“Yüksek Divan Kurulu toplantımızın camiamıza hayırlı olmasını diliyorum. Ayrıca şahsıma, Başkan Yardımcımız Sayın Mithat Yenigün, Sekreterimiz Sayın İsmail Tepecik, Yazmanlarımız Sayın Elizabet Uğurlu ve Sayın Didem Üretmen’den oluşan heyetimize gösterdiğiniz teveccühe çok teşekkür ediyor, ilgi ve güveninize layık olabilmek için tüm gücümüzle çalışacağımıza söz veriyorum.

Yüksek Divan Kurulunun çok değerli üyeleri; hepimizin bildiği gibi, büyük olmak, daha da ötesi hep büyük kalmak, meşakkatlidir. Camiamız tarihi boyunca bunu defalarca deneyimlemiş; girdiği tüm badirelerden alnının akıyla çıkmasını bilmiştir. Çünkü Fenerbahçe’nin ruhunda, özünde, karakterinde yılgınlığa ve teslimiyete asla yer yoktur. Çok iyi biliyoruz ki; bundan önce olduğu gibi bundan sonra da camiamız her türlü tahrik girişimlerine, hedef göstermelere, engellemelere ve saldırılara maruz kalacaktır.

Dünkü başarılı basın toplantısında Sayın Başkanımız Ali Koç’un da altını çizerek vurguladığı gibi; bu girişimlerde bulunanlar ve bulunmaya tevessül edecekler şunu çok iyi bilmeliler ki; Fenerbahçe bundan böyle her türlü saldırıya karşı birlik ve bütünlük içinde kararlılıkla mücadele edecek ve bu mücadeleden de yine alnının akıyla güçlenerek çıkacaktır.

Fenerbahçe camiasının çok değerli üyeleri, geçtiğimiz günlerde camiamıza karşı büyük bir provokasyon sergilenerek şanlı 2010-2011 sezonu şampiyonluk kupamız sorgulanmak istenmiş ve kulübümüzün simgesi gafillerce bir tüfek namlusunun ucuna yerleştirilerek, bir anlamda takım otobüsümüzün kurşunlanmasının azmettiricileri işaret edilmiştir.

Yüksek müsaadelerinizle merak edenler için kupamızın nasıl alındığını ve şimdi nerede olduğunu kısaca hatırlatmak istiyorum.

Kupamız, hain FETÖ’nün kumpasına uğramış takımına moral vermek için 10 Temmuz 2011 günü, en zor şartlarda Topuk Yaylasına varan ve antrenman sahasını dolduran, stadyuma çeviren Fenerbahçe taraftarının alın terindedir.

Şaşkınlık içinde olup bitenleri izleyen ve dağılmak yerine birbirine kenetlenen futbolcularımızın çok değerli emeklerindedir, gözyaşlarındadır.

O kalabalığın içinde tekerlekli sandalyesinden, unutulmaz bir duruş sergileyip mesleğini bırakmayı bile göze alan Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman’a seslenerek “Durum o kadar kötüydü ki, gelmem gerektiğini hissettim. Arkanızdayız Hocam” diyen engelli taraftarımız Halil Taşkın Yılmaz’ın yüreğindedir.

2011 şampiyonluk kupamız, suikast girişimine uğrayan takım otobüsümüzün camındaki kurşun izlerindedir.

2011 şampiyonluk kupamız ,“Ne şikesi, memleket elden gidiyor” diyerek Cumhuriyeti ve vatanı kurtarmak için zindanların kör karanlıklarından Türkiye’ye umut ışıkları saçan ve FETÖ’ye karşı en büyük direnişi başlatan efsanevi Başkanımız Aziz Yıldırım’ın Metris zindanının duvarlarında bıraktığı silinmez izlerdir.

2011 sezonu şampiyonluk kupamız, kumpasın ilk gününden sonuna kadar eğilip bükülmeyen, göğsünü camiasına ve tutsak yol arkadaşlarına siper eden, dağlarına bahar gelmesi için direnen, Fenerbahçe geleceğinin en büyük başkanı olmasını dilediğimiz Sayın Ali Koç’un ve kader birliği yaptığı yönetici arkadaşlarının dik duruşundadır.

