Tabii ki belözoğlu güzelleyecekler siz neyine şaşırıyorsunuz ki? Bütün bu saçma sapan fenomenler, muhabirler geçen yaz ve devre arasında belki de başkandan daha evvel bütün transferleri nasıl öğrendiler sanıyordunuz(*). Maması bol olan köpek havlamaz.

Yağız'ın verdiği istatistiklere gelirsek orası da tam bir komedi. Sen hele derin tahir'e bak gizli gizli fenerbahçe'yi yönetmiş kimsenin haberi yok.
bitimi için son güne girilmiş dönem.

kalan saatlerde ardı ardına trasfer haberleri duyulacaktır genel olarak. bizde de perotti buraya getirildi, kemal ademi getirildi. bize skorer, delici, şutör bir kanat gerekiyordu ama gelmeyecek herhalde. kalan sürede gelişme yaşanacak mı göreceğiz.

giden olacak mı ? serdar aziz gidecek diyorlar ? saçma sapan bir karar. demek ki zanka kalacak ama lemos, sadık ve zanka'ya güvenmek çok büyük hata. bence serdar aziz mutlaka kalmalı. gidecekse zanka gönderilmeli, bonservis geliri elde edilmeli. serdar aziz'den indirim talep ediliyordu. sanki diğer isimler karın tokluğuna oynuyor. garip.

rodrigues herhalde gidecektir ama zor görünüyor, milli takıma gitti. o kalacaksa transfer yapılmayacaktır. o zaman neden 4 haftadır süre verilmedi kendisine ?

bugüne kadar jailson, vedat, frey, alper, tolgay, mevlüt, kruse, hasan ali, isla, gibi isimler gönderildi. eksiği vardır belki de.

gelen isimler de; mhy, novak, sosa, tisserand, nazım, lemos, sinan, ismail yüksek, caner, gg, valencia, thiam, samatta, cisse, perotti ? kemal ademi ? unutulan elbet vardır.
rebrov'un karakteri hakkındaki "sakin, oturaklı, cool" tanımı çok doğru, ferencvaros'a oynattığı futbol da tam anlamıyla bunu yansıtıyor. hatta bu futbolun bizim gibi liglerde coşkusuz, tepkisiz gibi algılanma ihtimali büyük. maçın gidişatından bağımsız makineleşmiş bir düzen var, izleyince o metalik tadı hemen alıyorsunuz.
kiev'i devraldığı 2014'ten beri yavaş yavaş dönüştürüp son şeklini verdiği 16-17 sezonundaki düzen ile, ferencvaros'taki düzen neredeyse aynı; en öndeki forvetin stiline göre değişen 3. orta saha / forvet arkası tercihi, yani 4-3-3 ile 4-2-3-1 arası bir düzen.
kaba taslak göstermek gerekirse: görsel

- hücumu bilen ama dengeli çıkış yapan bekler (morozyuk / lovrencsics) (antunes / eldar civic)
- göbekte emniyet bir önlibero (rybalka / kharantin)
- göbekte bir tane çalışkan bağlantı elemanı (sydorchuk / siger)
- ters ayakla içeri giren kanat-forvetler (derlis gonzales / tokmac) (yarmolenko / zubkov)
kendi içinde değişen iki bölge:

forvette :
- ya hareketli-gezgin forvetler (junior moraes / franck boli)
- ya da uzun boylu, top indiren forvetler (besedin / signevich)

üçüncü orta saha :
- ya skor becerisi yüksek/ofansif merkezler (garmash / isael)
- ya da merkeze daha yakın oynayanlar (buyalskyi / skvarka)
(elbette sakatlık-ceza-aşırı düşük form durumlarında bu kombinasyonların dışındaki oyuncuların birlikte oynamak zorunda kaldığı da oldu, ama konumuz o değil)

