Benim için 2005'dir.Sosyal medya ve akıllı telefonlarla
hızlı ve yozlaştırıcı bir dönüşüme girmeden önceki son güzel yıllardan biriydi.Ülke dinamikleri ve cumhuriyet devrimlerinin kurduğu düzen hala ayakta olan bu dönemde cumhurbaşkanı olarak ahmet Necdet Sezer vardı ve malum partiyi az da olsa dizginleyebiliyordu.
Milan - Liverpool şl finali tarihe kazanırken my number one parçası dillerden düşmüyor, nolan'ın dark Knight üçlemesinin ilk filmi olan batman begins vizyona girerken, bir önceki sene kurulan facebook yavaş yavaş dünyaya yayılıyordu.
Milenyum çağına girildikten sonra dünyada müthiş bir para bolluğu ortaya çıktı, SSCB'nin dağılmasından sonra ABD'nin kapitalist düzeni birçok ülkeye geçici de olsa refah ve para yüzü göstermiş, aynı zamanda kısa süreli bir modernizm ve hümanizm dalgası 3. Dünya ülkelerinde bile esmiştir.Aynı tarihlerde malum parti iktidara gelmiş ve ABD ile AB'ye karşı kurduğu sıcak ilişkilerin de etkisiyle Türkiye bir yatırım cennetine dönüşmüştü.Hiç şüphesiz Türk futbolu da içinde bulunduğu dönemin şartlarından bağımsız düşünülemez.Dövizin düşük olması, Yabancı yatırımcıların ilgisi gibi etkenlerle Türk spor kulüpleri de palazlanmış ve kaliteli kadrolar kurmuştur.2000-2008 arasındaki yıllarda Türk milli takımı en büyük başarılarını yaşadı, Fenerbahçe ve Galatasaray Avrupa'daki en büyük başarılarını kazandı, 3 büyükler yıldızlarla dolu olan muhteşem kadrolar kurdular.Ancak dediğim gibi kapitalist düzenin bu tatlı havası geçiciydi ve 2008 ekonomik krizinde balon patladı.kulüplerimiz ise buna hazırlıksız yakalandılar, artık bolluk zamanında olmadığımızı da idrak etmeyerek yıldız transferlerin devam ettiler.bunların çoğu balon çıktı, Avrupa'da başarı gelmedikçe borçlar katlandıkça katlandı, hazıra konmaya alışan kulüplerimiz altyapıya hiçbir zaman önemli vermedikleri için de alttan genç oyuncu da kazanamadılar.sonraki süreçte de işler iyice sarpa sardı ve bizi mevcut şartlara getirdi.
Kırılma anı programına katılmış ve güzel konuşmuş, iyi bir sohbet olmuş. 2013-2014 sezonu hakkında söylediği şeyler hoşuma gitti. Mali efendinin siz benim vizyonumu anlamadınız lafına da bir laf kondurmuş onun beni tam tanımadığını düşünüyorum diye.

Kimsenin adamı değilim ersuncu, aykutçu vs değilim ama bu adamı seviyorum bizim takımdan bağımsız olarak. çünkü ersun hoca birinin adamı değil, Eski futbolcu değil, mafyatik değil, siyasi çevresi - basında gücü vs de yok. Spor akademisinden mezun olup buralara kadar gelmiş biri işte ülkede pek göremeyeceğimiz üzere. O yüzden bu bize garip geliyor çünkü burada kendi emeğinle bir yere gelmek neredeyse imkansız.