Bugün kendi kendime evde otururken hayal ettiğim hadise. Daha önce hiç yaşamadım böyle bir şey. Ama şu pandemi bitince maçlar seyircili oynanmaya başladığında mümkün olursa yaşamak isterim. Üzerimde çubuklu, montum, ıslak yollar, rüzgarlı hava ve yağmur sesi. Muhteşem bir duygu bu bence. Kahvehaneye maç izlemeye giderken koşturmuştum mesela. (bkz: swh) Ama kadıköyde sırılsıklam olduktan sonra tezahürat yapmak yaşanılan en güzel anlardan biri olabilir.
Dünya kupasını cazip kılan nedir ?

4 yılda bir oynanıyor olması.

Yani çok sık oynansa bu kadar keyifli olmaz.

Peki neden bunu söyleme gereği hissettim? Çünkü avrupa süper ligini kuracağız her hafta büyük maç olacak, her hafta üst seviye takımların maçları izlenecek, gençler maç izlemiyor falan filan diyen Perez ve o kulüplerin temsilcilerinin anlayamadığı şey şu, hemen her gün maç var ve insanlar artık takip edemiyor, zaferlerin, hüzünlerin keyfini çıkartacak vakit bulamadan yeni maç karşısına çıkıyor, haliyle çabuk tüketiliyor.

Maç sayısının azalması gerekir, artması değil.

Işte dünya kupası bu sebeple çok daha fazla seviliyor, çünkü arzı az, arzın az olması talebi arttırıyor.

Bu arada takım sayısı arttırmaya çalışan FİFA yanlış yapıyor.