11 tane 10 numara ile oynamamız gerekiyor.

__________________sosa___________

___________mhy______zajc________ferdi

____irfan can___max m_____ismail y____pelkas

______mesut________talisca______ arda g

Bu kadro uçar.
türk futbolundaki en kirli 5 maç arasına rahat girer. yeni nesillere asla unutturulmaması gereken bir maçtır. bu maçtaki hem saha içi hem saha dışı rezaletler asla unutulmamalıdır. beşiktaş maçı galatasaraya satmıştır. lütfen sonuna kadar okuyun paylaşın bilenleriniz vardir bilmeyenler de ögrensin
maçın öncesine maça ve bizle olan alakasına değinelim biraz;
maçtan önceki gün "dostluk yemeği" adı altında zamanın beşiktaş başkanı yildirim demirören
(nam-ı diğer tüpçü) ve zamanın galatasaray başkan yardimcisi adnan polat, eşleriyle beraber akmerkez papermoon lokantasında buluşmuşlardır. bahsettiğim maçtan 1 hafta öncedir. dipnot olarak ekliyim o maçtan önce de ziraat türkiye kupası besiktas fenerbahçe yarı final maçı vardır, neyse. iki klubün yoneticisi fair play adı altında verdikleri yemekte flaş açıklamalarda bulunmuştur.
galatasaray başkan yardımcısı adnan polat ziraat türkiye kupasını beşiktaşın kazanmasını istediğini belirtmiştir
bunun üzerine beşiktaş başkanı yildirim demirören: akmerkez’deki buluşmada adnan polat’a "bu yemek için yine çok şeyler yazılacak. kupayı beşiktaş’ın kazanmasını istemen ve düşüncelerini açık yüreklilikle söylemenden dolayı kutlarım. fikir özgürlüğünü kimse sıkıtlayamaz. herkes kendi önüne bakmalı. dedi.
şimdi geldik en cafcaflı bölüme
beşiktaş başkanı yildirim demirören bu bulaşmadan önce lig de galatasarayın şampiyon olmasını istediğini belirtmişti.
ne ilginçtir ki bu açıklamalardan sonra gs yönetimi ile akmerkez de buluşmuştur hem de ertesi hafta inönü de oynanacak beşiktaş galatasaray derbisi varken bu maçın önemini size şöyle anlatayım 22 nisan 2006 günü bu maçtan iki hafta önce fenerbahçe galatasarayı evinde 4-0 eze eze yenmiştir. tarihte bi tarafın bu denli domine ettiği tek derbidir. maç sonunda gs taraftarı 4 yediler diye arabayla sevinç turuna çıkacak kıvama gelmiştir. maç ligin bitmesine 4 hafta kala oynanmış fenerbahçe maç sonucu liderlik koltuğuna oturmuş ve şampiyon olacağı tüm turkiye tarafindan kesin gözüyle bakılmıştır.
yani anlayacağınız galatasarayın şampiyon olabilmesi için 2 hafta sonra hem bjk yi deplasman da yenmesi ve bizim kolay fikstürümüzde puan kaybetmemiz lazımdı. kısacası normal şartlarda galatasarayın şampiyon olabilmesinin imkanı yoktu.
evet şimdi gelelim başlıktaki maçımıza. maçın oynandığı hafta beşiktaş 51 puan ile 5. sıradaydı. şampiyonluk şansı çoktan bitmiş sezonu kapatmıştı. galatasarayın ise yendiği taktirde ufak olan şampiyonluk şansı devam ediyordu.
maçın başlarında besiktaş kalecisi cordoba amatörce bir sekilde necati ateşin ayağına kayarak penalti yaptirdi. maçın hakemi firat aydinus penaltiyi verdi karar dogruydu fakat beşiktaş kalecisi net bir şekilde penaltıyı bilerek ve isteyerek yaptı. topun başına geçen necati ateş topu direğe vurdu. ilk yarısı sıfır sıfır biten maçın ikinci yarısında 51. dakikada attığı gol ile tümer metin beşiktaşı 1-0 öne geçirmiştir. golden 12 dakika sonra ahmed hassan, sergen yalçın değişikliyi gelmiştir beşiktaştan. değişiklik yapıldıktan 1 dakika sonra galatasaray hasan kabzenin golü ile eşitliği bulmuş ve skoru 1-1 yapmıştır.
bundan sonrası en önemli kısım :
maçta 89. dakikada beşiktaş kontra atağa çıktı ve gs savunmasını 5 e 3 yakaladı orta sahada topun başında olan isim sergen yalçındi. türk futbolundaki gelmiş geçmiş en yetenekli futbolcu olan sergen yalçın ben dahil bir çok kişinin kabul ettiği bir gerçek. sergen yalçın o pozisyonda tam 10 farklı kombinasyonda gol atabilirdi veya attirabilirdi "ince pas" "ara pas" ve "doksana çakma" gibi meziyetlerde dünya tarihinin en iyilerinden biri olan sergen yalçın o pozisyonda topu biraz sürdükten sonra dikine gitmek gol veya pas atmak yerine maldonado vari bir hareketle topu sağına cekip geri pas atmıştır.
bu da pozisyonun videosu:
[embed_basic url=www.youtube.com/embed/XzST7qeeT_c]