dinamo kiev 'deki 3 sezonuna bakacak olursak; son sezonuna gelene kadar yaptığı değişiklikler kiev'i git gide daha mütevazı bir takıma dönüştürdü. tabloya da yansıdı bu; ilk sezonunda (14-15) devraldığı kadro ile, avrupa ligi son 16'da everton'ı 2-1'lik yenilginin ardından 5-2'lik galibiyetle eleyip, çeyrek finalde savic'li salah'lı mario gomez'li marcos alonso'lu fiorentina'ya elenen, ikinci sezonunda chelsea ve porto'lu şampiyonlar ligi grubundan çıkıp 2. tur'da yaya toure'li agüero'lu manchester city'ye elenen, üçüncü sezonunda ise (yani bu sezon ferencvaros'taki düzene en benzer oyunu oynattığı 16-17 sezonundaki) beşiktaş'lı napoli'li benfica'lı şl grubunu sonuncu bitiren bir grafik çizdi.
ligde ise şahtar donetsk hegamonyasını yıkma olayı biraz mitleştirme. bir takım her sezon şampiyon olacak diye bir şey yok, nitekim rebrov'un iki şampiyonluk kazandığı dönem, mircea lucescu 'nun şahtar'daki son iki sezonuydu (sonra zenit'e gitti), kadronun belli bir metal yorgunluğuna ulaştığı, önemli oyuncuların yerel başarıların ardından yavaş yavaş büyük takımlara gitme hazırlığı yaptığı bir dönemdi. nitekim lucescu'nun gittiği yaz yerine gelen paulo fonseca ile ferah bir başlangıç yapan şahtar yine üst üste şampiyonluklar kazanmaya başladı, bunların ilki rebrov'un kiev'deki son sezonuydu (yani rebrov'un mevcut sistemine en yakın oynattığı sezon).
o üç sezonluk dönem boyunca rebrov'un saha içinde yaptığı bazı olumlu ve olumsuz işleri gerçekleşme sırasına göre dizersek:
+ orta saha merkezinden ciddi performans aldı
- stoper danilo silva ve domagoj vida 'yı hatrı sayılır kez sağ ve sol bekte kullandı, hücuma çıkmalarını bile istedi
+ olmayınca ofansif bekleri daha çok kullanmaya başladı+ lens, belhanda, veloso gibi aidiyet hissedemeyen oyuncuları belli bir süre kullandıktan sonra şutladı
- önemli maçlarda (çoğunlukla avrupa) takım soğukkanlılığını koruyamadı
+ daha sakin ve ayağa oynayarak oyun kurdurmaya çalıştı
- stoperdeki khacheridi - vida ikilisiyle bu pek mümkün olmadı
yani bu dönemi kısaca özetlersek, rebrov'un bugünkü oyun anlayışına adım adım nasıl geldiğini gördüğümüz bir dönemdi.

