-FiFA, Gana maçında yaşananların ardından Uruguay Futbol Federasyonu, Fernando Muslera, Edinson Cavani, Jose Gimenez ve Diego Godin hakkında disiplin soruşturması başlattı. Fernando Muslera ceza alması durumunda bu cezasını Türkiye'de çekecek.-

muslera turnuvanın saygınlığını zedelediği için en az 8 maç ceza almalı.
Ülkenin absürt durumu karşısında sık sık kendimi bir simülasyonun içinde hissediyorum.Yaşanan her şey o kadar saçma ki...
Ve sen ali koç, eğer gerçekten de bir simülasyonun içindeysem sen de bir matris hatası olmalısın.Aksi durumda bugünkü kepazeliğin bir açıklaması olamaz. hakikatten, bu görüntü ne lan öyle.

görsel


Mert hakan, irfan can falan kahkaha atmamak için kendilerini zor tutuyorlar.yabancı elemanlar da adeta ürkek ceylan gibi "biz nereye düştük aq" bakışı atıyorlar.
yeni nesilden, veya yaşı olsa da en azından ilerici düşünen türk hocalar kafalarındaki sistemi belirlerken avrupayı baz alıyorlar; yaptıkları planlamalar, kurguladıkları akış hep birkaç sene içinde avrupada yarışabiliyor olma üzerine. bu planların içinde şunlar yok:
- hakemleri baskı altına almak
- rakipleri itibarsızlaştırmak
- mağduriyet çıkarmak
- günü kurtarmak için bahane üretmek
- içi boş edebiyatla taraftarı hoş tutmak
türk futboluna hakim şartların hiçbirine hazırlanmıyorlar, o çukurun içine girerek ellerindeki diğer değerleri kaybetmek istemiyorlar. sadece doğru transferler, doğru oyun, doğru hamleler/doğru değişimler yaparak başarılı olmak istiyorlar. son birkaç yıldır, ligin son dönemecine doğru işlerle gelen takım ve hocalar, hep bu şartlara ayak uyduramadıkları için ligin sonunu getiremediler.
erol bulut piyasaya ilk başlarda böyle bir profil çizerek girdi, ama bu sezon bazı hareket ve demeçleri var ki; o çukura girmeye aday biri olduğunu mu gösterdi, yoksa kısa süreliğine bir tavır değişikliği yapıp "ben büyük takımlara hazırım bakın kavga falan da ediyorum" gibi bir mesaj mı vermeye çalıştı (büyük takımın başına geçerse yine eski haline mi dönecek), ben anlayamadım açıkçası, emin olamadım.
işin bu tarafını şimdilik bir kenara bırakıp saha içine yönelirsek:
yeni malatyaspor'a geldiği günden beri yaptırdığı bazı transferlere bakalım:
(bkz: matheus doria macedo)
(bkz: danijel aleksic)
(bkz: aboubakar kamara)
(bkz: guilherme costa marques)
(bkz: mitchell donald)
(bkz: robin yalçın)
(bkz: thievy bifouma)
(bkz: mustafa akbaş)

aleksic ve guilherme bugün ligde şampiyonluk yarışı veren iki takımın önemli oyuncuları durumunda. uzun soluklu olamasa da, doria ve kamara gibi iki kiralık fırsatı kaçırmayıp kadroya kattı. diğerleri ise malatya'nın o günden bugüne iskeletini oluşturan isimler diyebiliriz.
gelelim alanyaspor'a:
(bkz: anostosios bakasetas)
(bkz: jose carlos coentrao marafona)
(bkz: manolis siopis)
(bkz: juanfran)
(bkz: onur bulut)
(bkz: yacine bammou)
(bkz: salih uçan)

bammou hariç hepsi ilk 11'in (bazıları dönem dönem) vazgeçilmezi oldu. bakasetas bugün ligdeki tüm başüstü takımların gözü kapalı alacağı biri, marafona ise muslera ve beto'nun ardından en iyi üçüncü yabancı kaleci. salih uçan ise yeniden futbola ısındı, çünkü erol bulut salih'i bugüne kadar belki de en doğru şekilde kullanan hoca oldu.
devraldığı kadrolarda, erol gelmeden önce iyi olan hiçbir oyuncunun erol'la birlikteyken performansının düştüğünü, küstüğünü hatırlamıyorum (varsa hatırlatın lütfen). her ne kadar bu konudaki büyük pay oyuncunun kendi karakterinde olsa da, en azından erol bulut performansı zaten yukardayken devraldığı hiçbir oyuncuyu düşürmedi diyebiliriz:
(bkz: papis cisse)
(bkz: junior fernandes)
(bkz: ceyhun gülselam)
(bkz: steven caulker)