dahası var daha bitmedi 2 dakika sonra ise beşiktaşın maç başında bilerek penaltı yapan kalecisi cordoba kaleden topu galatasaraylılara atmıştır. hakan sükürün kafa ile indirdiği topa vuran hasan kabze galatasarayin ikinci golünü atmış ve skoru 1-2 ye getirmistir. golle beraber maçı first aydınus bitirdi ve galatasaray inönü de beşiktaşı yenerek imkansiz olan şampiyonluk şansını beşiktaş ile alenen şike yaparak mucizelere bıraktı.
veeeee evet tabiki o mucizeler gercekleşti :)))
bahsettiğim mucize o ünlü denizlispor-fenerbahçe maçı. o maçta olanlar zaten tüm turkiyenin malumu. en az 10 kere iptal edilmesi gerekirken oynanan maç, hayatını fener düşmanlığına adamış erman toroğlunun bile kesinlikle iptal ederdim dediği maç. şeref yoksunu selçuk derelinin utanmadan oynattirdigi maç. denizlispor tribünlerine galatasaraylilarin girip maçı oynatmadiklari sabote ettikleri her dakikasında sahaya meşale ve konfetti firlattiklari maç. bir polisin yüzüne gelen meşale sonrası yuzunun yandığı maç. tüm bunlara rağmen iptal edilmeyen maç. o maç 1-1 bitti ve fenerbahçe denizli ile berabere kaldigi için şampiyonluğu kaçırdı(çalındı). oysaki daha 1 ay önce trabzonu deplasmanda yenip ertesi hafta galatasaraya evin de 4 tane çivilemişti. saha dışı gücü yüksek olan taraf şampiyon oldu.
aslında bu maçın etkileri sadece bir şampiyonluk değildir daha da fazlasıdır geniş bakmak gerekiyor.
fenerbahcenin bence gelmiş geçmiş en iyi teknik direktör olan daum bu sezon şampiyon olamadı diye aziz yildirim tarafından görevine son verilmiştir (ondan önceki iki sene şampiyon olmasına rağmen bu sene sampiyonluk çalınmasaydı 3 sene üst üste olacaktı)
o senelerde korkunç bir fener üstünlüğü vardı. fenerbahçe hem ekonomik güç olarak hem de saha içinde oynadığı futbol ile rakiplerini tir tir titretiyordu. o eski fenerbahçenin bitişi bu dönem ile başladı. fenerbahçe eğer 4 sene üst üste şampiyon olmuş olsaydı kendi tankını uçağını üretirdi. o zamanlar fenerbahçe bjk içinde gs içinde bir rol modeldi hepsinden önce modern stadını inşa etti ve ekonomik olarak hepsinden daha refah bir seviyede idi. 4 sene üst üste şampiyonluk gelseydi ve 4. şampiyonluk 100. yıl şampiyonluğu olsaydı fenerbahçe baş edilemez bir güç olacaktı. heh bu maç yaşanmasaydı eğer işte bu dediğim şey olacaktı 4 sene üst üste şampiyon olup sonuncusu 100.yıla denk gelecekti.
sonuç olarak galatasaray eskiden de aliskin olduklari çalıntı haram şampiyonluklarına bir tane daha ekledi. teşvik primli şampiyonluklardan himmetli şampiyonluklara, himmetli şampiyonluklardan bjk ile yapılan şike ile kazanılmış şampiyonluğa. daha adamlar geçen sene rize de olmayan penaltı ile şampiyon oldu :))) çok da büyük bir olay değil aslında galatasaray için.
he bu arada dipnot: türkiye kupasını o sene beşiktaş kazanmıştır bunların bir karşılığı olacaktı elbet :)
hakkım hakkımız haram olsun
beşiktaşa da galatasaraya da
unutma unutturma fenerbahçeli !!!!!!!!
bu adamın hâlâ süper lig takımlarında iş bulması skandaldır. gerçekten çıldırıyorum, hiç hoca bulamazsan git altyapı hocanı getir takımın başına, daha faydalı olur. bülent uygun gibi yetersiz ve gittiği her yerden kovulan bir teknik direktörü ısrarla takımın başına getirmek nedir bir türlü anlamış değilim.