2011 sezonu kupamız, Sayın Yasemin Merçil’in önderliğinde Şükrü Saracoğlu’nun tribünlerini doldurarak neşede ve tasada, kederde ve sevinçte bir ve bütün olmanın muhteşem örneğini tüm dünyaya gösteren kadın taraftarlarımızdadır.

2011 sezonu şampiyonluk kupamız, kulübümüzün 6 Mart 2021 tarihinde tescili için başvuruda bulunduğu ve göğsümüze anamızın ak sütü gibi helal 5 yıldızı koymamızı sağlayacak şanlı 28 şampiyonluk kupasıyla birlikte buradadır, yüksek huzurlarınızdadır…

Bunlar sadece şampiyonluk kupaları değil, sahalardan, tribünlerden, meydanlardan, zindanlardan, ödenmiş büyük bedellerden taşan birer şeref madalyasıdır.

Sayın Başkan, Sayın Yönetim Kurulu Üyeleri, Büyük Fenerbahçe’nin çok kıymetli Yüksek Divan Kurulu üyeleri; duruşunuzla, kimliğinizle, Fenerbahçeliliğinizle, her türlü badire ve kumpasa karşı gösterdiğiniz emsalsiz direnç ve dirayetinizle ne kadar övünseniz azdır.

Sizler ki; en az 25 yıllık Fenerbahçelilik tecrübenizle, taraftarımızdan sporcularımıza, malzemecilerimizden nizamiyedeki güvenlik görevlisine kadar tüm Fenerbahçelilere yol göstermiş, fırtınalardan sonra nasıl ayağa kalkılacağını anlatmış şaşmaz birer pusulasınız…

Evet sizler, 104 yıl önce Milli Mücadeleye başlarken kulübümüzü ziyaret eden en büyük Fenerbahçeli Gazi Mustafa Kemal’in temsilcilerisiniz… Bilhassa son 10 yıldır yaşadığımız süreçte köklerimizden aldığınız güçle ortaya koyduğunuz vakur duruş, büyük Fenerbahçe tarihine bırakacağınız en büyük övünç kaynağınızdır.

Fenerbahçe’nin değerli senatosu, son zamanlarda camiamıza yapılan çirkin saldırı ve provokasyonlara karşı kulübümüz, sizlerin öncülük ve rehberliğinde 3 Temmuz kumpasında ortaya koyduğu güçlü, diri ve cesur duruşunu yeniden sergilemiştir. Avukatlarımız, derneklerimiz, Fenerbahçemize gönül veren sivil toplum kuruluşları ve taraftarlarımız harekete geçmiş ve Sayın Başkanımız Ali Koç’un vurguladığı gibi genlerindeki 3 Temmuz ruhunu yeniden canlandırmıştır.

Bu vesileyle hepinizin huzurunda kararlılıkla belirtmek isterim ki, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu, büyük Fenerbahçemizin çıkarları doğrultusunda Başkanımız Sayın Ali Koç ve yönetimiyle uyum içinde çalışacak, yönetimimizin yanında duracak, camiamızın bu tür saldırılardan güçlenerek çıkması için elinden geleni ardına koymayacaktır.

İnanıyorum ki biz hep birlikte geçmişimizi unutmadan ileriye bakacak, özellikle Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız önümüzdeki sezonda tüm engelleme çabalarını bertaraf ederek zaferden zafere koşacak ve müzemizi görkemli 100. yıl kupalarıyla taçlandıracağız.

Omuz omuza verdiğimizde hayal edip de gerçekleştiremeyeceğimiz hiçbir hedefin kalmayacağını hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Büyük Fenerbahçe’ye, yılmaz taraftarına, yönetimine ve sporcularımıza inancımız tamdır. Yeni dönemin ilk Yüksek Divan Kurulu toplantısının camiamıza hayırlı olmasını ve Futbol Takımımızın yarınki Beşiktaş derbisinden zaferle dönmesini diliyor, kadın taraftarlarımızın anneler gününü şimdiden kutluyorum.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti,

Yaşasın Fenerbahçe…"

Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu başkanı uğur Dündar
kısa ömrümüzdeki uzak ara en gerçek şey.

o kadar gerçek ve acımasız ki misal sözlüklerde alakasız bir başlık çok fazla entrylenince 'öldü sandım' şakası yapılır.
bugün kimse hiç bir yerde ahmet çalık'a bu espriyi yapamadı.

