Fenerbahçe'nin başına geçen kişinin nasıl bir yöntem izleyeceği belli olmuş:
..."Özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Emre eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos... Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...
Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, 'szalai, tam burada olman gerekiyor' diye konuşmaya başlardı. Bir gün dayanamayıp, 'Ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, szalai değil ki' demeye zorunlu hissetmiştim.
İşin daha da kötüsü, konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu ali koç'un gizli rüyası olan 0-11-0 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.
Ancak şaka bir yana, emre'nin taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun sürmedi... Belki böyle bir plan başka yerlerde işliyor olabilirdi ama fenerbahçe'de işlemezdi. İşlemedi zaten, fener'de uzun süreli görev alabilmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı."
10 yıla Pelkas'ın anıları diye okursunuz.
(bkz: andrea pirlo)
(bkz: fatih terim)
..."Özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Emre eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos... Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...
Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, 'szalai, tam burada olman gerekiyor' diye konuşmaya başlardı. Bir gün dayanamayıp, 'Ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, szalai değil ki' demeye zorunlu hissetmiştim.
İşin daha da kötüsü, konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu ali koç'un gizli rüyası olan 0-11-0 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.
Ancak şaka bir yana, emre'nin taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun sürmedi... Belki böyle bir plan başka yerlerde işliyor olabilirdi ama fenerbahçe'de işlemezdi. İşlemedi zaten, fener'de uzun süreli görev alabilmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı."
10 yıla Pelkas'ın anıları diye okursunuz.
(bkz: andrea pirlo)
(bkz: fatih terim)