rizespor'la adı anılan hoca. umarım bu birliktelik gerçekleşmez, ligimde daha fazla kalitesiz teknik direktör istemiyorum.
Ali Koç, madrid'deki claudio coello caddesinin göz bebeği ramon freixa'ya 19.15'te giriş yapar. İspanya saatiyle aksam 19.30'daki randevusu için biraz erken gelmiştir. Bu sebeple önce barda 5 dakika geçirir, ardindan restoranin görece gizli bir köşesinde masasi hazırlanır ve oraya geçer.

Masaya oturduktan 10 dakika sonra bir citroen ds7 crossback yanaşır restorana. öylesine bir edayla yanaşır ki bu araç, koc blackberry'sini istemsizce masaya birakir, gözleri camekandan bu siyah araçtan inecek kisiyi arar.

Arabadan lila gomlegiyle ve aynali güneş gözlükleriyle karizmatik biri iner. Sokaktaki insanlardan taniyanlar olur, fakat arabadan inen bu gizemli kişi kimseyle vakit harcamaz. Zira Ali Koç kendisini beklemektedir.

Fakat karsilamadaki genç ispanyol bu kişiyi hemencecik tanır: diego simeone. Madrid'de Baska kim boyle fiyakalı yürüyebilir ki, cristiano ronaldo terk ettiğinden beri?

Simeone, koç'un masasina buyur edilir. Kısa sure sonra da menü gelir, en Afillisinden gazpacho soylenir. Üstüne koç paella; simeone jamon ister. Sommelier'nin önerisiyle de teso la monja yudumlamakta karar kılınır.

Smalltalk faslının ardindan Ali Koç esas mevzuyu açar:
-sayin simeone, İstanbul guzel bir şehir. Fenerbahçe iyi bir takım. Yapilaniyoruz, sizi de bu yapilanmanin en tepesine yakistiriyoruz.

Kelimelerini en doğru şekilde secmeye cabalamaktadir.

Simeone beklemesine beklemektedir bu konunun konusulmasini, fakat koç'un doğrudan defteri buradan aralamasini doğrusu garipser. Ama hoşuna da gider durum. Zaten Türkler her zaman ne istediklerini gayet iyi bilmez mi?