her ölüm erkendir pek tabi ki ancak trafik kazaları ya da aniden gelenler daha da erken oldu hissiyatı vermekte. her şeyiniz var, paranız, kariyeriniz ya da aileniz ancak hiç birinin varlığı onun varlığından güçlü değil. 1 dakika önce her şey normalken 1 dakika sonra tuz buzsunuz.

sanki biz insanlar olarak hayatı fazla ciddiye alıyoruz, kendimizi gereksiz fazla önemsiyoruz. neticesinde er ya da geç, inan-inanma, sev-sevme, kabul et ya da etme zamanı geldiğinde cahit sıtkı'nın dediği gibi kimsenin gözünün yaşına bakmadan o da gelecek 35'in ve nicelerinin geldiği ya da gelmesine gerek bile kalmadığı gibi.

imkansız bir dilek ancak umarım bu zımbırtı geldiğinde her birimiz 'güzeldi be' diyebilecek bir durumda olur belki bu hayatta belki de başka bir hayatta...
tam adı augustine azuka "Jay-Jay" Okocha (d. 14 Ağustos 1973, Enugu), Nijeryalı eski millî futbolcudur.
1996'da Eintracht Frankfurt takımından Fenerbahçe'ye transfer oldu. Türk vatandaşlığına geçen Okocha, Muhammed Yavuz adını almıştır.1998'de 16,5 milyon dolara Fransa'nın Paris St-Germain takımına transfer olmuştur. okocha futbol kariyeri boyunca kırmızı futbol ayakkabıları ve frikik atışları ile iz bırakmıştır.
Osmanlı teşkilatlanması

hükümet (divan-ı hümayun)

devlet erkanı burada toplandırdı.fatih'den itibaren önemi arttı.16. yy dan itibaren istikrarı bozulup sadrazam sürekli değişti.17. yy ın ortalarında hükümet için yeni bir saray yapıldı.buraya daha sonra bab-ı ali dendi.
divan toplantıları
1475'den sonra fatih divan başkanlığını sadrazama bıraktı.sultan da toplantıları yukarıdaki bölmeden izlemeye başladı.1454'e kadar her gün, sonrasında haftada 4 gün toplanırdı.18. yy da ise idari işlevini kaybetti.
a) ikindi dîvânı
veziri azamın kendi sarayında ikindi vakti toplattığı divandır.daha az önemli konular konuşulur.17. yy den önemi arttı ve 1654'de veziri azam'a ayrı saray yapıldı.
b) galebe divanı
kapıkulu ocaklarına maaş verilmesi ve elçi kabülü için toplanırdı.yeniçeriağası ve maiyeti gelip törenle yemek yenirdi.
c) ayak divanı
olağanüstü durumlarda acil işlerin konuşulduğu divandır.padişah katıldığında diğer herkes ayakta dururdu.

divan üyeleri
• veziriazam: sultanın mutlak vekili olup adli ve mali konularda yetkisini defterdar ve kadıasker ile paylaşır.
• vezirler: başta sayısı 1 iken sonradan artmıştır.devlet konularında yardımcı olurlar.
• kadıaskerler: başta sayısı 1 iken 1480'den sonra 2'e çıktı: anadolu ve rumeli kadıaskerleri.rumeli kadıaskerleri rütbece üsttedir.yargı işlerine bakarlar.
• defterdarlar: mali işlerden sorumlular.
• nişancı: divandaki yazışmalar, tahrir işleri ve tuğra çekme işine bakar.zaman içinde örfi hukuk un başı haline geldi.

