türk insanının klasik orta doğu zihniyetine gözler önüne sermiş, yüzümüze sertçe çarpmış futbolcu.

eğer ki vedat rakip takım taraftarlarının gönül verdiği takımda oynayan ve bu performansı ile sezona damga vurmuş bir oyuncu olsaydı, hepsi en az 20 milyon euro değer biçecekti. fakat sırf fenerbahçe'de oynuyor diye 5 milyon euro ve üstü transfer şikesi olmaya başladı nedense.

bir örnek üzerinden gidelim; marcao. tam bir saatli bomba, defansif meziyetleri vasat/vasatın bir tık üstü olan bir stoper. ayağı top class diye 25 milyon euro değer biçebiliyor galatasaraylılar. üstelik bu değeri bir ''stoper''e biçiyorlar, dünyada defansa akıtılan para, ofansa akıtılan paranın belki de yarısı bile değil. fakat işte iş kendi takımının oyuncusuna gelince farklı, rakip takımın oyuncusuna gelince farklı oluyor. rakip takımın o leş kadrosunu ilk yarı zirveye taşımış pivot santrfor, senin saatli bomban kadar değerli olmayabiliyor işte. dikkat ederseniz pivot dedim, zira pivot santraforun tek görevi gol atmak değildir. hatta ve hatta ana görevi dahi gol atmak değildir.

asla ve asla marcao'ya bok atmıyorum. keşke marcao da 20 milyon euro'nun üzerine satılsa da, günümüz futbolunda birkaç büyük kulübü beslemek üzerine şekillenmiş bu sistem oyuncularımızı beleşe almasa. marcao bence 10-12 civarı bir para eder fakat transfer başarısı ile 20'ye satarsın. keza vedat da öyle, bence 13-14 eder fakat transfer başarısı ile ve tok satıcıyı oynayarak 20+ bonuslar gibi bir fiyata satabilirsin. ama işte kime ne anlatıyoruz biz burada. bir kulaklarından girecek, diğer kulaklarından çıkacak bu dediklerimiz. çünkü rakibim güçlenmesin. çünkü rakibimi hep yeneyim, ona karşı hiç mücadele etmeden yeneyim, hep kolaylık çıksın karşıma. hiç dikenli bir yolda yürümeyeyim vs...

biz türk insanının en büyük eksikliklerinden birisi de empati yeteneğidir bence. karşımızdakini anlayamıyoruz. bütüncül düşünce eksikliğimiz var çünkü. yüzeysel düşünemiyoruz, hep bir büyük resim görme çabaları içindeyiz. ben biraz da bunu halkın sürekli kendisine kahraman yaratmaya çalışmasından dolayı görüyorum. bilirsiniz bu kahramanlar genellikle büyük resmi gören kahramanlar olur türkiye açısından konuşacaksak. bizim insanımız da özgüven eksikliğinden ve hayatlarının kötü olmasından dolayı hep böyle bir kahraman yaratma peşinde. e doğal olarak insanlar, etkilendikleri insanlara benzemeye çalışıyor (kişiciliğe yol açan bir olay bu, orası ayrı bir yere çıkacak dolayısıyla açmıyorum burayı daha fazla). sonrasında bir büyük resmi görme falan işte... çocukluktan gelen etkiler yetişkinlikte de devam ediyor.

konu bayağı saptı farkındayım. vedat için yapılan yorumlar beni gerçekten üzüyor zira. pek takmamaya çalışıyorum fakat yetişkin bir insan bile bu transferi çıkıp ''transfer şikesi'' olarak yorumluyorsa, fiat-pkk-ali koç ilişkisi kurmaya çalışıyorsa, çıkıp oyuncunun maaşını falan bonservis gelirlerinin içine katmaya çalışıyorsa bu ülke insanı hakkında üzülürüm ben. çünkü bu insanlar her yerde. dışarıda karşılaşıyoruz, iş hayatında karşılaşıyoruz, başka yerlerde karşılaşıyoruz vs... üzüldüğüm şey gerçekten fenerbahçe'Ye laf atmaları değil. umrumda değil fenerbahçe hakkında ne dedikleri. fakat beni üzen şey bu zihniyet.

bütün bu dediklerim fenerbahçe taraftarı için de, beşiktaş taraftarı için de, galatasaray taraftarı için de, udinese taraftarı için de geçerli. pek bir umudum yok açıkçası bu ülke insanından. belki az bilinen efsane duyarlar başlığının kahramanı gibi görünebilirim fakat bu yazdıklarımın hepsi gerçek. sadece farkında değiliz.

öyle işte.
Adana demirspor'u hakem desteği olmadan yenmesi mümkün olmayan takım.

Edit : öte yandan top oynamadan elde ettiği beraberlikler sayesinde bir şekilde yürüyüşleri devam ediyor. 2 beraberlikle gelen 2 puan bile ne kadar önemli görüyoruz. Son 5 maçta 9 puan kaybetmiş durumda ve biz ise son 4 maçta 4 galibiyetle ayrılmış olmamıza rağmen puan farkını tek hanelere indiremiyoruz. Nasıl bu kadar puan farkı açtırdık.

Her sene söylüyoruz, geçen sene de söyledik mart-nisan aylarında lider takımlar puan kaybına başlıyor,sakin kalalım diyoruz ama Kasım ayında hep aynı şeyleri yaşıyoruz.
Şu ana kadar 13 maçta 305 dakika süre bulan oyuncumuz. 3gol 1 asistlik katkı vermiş durumda. Eğer sözleşme detayları doğruysa daha 1200 dakika kadar daha forma giymesi gerektiğini hatırlatmak gerek. Yani kalan maçlar,Avrupa kupaları ve Türkiye kupa maçlarını da eklersek ( en az 2 Avrupa kupası+ finale kadar çıkarsak herhalde 6-7 ztk maçı ve 23 lig maçı ) 30-32 lig maçında Ortalama 1 devre süre bulmalı.
Çok çok çok üzülerek söylüyorum ki kontrolünü tamamen yitirmiş, psikolojik olarak da geri dönüşü olmayan bir yola girmeye başlayan gruptur. Gönül verdikleri renklere bağlılıkları, aidiyetleri, her türlü sıkıntıya karşı sarı duvar oluşlarıyla sıradanlaşan fenerbahçe spor kulübünün dünya çapındaki tek asset’i olan taraftarı, maalesef kafayı yemek üzere. Henüz 11 haftası oynanan ligde, ortalığı ateşe vererek saha içinden uzaklaşıyoruz. Basına bakıyorum eskisi gibi organize saldırılar yok, takıma bakıyorum iyi kötü götürecekler ligi belli. Hocası sportif direktörü baskanı arasında huzursuzluk da yok. 1-2 hakem hatasıyla şasesi kaydı maalesef taraftarın. Yarattığımız suni psikolojik savaşts kendi kendimize yenilmek üzereyiz. Bunu bu dünyada en çok sevdiği topluluk, kitle, grup kim deseler fenerbahçe taraftarı diyecek olan ben söylüyorum. Acilen hande sümertaş, ali palabıyık, tuncay şanlı şu bu her kimse bırakıp sahaya odaklanmamız lazım. Liderden averajla gerideyiz ama Kadıköy’den esen hava Cocu döneminden beter!