premier lig görüp nasıl böylesine geriye gittiğine anlam veremediğimiz oyuncumuz. demek ki ya idman yemiyor, ya da teknik taktik hiçbir şeyi umursamıyor. kendisini eskiden severdim desteklerdim ama sanırım yollarımızı ayırma vakti gelmiş de geçiyor bile.
kendi evimizde oynayacağımız sezonun ilk derbisi. milli takımın popülaritesi ve vakıfbank galibiyetiyle iyice yükselen ilgi sayesinde epey iyi bir taraftar baskısı oluşacaktır diye düşünüyorum. oyuncular thy maçını affettirmek için ekstra hırslı olacaktır.

gs, ecz'yı iyi bir oyunla yendi. çok iyi oynamalarına rağmen maç 3-2 bitti. gs ne kadar iyi oynarsa oynasın loser takım kimliğinden bir türlü kurtulamıyor. gs'nin bu maçı kazanması hatta 2 set alması sürpriz olur benim gözümde. oyunumuz sarıyer ve thy maçı öncesine kadar epey iyi durumdaydı ama bir anda formdan düştük. vakıfbank maçına benzer bir oyun ve sonuç bekliyorum. meliha ve gizem son maçta çok kötüydü neden bilmiyorum, thy çok da sert servisler yollamadı. gs'de iyi servis atan isimler var. gizem ve meliha yine thy maçındaki gibi oynarsa 3-0 yeniliriz.

taraftarın asıl tartışmasına gelelim. bu takımın pasörü kim? ben naz'ın oynattığı oyunu beğenmiyorum. bu kadar tecrübeli bir pasörden hata yapmasını beklemiyorum ama mesela sarıyer maçında eda'ya 25-24'te attığı pas korkunçtu. naz düz bir pasör ama pas atma dışındaki alanlarda çok başarılı. bloğu çok iyi, defansı iyi, servisi iyi. yani thy maçında girseydi oyuna madison'a 2 blok yapıp maçın havasını değiştirebilirdi. terzic neden hiç sokmadı anlayamıyorum. as takımın sorunlarını kendilerinin mi çözmesini istedi bilmiyorum ama as takım diye bir şey yok. bir tane takım var ve yedekler aslar birbirini tamamlar. terzic'in bu huyunu da beğenmiyorum, şu inadından vazgeçsin artık.

naz ile ilgili bir dedikodu var. simla, pelin ve eda naz'ın as pasör olmasını istemiyorlar deniliyor. buse de terzic'in istediği bir pasörmüş ve naz da yedek olacağını biliyormuş. naz bunu umursamamış olabilir çünkü buse er ya da geç formayı kaptırır dye düşünmüş olabilir ya da naz zaten voleybolu ikinci plana attı pamir doğduktan sonra. paramı alır otururum demiş de olabilir. yıllardır bir söylem var voleybol camiasında. eğer naz bir takımdaysa diğer pasör kim olursa olsun er ya da geç as olur diye. bakalım bu yine doğru çıkacak mı.

buse'nin düzgün pas atması dışında hiçbir esprisi yok ama stabil pas atacağım diye çok yavaş oynattığı zamanlar da oluyor. blok, defans ve serviste çok geride. servisleri geçen yıl etkiliydi ama bu yıl her çizgiye geldiğinde kaçıracak gözüyle bakıyorum. baskıyı kaldıramayacak gibi bir havası var, bu sezonun aylin'i de buse olacak gibi duruyor. umarım bir an önce toparlanır ama iyi sinyaller vermiyor. hemen harcanacak bir oyuncu değil ama fb'nin de maç kaybetmeye tahammülü yok. bir şeyler öğrenmek için illa maç kaybetmek zorunda değiliz, öğrenecek olan 1 pozisyonda bile bir sürü şey öğrenir.
cumhuriyetimizin 100. yılı. tüm lacicilere uğurlu gelmesini temenni ediyorum.

ve tabi ki başarılarımızla sarı laciverde boyayacağımız bir yıl olur umarım.
doğum günü olması sebebiyle aşağıdaki can yücel şiirini kendisine armağan ettiğim lacici.

mutlu yıllar

bugün dünyayı istediğin bir renge boya
rengarenk batan günü al karşına
bir renk de kendinden kat
çocuklar gibi saf, temiz ve berrak
kapat gözlerini bir hikaye yarat
vazgeçme hissedilir biraz da sıcaklığını kat
kalbindeki elleri bırakma sıkıca tut
çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt
yalnızlığın saltanatını sür, sür ama
birikmiş sevginden, herkese bir parça ver
bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
mutlu yıllar, mutlu yıllar sana.