divan bürokrasisi
1- reisü'l küttap
divan'daki katiplerin başıdır.evrakları düzenler.17. yy ın ortalarından itibaren elçileri kabul etmiş ve hariciye nazırlığı haline gelmiştir.
- amedci (amedi) kalemi
reisü'l küttap'ın özel kalemidir.emrinde kâtipler bulunur.evraklar, yazışmalar, şifre çözme, mektup görevleri arasındadır.
2- tezkireciler
büyük ve küçük tezkireci olarak iki tane var, nişancının sekreterleridir.sadrazamın iki yanında durarak gündem konularını okurlar.
3- çavuşbaşı ve çavuşlar
çavuşbaşı ve onun emrindeki çavuşlar, dîvânın kararlanın
uygulanmasından sorumludurlar.ayrıca divan düzenini sağlamakla da görevlidirler.
4- kapıcıbaşı ve kapıcılar kethüdası
kapıcıbaşılar, saraydaki kapıcıların âmirleri olup sarayın muteber hizmetlilerindenidiler.sonraları vezir olanlar da vardır.önceleri sadaret mührünü yeni sadrazama onlar götürürlerdi.
5- katipler
divan ve hazine katipleri olarak ikiye ayrılırlar. divan katipleri fetva, ferman ve beratları yazıya geçirir.hazine katipleri ise mali notları siyakat adlı teknikle yazarak gizliliği sağlarlardı.
6- divan tercümanları
yabancı mektupları vs çevirirlerdi.

divan kalemleri
alınan kararların uygulanmasında ve kayıtlarının tutulmasında görevlidirler.
1- beylikçi kalemi (dîvân kalemi)
alınan kararları tutan, müzakere edilen evrakları gerekli yerlere ulaştıran bürodur.barış antlaşması imzalama gibi şler ve hattı hümayum gibi emirleri hazırlardı.
2- tahvil kalemi
beylerbeyi, sancakbeyi gibi önemli memurların tayin ve terfi evraklarını muhafaza eder.bunlarla ilgili tevcih ve beratları da bunlar hazırlarlardı.
3- rüus kalemi
yüksek dereceli memurlar dışındaki tüm memurların atama ve tevcih işlerini yürütür, beratlarını hazırlardı.

askeri teşkilat
osmanlı ordusu: merkez kuvvetleri: yeniçeri, cebeci, topçu, top arabacı, humbaracı, lağımcı, süvari, silahdar, sipahiler, sağ sol ulufeciler, sağ sol garipler.
eyalet kuvvetleri: yaya müsellem, tımarlı sipahiler, akıncılar, kale muhafızları, yardımcı kuvvetler.

1) merkez kuvvetler (kapıkulu ordusu): doğrudan padişaha bağlı ordudur.

a) acemi ocağı: yeniçeri ocağına asker yetiştirmek için 1. murat döneminde kurulmuştur.esir hristiyan çocukları eğitilir.23 yaşında yeniçeri olurlar, yahudiler sisteme dahil değildir.
• 3 şekilde üye alınır; pençik (esirlerin beşte biri), devşirme yoluyla, kapıkulu askerlerinin çocukları (kuloğlu)
b) yeniçeri ocağı: padişahın merkezi otoritesini teşkil ederler. avrupanın ilk daimi ordusudur.
• yeniçeri taburuna "orta", orta komutanına " çorbacı" denir.askerler 3 ayda bir ulufe, hünkar değiştiğinde cülus bahşişi alırlar.
• 3. selim döneminde yerlerine nizam-ı cedit kuruldu ancak isyan çıkarıp hünkarı devirdiler.
b) cebeci ocağı: silahların bakım ve korunmasından sorumlu, başları cebecibaşı'dır.
ç) topçu ocağı: top döküm ve kullanılmasından sorumlu, başları topçubaşı'dır..
d) kapıkulu sipahileri: seferde hünkara eşlik eder, tuğ ve silahları korurlardı.çerilerden mevkice yüksektirler.
e) diğer sınıflar: bomba yapıp kullanan humbaracı ocağı, kale kuşatmalarında tünel kazan lağımcı ocağı, topların sefer alanına taşınmasından sorumlu top arabacılar ocağı.

2) eyalet kuvvetleri

a) yaya ve müsellemler: osm'nın ilk düzenli ordusudur. sefer sırasında sefere katılır sefer dışında ise kendısıne verilen toprakla uğraşırlar.zamanla geri planda çalıştılar.nakliye, madencilik..
b) tımarlı sipahiler: sefer dışında toprakla uğraşır, sefer zamanı sancakbeyi liderliğinde savaşa katılırlardı.
c) akıncı ocağı: sınır güvenliği,keşif,ani baskınlardan sorumlu olup maaş almazlar, ganimetle geçinirler. vergiden muaftırlar.
ç) deliler: ön safta savaşırlar.
d) kale muhafızları: azaplar, önceleri ön safta savaşırken sonradan kale muhafızlığına getirildiler.
e) yardımcı kuvvetler: kırım hanlığı, eflak boğdan erdel voyvodalıkları orduları.
f) geri hizmetlerde çalışanlar: tatarlar, yörükler, voynuklar, derbentçiler, köprücüler, martaloslar.

