkıştığında taktik anlamında erol bulut'un yardım alacağı kişilere bak: volkan demirel, selçuk şahin.

bu teknik heyette bir tek mehmet aurelio'nun olmasına karşı değilim. o da daha önce başka takımlarda görev aldığı için fakat ben onu bile yeterli bulmuyorum ama tabii ki koyunun olmadığı yerde abdurrahman çelebi kendisi. neyse.

yani daha o kadar yanlış sayılabilir ki. ben sıradan bir taraftar olarak bunları görebiliyorum ve yönetim göremiyorsa ortada bir sorun vardır. bunları düşünmek de benim işim değil de işte fenerbahçeli olunca bir şeyler üzerinde çok kafa yoruyorsun. çünkü yanlış o kadar fazla ki bu camiada, ister istemez "acaba neyi yanlış yapıyoruz" diye düşünüyorsun. o kadar da zor değil aslında bu yanlışları düzeltmek ama dediğim gibi, maalesef ki camia mantalitesi buna izin vermiyor. sonumuz hayrolsun, başka bir şey demiyorum. umarım sene sonu şampiyon oluruz.