8 hafta geride kaldı ve daha ligin bitimine 32 hafta var. alınacak 96 puan var. ve bizim taraftarlarımız sezona havlu atmış modunda takılıyor. inanılır gibi değil gerçekten. deli olacağım.

ulan hayır, daha 2 hafta önce takımı uçuran siz değil miydiniz? size kalsa uefa alacaktı bu takım. ne değişti 2 haftada çok merak ediyorum.

milli arada twitter'a bulaşmamak gerek.
kawasaki'de oynadığı üç sezonda ikisi lig şampiyonluğu olmak üzere beş kupa almış, takımda kaptalık da yapmış, sene başı devre arası transfer olduğu santa clara portekiz ligini 6. bitirmiş ( ilk dört zaten hep aynı sporting, benfica, porto, braga), oyunu aklıyla oynayan, "bileklerinde beyin taşıyan", atakları başlatan ilk pasları ayağından hızlı şekilde çıkartan, oyun alanını 270 derece görebilen, topu ayağında devlet bankasına yatırılan mevduat gibi saklamak yerine, hem enine hem dikine yatırımlarla işleten tipte bir regista.

sanılanın aksine, salt bir görev adamı da değil. konfor alanı içerisinde yer yer vücut çalımlarıyla rakibi bakkala gönderir, yeri geldiğinde ince bilek hareketleriyle slalom yapıp topu rakip yarı alana taşıyıverir.

yani hem yetenekli hem zeki hem çalışkan hem de tempolu.

peki neyi eksik ?
skorer değil.
onun futbol karakterinde öne çıkan skor üretmek ya da asist yapmak değil; asistin asistini yapmaktır.

günümüz futbolunu serdar ali çelikler tarzı babasından devraldığı dükkanı batırınca esnaflık bitti diyen reklam ajansları yorumlayınca, yaratıcılık dediğiniz meziyet rakip ceza sahası çevresiyle sınırlı kalıyor. ancak, morita tarzı futbol akıllarının bu oyuna kattığı değeri anlamak için alex'in ne yaptığına değil, aurelio'nun ne yaptığına bakmak lazım.

morita için bir referans arayanlara tavsiyem jailson değil, marco aurelio'dur.
Bu eleman şut çekince gözümü kapatıyorum çünkü karşı karşıya atabilme ihtimali yok.
Şutların rezilliği de tamamen güçsüzlükten daha ayakta bile kalamıyor.

Onun dışındaki şeyleri fena değil. Hareketli, enteresan ara paslarda atabiliyor ama bizim takımda gol atamama sıkıntısı var o yüzden skor yapamadığı sürece gönderilmeli. Çok skor üreten bir takımda göze batmaz ama berisha'yla bizim skor yükümüzü çekecek adamlar değiller.
aylardır yazıyoruz, aylardır çiziyoruz. ama olmuyor. olmamasının sebebi iste zaten kötü olan sisteme halen devam edilmesi. ya fenerbahçe'nin elinde bulunan mevcut oyuncularla başarılı olması imkansız. imkansız, çok basit. pandemiden sonra da imkansızdı. ilk kayseri maçındaki geri dönüşten sonra biraz umutlandırsalar da trabzon maçında kesin bir şekilde ortaya çıktı. bir tane teknik direktör getirememiş olmanın mantıklı bir açıklaması zaten yok. o teknik direktörün olmaması seni avrupa kupalarının dışına itti, itmesini bırak itin köpeğin eline düştün. gelen geçen taşak geçti, yolladı gitti.

hiç mi fenerbahçeli değilsiniz? hiç mi gece uyurken fenerbahçe hayalleri kurmadınız?bu akşamki maçta 11'i gördükten sonra zaten olmayan puan alma umudum tamamiyle bitti. hala ama hala oyuna giren garry'lerden jailson'lardan medet bekleniyor olmasını gerçekten anlayamıyorum. hala emre'nin oyuna girmesini anlayamıyorum. dirar'ın sağ bekte, sezon sonu gönderilecek olan ve kaptanlık pazı bandını kolundan atmış hasan ali'nin 11'de olmasını ben fenerbahçe'ye, kulübe, formaya, bu formayı gururla taşımış efsanelere, isimsiz kahramanları düşündükçe sinir krizi geçiriyorum. ayıptır arkadaş, ayıptır ya.

fenerbahçe büyüklüğü falan artık kalmadı. siz, biz, onlar bitirdi bu işi. başkanı çok seviyorum. hep de seveceğim. yaptığı onlarca şey, mali yardımlar falan filan çok teşekkür ederim. ama başkan futbolu bilmiyor. bu yüzden çok kolay kanıyor gibi geliyor bana. bunu da şu takım için iyi bir takım kurduk demesinden çıkarıyorum, umarım yanılıyorumdur. yönetiminde hala güçlü karakterler yok. maçtan bir gün önce elektrikli şarj marj tweet'i atan yöneticimiz var, çıldırmamak için kendimi zor tutuyorum...

öte yandan sportif direktör dediğin şahıs antrenmanda topçuyla kavga eder, 5-10 futbolcunun ne fenerbahçe'yle ne de futbolla en ufak bir alakası kalmamış, hala 40 yaşında adamı sahaya sürmeler, gençleşeceğiz, geleceğin takımını kuracağız denildiği hala oynatılmayan ve potansiyelini bir türlü göremediğimiz genç futbolcular, kaptanlık pazı bandını atanlar.. yazık... ben fenerbahçe'nin büyüklüğünü bilen bir fenerbahçeli olarak bunu kendime yediremiyorum abiler, kimse kusura bakmasın. yediren de çok afedersin, defolup gitsin. futbol, spor olduğu kadar onur ve haysiyet de barındıran bir oyun. yazacağım çok şey var ama ne değişecek, hiçbir şey. bir de umarım 5 ay teknik direktörsüz kalmamızın sebebi erol bulut falan değildir. umarım bu kararı almalarına değen bir teknik adamdır. eğer erol bulut ve bu vasıfsız türk futbolcularla takım falan kurulursa seneye hepimiz için işler zora girer, yönetim için daha da zora girer ama en çok da kulüp için zora girer.

dediğim gibi başkanı gerçekten çok seviyorum. azıcık da olsa hala umudum var. umarım bu bekleyişe değen bir karar vermiştir. yoksa çubuklu için kötü günler bitmiş, daha kötü günler başlamış olacak...