• 19. yy osmanlı ordusu: nizamıcedid, sekbanıcedid, eşkinci ocağı, asakiri mansure-i muhammediye... avrupa orduları örnek alınarak kurulmuştr.

donanma: ilk osmanlı donanması karesi beyliğinden kazanıldı.osm. kaptanı deryası aynı zamanda cezayir beylerbeyidir.yavuz zamanında mısırın alınmasıyla daha sağlam bir donanma kurmak için adımlar atıldı. gedik ahmet paşa kırımı aldı otrantoya da çıkarma yaptı. 3.selim zamanında umuri bahriye nezareti kuruldu 2. mahmud zamanında ise mahmudiye kalyonu, 2. abdulhamit zamanında ise hamidiye kruvazörü yapıldı.


maliye teşkilatı
ilk maliye teşkilatı 1. murad zamanında kara halil ve kara rüstemin gayretleriyle yapılmıştır. hududun genişlemesiyle gelir gider miktar ve türü de artmıştır.
1) maliye bürokrarisi
a) baş muhasebe: .baş defterdarın muavini olup saray başta olmak üzere bütün devlet dairelerinin gelirleriyle masraf hesaplarını tutan mali kanun hazırlayan bir nevi sayıştay vazifesi gören mühim dairedir.
b) başbaki kulu: hazinenin alacaklarını takip ederlerdi. baş defterdarlığa bağlı idi.
c) cizye baş bakıkulu: cizye dolayısıyla hazineye borcu olanları takip ederdi.
d) veznedarbaşı: hazineye ait paranın tahsilatı ve ödeme işlemleriyle ilgilenir.
e) sergi nazırı: hazine işlemlerinin defterini tutar.

2) defterdar kapısı
defterdarlığa ait bütün kayıtların saklanıp muhafaza edildiği yerdir.bu kapıdaki kalemler;
- maliye kalemi: mali yazışmalar yönetilir.
- ruznamçe kalemi: hazinenin bütün gelir ve giderleri yönetilir.
- tarihçi kalemi: maliye kaleminden çıkan evraklara tarih koyar.

3) hazine
a) dış hazine: devletin esas hazinesidir.gelirler burda toplanır, sorumlusu defterdardır.
b) iç hazine: padişahın özel hazinesidir.


osm. ilmiye ve adliye teşkilatı

1) hukuksal gelişim
• temeli şer'i ve örfi hukuka dayanır.ilk mühim kanunname fatih kanunnamesidir.ebu suud efendi örfi olan bazı hususları şeri bir temele oturtma konusunda çalışmalar yapmıştır.ademi merkeziyetçilik uygulanarak mümin ve gayrimüslimler farklı vergiler tabi oldular.
2) ilmiye ve adliye teşkilatı
ulema: medrese temelli kişilerdir: kadı,müftü,kadıasker, şeyhulislam / umera: kul sistemi içerisinde yetişmiş olan: vezir, subaşı, sancakbeyi, beylerbeyi

