Yüzsüzlük artık karakterlerine işlemiş. Onlar için adalet kelimesi sadece kendi çıkarına olanlar. Aralarında tek tük aklı selim insanlar var fakat etkileri yok denecek kadar az.
Hakkı teslim edilmeyen futbolculardandır.

Bjk'den sonra bize gelmesi, üstelik geleceği belli olmasına karşın sanırım kupa finaliydi, elimizdeki kupayı tek başına kazanması bir ayrı bir paragraf hak eder, büyük bir olay olmuştu.

Alex ile birlikte oynar mı goygoyu ile başlayan yönlendirmelerin bugün de devam ettiğini hatırlamak gerek. Hak ettiği süreleri almaya başladığı anlarda ise ritim de bulmuşken askerlik söylentileri aldı yürüdü. Ne hikmetse sanki bir tek tümer'in askerlik durumu varmış gibi " birileri " yurtdışında oynamamış futbolcular milli takıma x yaşta gitmek zorunda gibi saçma sapan bir kanunda bahsetti ve yangın yapıldı. Tümer de bence istemeye istemeye Yunan ligine gitti. Zaten Tümer sonrasında bu askerlik olayı da değiştirildi.

Az alkmar eşleşmelerinde toplam sonuç 5-5 olmasına karşın deplasman golü uygulaması sonucunda elenmiştik. Bu eşleşmede 3 golü kendisi atmıştı. Gerçekten kendisi atmıştı çünkü gelişen bir atak yoktu. Enfes sol ayağı ile birbirinden lezzetli 3 gol atmıştı.

Bir ibfk maçıydı sanırım, olimpiyat stadyumunda oynanan maçta, uzak bir mesafeden r. Carlos ile Tümer serbest vuruş için gerilmişti. Topa o mesafeden elbette Carlos vuracaktı ancak iletişim sorunu olsa gerek Tümer şakkadanak topa vurmuş ve golü atmıştı. Öyle ki Carlos az daha tümer'in ayağına vuracaktı. Xd

Sevgili fenerbahçeliler, bahsettiğim dönemler 15-16 sene öncesi ve bazı yönlendirmelere o vakitte maruz kalmışız. Evvela daha geçmişi de vardır ancak o gün güçlü olan Fenerbahçe, alkmaar'a elense de bir sonraki sezon şampiyonlar Ligi'nde iş yapacağının sinyalini veren Fenerbahçe'de Tümer metin, belki de Chelsea karşısında ekstra bir yetenek ile oynayıp tur atlatacak olan Fenerbahçe'yi paçalarından tutup düşürme çalışmalarının kurbanıdır.

Bizim camia çok çabuk etkileniyor dışarıdan. En güzel örneklerinden birisi Tümer metin'dir. Hala geçen sürede değişen bir şeylerin olmaması ise takdirinizdir.
16 milyon euro maaş bütçesi ve 2 milyon euro transfer bütçesi ile çalışmış takım. 2019-2020 sezonu için konuşuyorum tabi ki.
mevcut hali iyi görünmeyen bir teknik direktörleri olmasına rağmen gümbür gümbür geliyorlar. yapılanma budur işte. 2015-2016 sezonunda 12. olan takım nasıl yapılanmaya gitti de birden yükselişe geçti görüyoruz. üstelik yapılanma 17-18 sezonunda başlamışlardı yanlış hatırlamıyorsam. ahmet ağaoğlu nisan 2018'de başlarına geçmişti.
çok iyi yönetilen takım. tamam devlet desteği filan var da adamlar da çalışıyor. hele scout ekipleri nasıl çalışıyorsa, fiyasko transferleri çok az. sörloth gibi bir oyuncuyu 750bin euro'Ya kiraladılar. hem de 2 sezonluk ücreti 750bin euro. senelik 375bin euro'ya tekabül ediyor.
üstelik hala genç transferlerine devam ediyorlar.
edit: şunu da ekleyelim biz trabzon ile aynı şartlara sahip değiliz. yani biz daha büyük bir takımız ve trabzon'dan 500k isteyen bir oyuncu bizden 800k isteyecektir elbette. ayrıca bizim üzerimizde daha çok baskı var, yani trabzon üst üste 3 mağlubiyet alınca pek bir şey değişmez ülkede ama fenerbahçe alınca değişir. daha çok baskı olur üzerimizde. dolayısıyla bizim gibi bir takımı yönetmek daha zordur kabul ediyorum. ama şu gerçeği de göz önünde bulundurmak zorundayız: bizim bütçemiz, paramız ve bize verilen mali destek (ünlüler vb.) trabzonspor'dan daha fazla. dolayısıyla elimizde bulunan şartları iyi kullanmak zorundayız.