6 branşta 22 sporcumuzu olimpiyatlara göndermişiz, gurur duyması gerekirken " forvet açıkla, sıçacam olimpigine forvet açıkla vb" açıklamalar yapan güruh.

Yemin ederim şu kitleden nefret ediyorum.
Bütün branşlar kapansın yeter ki diyen futbolda şampiyon olunsun - o da olursa - ama daha çok transfer, hep transfer, daha da fazla transfer diye kafayı yeme noktasına gelmiş taraftar bunlar.

Hatta çoğu için transfer şampiyonluktan da önemli eminim. Kimisine sorsan, önümüzdeki 3 sene hiç transfer yok ama 3 sene de şampiyon olacağız ne düşünürsün diye ? Hiç mi transfer olmayacak şimdi ? Diye cevap verecek onlarcası var.

Olimpiyatların bu kadar değersizleştirilmesi, ülkenin günden güne kalite kaybetmesiyle benzerlik gösteriyor. 19 Mayıs neden kutlanmıyor artık!!! diye duyar kasan da aynı lümpen kitle bu arada. Sosyal mecrada ben sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim diye paylaşım üstüne paylaşım, etkileşim üzerine etkileşim kasarak cümlenin de anlamını boşaltan bu yaklaşım için her şey sadece " like " özünde ise sporla, bayramla, ata'yla falan bağları da yok inançları da.

Her camiada var bu müthiş kitle de Fenerbahçeliyiz elbette kendi tarlamıza bakacağız, olimpik sporları madalyadan madalyaya, olimpiyatları olimpiyatlardan olimpiyatlara hatırlayan sözde spor basını özde futbol jürnalcileri yüzünden de böyle elbette. Bir spor bakanı var , medya gücü ellerinde. Keşke şu spor kültürüne de biraz katkı sağlamayı başarsalardı.
Kendisine dair içimde güzel hisler olan oyuncu. Jesus gibi bir figürün olduğu ortamda (hele de yönetim ve topçular toksiklikten uzak bir hale gelirse) iş yapar diye düşünüyorum.

Dortmund ya da gs'deki başarısızlıkları bir şeyler söylüyor, ama kariyerini toptan bitirecek olumsuzlukta değiller. Dortmund'da çocuktu, gs'de ise kendini büyük görüyor ve ft gibi herkesin anlaşamadığı biriyle çalışıyordu.

Ben artık topculuga odaklanmazsa hayatının çöp olacağı gerçeğini öğrenmiş olduğunu umuyorum.

Partici ya da hatuncu da olabilir, sıkıntı yok. Bizde kendini gösterip ada'ya gitsin ve londra'da partilesin o zaman.
1955'te başlayan, çift maçlı eliminasyon sistemiyle oynanan turnuva.

1992'de formatı ve ismi değişmiştir. bugün hala kullanılan uefa şampiyonlar ligi ismini almıştır.

fenerbahçe, 1959 yılında Profesyonel Futbol Ligi'nin ilk şampiyonu olarak bu turnuvaya ilk kez katılma hakkını kazanmıstır.