1) ilmiye teşkilatı
a) şeyhülislamlık
- bu ünvan başkent müftüsüne verilir.ilki, 2. murad dönemindeki molla fenaridir.protokolde yeri sadrazamdan ileridir. kanuni zamanında ilmiye teşkilatının reyisi olmuştur.başkent müftüsüdür ve diğer kazalardaki müftüleri de o tayin eder. şeyhulislam kaza müftüleriyle ilgilenirken kadıasker ise müderris ve kadı tayin ve terfileriyle ilgilenirdi.
- bu makam adliye nezareti ve maarif nezaretlerinin kurulmasıyla yetkilerini yitirdi 3 mart 1924 de diyanet işleri reyisliği haline getirildi.
b) müderrisler
medrese hocasıdır.iyi dereceli medrese mezunları önce bir müderrisin yanında çalışır, icazet aldıktan sonra atanırlardı.
c) nakibul eşraf
peygamber soyundan olan seyyidlerin işleriyle uğraşmak, soy kütüğünü takip etmekle görevli teşkilattır.
d) padişah hocaları
şehzade belli bir yaşa geldiğinde ona bir hoca tayin edilir, padişah olduğunda da hocası olarak kalırdı.ilki çelebi mehmedin hocası sofu bayezid dir. fatih kanunnamesi ile veziriazamın üzerinde yer almışlardır.
e) ilmiye sınıfının teftişi
tabiplerin teftişi ihtisap ağalarınca yapılırdı.kaza teşkilatlarında kadı müfettişler tarafından yapılırdı. kadılar ayrıca bölgelerinde bulunan ilmiye mensuplarını teftiş ederlerdi.
f) ilmiye sınıfının istihdam sahaları
ilmiye sınıfının istihdam sahaları
askeri hizmetler: medrese mezunu danişmend askeri sınıfa geçmek isterse kendisine 20 bin akçe ile zeametin ilk devresi verilirdi

4) adliye teşkilatı
a) kadı askerler: önce 1 tane iken fatih döneminde 2'e çıkarıldı: anadolu ve rumeli kadılığı.divan üyesi olup kazalarda halledilemeyen davaları karara bağlarlar.tüm kadı ve müderrislerin tayinlerine bakarlar.
b) kadılar:
hünkar fermanıyla atanıp onun adına hüküm verebilirler.kazaların amiridirler.
• 19. yy da şer’i mahkemelerin yetkileri daraltılarak batı tarzında 5 çeşit mahkeme kurulmuştur: cemaat mahkemeleri, konsolosluk m., şeriyye m., -ticaret m. nizamiyye m.

6) medrese teşkilatı
ilki, orhan gazi dönemindeki iznik medresesidir.
a) sahnı seman medreseleri
fatih döneminde açılıp akli hem nakli ilimler verilir.cami, hastane, tımarhane, han, ilkokul ve kütüphaneden oluşur.
c) medreselerin tasnifi
amaç ve farklılıklara göre 2 ye ayrılır.
1- umumi medreseler:
islami ve yabancı ilimler beraber verilir.bu medreseler 20li 30lu 40lı 50li sahnı seman ve süleymaniye medreseleridir.
2- ihtisas medreseleri: islami ilimlerden ya da dahili ilimlerden sadece birini öğretmeyi hedef alan medreselerdir.
darul hadisler: hadis ilimi yürütülür.medrese sisteminin en üst basamağındadır.
darul kurra: kuran'ın peygambere dayanan okunuş şeklini öğretmekle uğraşır.
darul tıp: tıp ilim ve uygulaması öğretilir.

ç) eğitim ve öğretim usulü
kitap geçme esas alınır.ezberci sistemdir, kitaplar bittiğinde mezun olunur.medresede okutulan dil arapçaydı.
• eğitim süreci ise: sıbyan mektebi>haşieyi tecrid>30lu>40lı>50li> sahnı seman yada süleymaniye medreselerini bitirip sıraya dahil olurdu.
• medrese eğitim kadrosu
müderris: medresede ders veren kimsedir.
müid: müderris yardımcısıydı.ders bittikten sonra okutulan kitapları talebelere tekrarlatırdı.
talebeler: bitirdiği medreseden sonra müderristen icazet alarak üst derecedeki medreseye gider.14-30 yaş arasındaki kişiler medreseye alınırdı. medresede yatılı eğitim verilirdi. bu yatılı yerlere hücre denilirdi. yeme içme ihtiyacının karşılandığı yere ise imaret denirdi. tüm ihtiyaçlar vakıf gelirleriyle karşılanırdı.
medreselerin bozulmasının nedenleri: akli ilimlerin terk edilmesi- mülazemet (bekleme) usulünün bozulması- merkezcilik- nüfus artışı..
beşiktaş'ı yenseydik tadından yenmecek sezondu. yine de matematiksel olarak şampiyonluk şansımız devam etmektedir. hatta gs ile deplasmanda karşılaştığımızda eğer 2 puan geride olursak her türlü galibiyette şampiyonluk gelecektir. öyle de ilginç bir sezondur. sonu şampiyonluk olsun inşallah.