hatta aksine; performansını yükselttiği oyuncular var:
(bkz: arturo mina)
(bkz: sadık çiftpınar)
(bkz: adem büyük)
(bkz: welinton silva souza)
(bkz: fabrice n'sakala)
(bkz: efecan karaca)

mina geçen sezon malatya'nın göze en çarpan oyuncularından biri oldu, ismi büyüklerle anıldı, ama erol bulut gittikten sonra düşüşe geçti. sadık geçen sezon ortasında fenerbahçe'ye, adem de bu sezon başında galatasaray'a transfer oldu. bu sezon ise bulut'un alanya'daki mina'sı welinton oldu, bugün ligdeki tüm başüstü takımlar welinton'u stoper rotasyonuna katmak ister. hakeza n'sakala ve efecan'ın da ismi bugün büyüklerle anılıyor.
saha içi düzen açısından bakarsak:
malatya'ya oynattığı oyun daha dengeliydi, soğuk ama güvenli, aleksic ve guilherme'nin düşünmeye fırsat bularak geliştirdiği hücumlarla ayakları yere basan bir takımdı. alanyaspor 'a geçtiğinde ise daha akıcı bir oyun oynatacağının sinyallerini bu sezonun başlarında vermişti: link
bek ve kanatların temposuyla bir rüzgar yakalayan erol bulut, bu yolu tıkamak için kanatlarda ikişer kişiyle enine geniş yayılan fenerbahçe'ye karşı ön alan savunması + göbekte kalabalıklaşmaya izin vermeyen bir oyunla cevap vererek (link ) 3-1 galip gelince kamuoyunda ilk kez gerçekten ciddiye alınmaya başladı.
ancak bu agresif ve akıcı oyunun beraberinde getirdiği sakatlık/cezaları telafi edecek kadar geniş bir kadrosu olmadı. önce uzun bir sakatlık geçiren sağ bek juanfran'dan yararlanamadı. daha sonraki süreçte bu sancının daha büyüğünü, ligin ilk yarısının sonlarına doğru junior fernandes ve n'sakala'nın olmadığı, zaten sakat olan juanfran'ı yedekleyen onur'un da hazır olmayışı sebebiyle 3. seçenek baiano'yla çıkılan göztepe maçıyla birlikte (link ) yaşamaya başladı. iki hafta sonraki galatasaray deplasmanında ise en önemli eleman cisse cezalıydı. gs'nin ilk yarıda erkenden öne geçişi sonrasında kendi evinde yakaladığı havayı, iki önliberodan biri olan ceyhun'u çıkarıp salih uçan 'ı almak başta olmak üzere yaptığı birkaç hamle sonrası üstünlüğü ele aldı, ve muslera olmasa belki de galip gelecek bir oyun oynattı (bkz: link ). (erol bulut bu maçtan beri salih'in iki önliberodan biri olduğu düzene geçti) ocak ayında takviyeler yapmazsa ligin sonunu getiremeyeceği belli olan kadro, takviye yapılmayınca ligin ikinci yarısında gerçekten de sendelemeye başladı. tam kadroyken rayına oturan, bir iki eksik oluşunca hemen düşüşe geçen bir grafik çizmeye devam etti ve bugünkü duruma geldiler.
salih'in iki önliberodan biri olmaya başlaması erol bulut'u, mert hakan yandaş başlığında bahsettiğim yeni taktik furyayı (link ) ilk başlatan hocalardan biri yaptı; bu da kayda değer diğer husus. ama işte bu kadro darlığından ötürü çizilen inişli çıkışlı grafik midir, yoksa en başta bahsettiğim mesaj verme isteği midir bilmem, "buraların kurallarına uygun oynarım" düsturuyla bazı söylem ve hareketler sergiledi. saha içinde yaptıklarıyla erol bulut'u beğeniyorum, ama saha dışında yapabileceğini düşündüren şeyler inceden korkutmuyor değil hani.

yolunu değiştirip taktik gelişimden ödün verip saha dışı akıl oyunlarına ağırlık veren bir yola saparsa kötü. yani fenerbahçe'nin başına geçerse bence bunları bir düşünmeli, ilk çizdiği profille mi gelip devam edecek, yoksa vermek istediği yeni görüntüyle mi? taraftar da hangisine prim verip destekleyeceğini belirlemeli, esas önemli olan bunlar bence.
görev tanımını, ne yaptığını, nasıl para kazandığını merak ettiğim eski futbolcumuz. "selçuk'un kulüpte bir günü nasıl geçiyor" tarzı bir youtube videosu yapsalar nasıl olur acaba.