-sayın koç, fenerbahce'yi eski talebem emre'den dinledim, bilirim. Fakat, bagislayin ama, bu oyuncu kadronuzla bi carajo olmaz.

Sarabin da etkisiyle teklifsiz konusmalar başlamış, tarafların ingilizcesi hafiften kaymış, simeone tarafindan aralara ispanyolca kelimeler sikistirilmaya başlamıştır.

Koç bu cevabin ardindan önce bir sey soylemez. Sonra bond cantasina davranir. Kodu simeone'nin de görebileceği sekilde girer: 19071907. Mavi bir dosyaya uzanir, simeone'nin meraklı gozlerine aldirmadan dosyayi eline tutusturuverir.

Dosyada yaklaşık 50 yaprak bulunmaktadir. İlk 3 sayfa bilancoya, gelir-gider tablolarina ayrılmıştır. Sonraki 5 sayfa fenerbahce'nin potansiyelini yansitan 5 yıllık bir kalkinma planı içermektedir. Devaminda halihazirdaki kadronun analizi, iletişim halinde olunan topçular, kulup tesisleri, calisan cv'leri vardir.

Simeone bu kadar ayrıntılı bir rapor beklememistir aslinda. Koç'la 1,5 saat sohbet edip jamon'unu dişlemekten, günün sonunda da gelen teklifi kibarca reddetmekten baska bir planı kesinlikle yoktur. Olamaz da. Kariyerinin zirvesinde Fenerbahçe gibi yillardir Avrupa'da olmayan bir takıma gidecek degil ya. "Ben anca Fenerbahçe'deki kafelere gidip bir kahve içer, sonra da cadde'de şöyle bir dolanıp otelime geçerim." Diye dusunmeden edemez.

Lakin rapor ilgisini Cezbeder, fenerbahce'nin ciddiyetini hemen anlar. 4 dakika kadar goz atar sayfalara, kafasını kaldirdiginda koç ona bakmaktadir:

-her şeyin farkındayız. Sizin yonetiminizde unodir kuralları geçerli olacak.

Simeone, fikirlerinin dakikalar geçtikçe değiştiğini hisseder. Bunu sevmez. Madrid'de mutludur. Ama koç'un ona sunduğu bu yeni challenge, aslinda sıradanlasmaya yuz tutan kariyerine adeta bir defibrilatör etkisi yapacaktir, bunu da görür.

Simeone cevap vermez, konuyu değiştirir. İspanyol politikası, Türkiye'nin euro2020 performansı, daft punk'in dağılması konuşulur. Gece ilerler.

Saat 23.15 olur. Churros'lar yenmiş, sigaralar icilmistir. Simeone 4 saattir sag kolunun yaninda bulunan dosyanın ağırlığının gittikçe arttığını hisseder, dosyayı koç'a uzatir ve "kalkalim" der.

Tatlı bir akşama tatsız bir son.

"Hay hay, kalkalım" der koç. Ama dosyayı almaz. "Düşünün. İstanbul'un patronu olacaksınız. Gücünüzün sınırı olmayacak, çekinizdeki rakamı ise dert etmeyin, gerekli arastirmayi yaptık, memnun olacaksiniz."

Simeone bu özgüvenli cevap karşısında neye uğradığını şaşırır. Messi'nin karşısında titreyen lodi'nin görüntüsü gelir aklina birden, sebebini anlamaz.

Taraflar ramon freixa'yi terk eder. Sıkıca tokalasirlar. Simeone'nin ds7'sini getirir vale. Arabaya bindiğinde dikiz aynasına asılmış fenerbahce logosunu fark eder.

Görüşmeden 4 gun sonra koç'un telefonu çalar. Arayan İspanya'dan bir numaradır...

Tanım: fener'in başında görmeyi en istediğim hoca.(*) sanırım bugünün futbolunda en çok da beğendiğim hoca.