Seçim döneminde şimdiki başkanımız sn Ali Koç'un kullandığı cümle.


şubat 2020 3 gün arayla 2 defa gs yenilmek gibi bir durumun ardından hem Fenerbahçe'yi hem sporu takip etmekten çıkmıştım. Zaten çok geçmeden de Corona salginit başladı spor tamamen durdu. Fakat ben medyayı da takip etmiyordum doğru düzgün. 2 gündür biraz bakayım neler olmuş haberler neymiş falan filan diye...


Tuncay yardımcı teknik adam olacakmış,

Gökhan Gönül ve Caner takıma dönecekmiş,
blanch teknik direktör olacakmış,

Ankaragücü teknik direktörü altyapıya geliyormuş
Daum sportif direktör oldu olacak derken fenalık geçirmeye başladım.


Başkanım cidden biz anlamamışız ya da en azından ben anlamamışım senin vizyonunu. Ben modern kulüpler nasıl yapıyorsa en basitinden atalanta nasıl başarıyorsa ya da Frankfurt ben biz de onu yapacağız sandım, bırak top30 kulübü bu kadarı da yeterdi bana. Ama vizyon zehirlenmesi yaşıyoruz gibime geliyor.
FB, gs, BJK, gibi ülke futbolundan Ekiplerin reddettiğini açıkladığı Hede.

Sanki davet var da gkdlkdkslsls

Hadi bu kulüplerin ülke içinde ciddi ekonomiler üretebilme ciddi pazar olabilme ihtimalleri var da ibfk ve Sivasspor da reddettiklerini duyurmuşlar.

Gkkdksks boz baykuş denilen güruh bile ibfk maçı izlemezken sen kabul etsen ne olur etmesen???

Kgkdkdkls
" Doktor" lakaplı fenerbahçe formasıyla oynadığı 78 maçta 24 gole imza atan, Bordeaux fatihi unutulmaz futbolcu.

Elif Çongur'un Hürriyet gazetesinde Hüseyin Çakıroğlu için yazdığı yazı.

Hüseyin Çakıroğlu anısına

Her sene bu vakitler yaptığım gibi yine onu anacağım.Ömrüm oldukça Ekim ayının son günlerinde hep onu yazacağım.

Fenerbahçelilerin “Doktor” lakaplı, “Sarı” lakaplı, giderek “Sarı Doktor” lakaplı sevgilisi. Paşası. Fenerbahçe’nin laciverti, sarısı, lacivertin sarısı.

18 Eylül 1985’te, Bordeaux’ya atılan, akılları alan, hayatı donduran son golün sahibi. O günü radyo başında geçiren çocukların futboldaki ilk kahramanlarından biri. Benim gibi.

HÜSEYİN VURDU GOOOOOOL!

Fenerbahçe’nin ve Milli Takımın göz bebeğiyken, daha uzun yıllar futbolunun doya doya izleneceği düşünülürken, bacağında yavaş yavaş büyüyen bir ben fark edilir. Alınan ben kötü huyludur, üstelik vücuduna yayılmıştır. Sonrası kötü. Çok kötü.

1986 yılının Ekim ayında futbolseverler duyduklarına inanmak istemezler, haberi alan futbolcu arkadaşları Hüseyin Çakıroğlu’nun evine koşar, herkes perişandır. Metin kapının önüne kadar gelir ama yukarı çıkamaz, “Tutamam kendimi, ağlarım” der. Yugoslavya deplasmanına doğru yola çıkmış olan Milli Takım arkadaşları tutamazlar kendilerini, ağlaya ağlaya oynarlar o maçı. Hüngür hüngür ağlayarak.

Fenerbahçe taraftarı, Hüseyin Çakıroğlu’nun ardından bir uzun ağıt yakar, Basketbol Takımı’nın oynadığı bir lig maçından önce hep bir ağızdan söylenir. O ağıtın bir yerinde şöyle der:

Ne sen bizlere doydun
Ne de doyduk biz sana
Fenerbahçe forması
Kefen mi oldu sana?

Hüseyin Çakıroğlu, hasta yatağında verdiği son röportajda “Formamı, taraftarımızı ve Kadıköy’ü çok özledim” der. Biz de onu hep, ama en fazla ölüm yıldönümünün yaklaştığı bu günlerde çok özleriz. Sarı Doktor’u ne zaman hatırlasak, tutamaz kendimizi ağlarız.

video