ferencvaros 'ta ise, kiev'de yaptığı bazı hataları yapmadığını / veya taktik anlayışının defolarının farkına varmış olduğunu, sistemi bunu bilerek kurduğunu görüyoruz. geçen sezona thomas doll'le başlayıp henüz ağustos ayında yollar ayrılınca başa geçen rebrov, kış transfer döneminden itibaren şu anki genel 11'in temellerini atmaya başladı; sol stoper lasha dvali , önlibero igor kharatin , sol kanat-forvet tokmac chol nguen , uzun boylu santrfor nikolai signevich gibi elemanları aldırdı ve ligin ikinci yarısında da yoluna devam edip takımı şampiyon yaptı.
bu sezona ise, benim de zamanında ligimiz takımlarına tavsiye ettiğim iki elemanla; yani gezgin santrfor franck boli ve komple sol bek eldar civic 'in başı çektiği, merkez orta saha michal skvarka ve şahtar'dan kiralanan sağ kanat-forvet oleksandr zubkov gibi isimlerle devam eden transfer dönemiyle lige başladı (an itibariyle 9 puan farkla liderler).
genel olarak ayağa oynayarak başlayan, bunun için odağını geri merkezde tutan bir oyun oynatıyor. sağ stoper miha blazic başta olmak üzere önlibero kharatin, bağlantı elemanı siger ve sol stoper dvali ile birlikte takımın gerisinde en az 3-4 kurucu oluyor hep. ancak bu oyun sahanın öbür tarafına aynı şekilde geçmiyor, hücum elemanlarını genelde uzun toplarla, ancak farklı adreslerde buluşturuyorlar:
1) önde gezgin forvet boli oynuyorsa: ya sol forvet tokmac 'ı geniş alana fırlatıp soldan üretmesini, ya da sağ stoper blazic'den zubkov 'a pas köprüsü kurulup zubkov'un topla buluştuğu yerde üretmesini bekliyorlar.
2) önde uzun forvet signevich oynuyorsa: çoğunlukla direkt ona uzun oynayıp indirmesini bekliyorlar.
3) merkezdeki 3. oyuncu boxtobox skvarka ise: forvette boli varsa geriden ceza sahası koşularıyla desteğe gidiyor, signevich varsa çift forvet gibi hava topu indirme/ veya bir tık geride durup seken topları toplama gibi görevler görerek işi 4-3-3'e çeviriyor.
4) merkezdeki 3. oyuncu forvet arkası isael ise: forvette boli varsa daha çok hücum düşünüyor (boli gezerek alan yarattığı için) ve işi neredeyse 4-2-4'e çeviriyor, signevich varsa daha üretken olmak isteyip tokmac ve zubkov'a ortak olup işi 4-2-3-1'e çeviriyor.
bu anlayış ligdeki takımlara karşı epey iyi işliyor. savunma halindeyken ise sakinlik daha baskın oluyor, rakiplerin hücumlarını eritebiliyor ve rakipler çoğu maçta uzaktan şutlar / uzak ortalardan başka bir şey pek yapamıyor (zaten bu iki durum da ligin kalitesi hakkında fikir vermekte).
ancak bu oyun, başta dediğim gibi çok sakin ve hep aynı havada oynanıyor. maçın gidişatından fazla etkilenmeden hep aynı şeyleri uygulamak isteyen bir takım ferencvaros. ani reaksiyon diye bir şey neredeyse yok. özellikle patlayıcı gücü yüksek hücumculara sahip takımlara karşı durağan da kaldığı oldu.en iyi örnek; bu tip hücumculara bir takım olan, nenad bjelica 'nın dinamo zagreb 'i karşısında şl ön elemesinde kendi evlerindeki rövanşta 4-0 yenildikleri maç. ilk golü rakip saha kullandığı taç sonrası birden bire içeri sızan ademi'yi görerek bulan dinamo, özellikle merkezdeki stoper - orta saha bağlantısını kopararak ferencvaros'u gerideyken uzun top oynamaya mahkum ettiği anlarda kaptığı toplarla dengesiz yakalama fırsatı buldu ve bu şekilde bulduğu iki golle durumu 3-0 yapıp maçı kopardı. bu 2 gol de birden bire doğan, dinamo'nun ferencvaros'u kendi yarı sahasında oyun kurarken uzun oynamaya mecbur edip hataya / top kaybına sebep olduğu anlarda geldi.
yani takımın, maç içinde ani yaşanan olaylara karşı aynı hızda toparlanma gücü de yok; kötü giden herhangi bir maçı çevirmek için gereken kıvılcımı da.
fenerbahçe'nin başına gelirse ve bu düzende oynatmak isterse; imkan varsa defans dörtlüsünü komple değiştirmek isteyecektir. solda garry, sağda türüç'le tersten içeri girer, göbekte luiz gustavo'nun yanına bağlantı elemanı ozan / veya daha çalışkan ciğerci olur, üçüncü tercih ise ferdi / ömer faruk veya ciğerci / ozan olur (zaten fb'nin en zengin bölgesi orta üçlü). en önde, tek forvet olarak pek verimli bir stili olmasa bile gezgin forvet olarak kullabileceği mevlüt erdinç 'ten bile faydalanmak ister gibime geliyor. minimum transfer harcamasını düşünerek konuşuyorum tabii, iyi bir satışla gelecek para sonrası bunların hepsi değişebilir.
uzun lafın kısası rebrov'un takımında herkes ne yapacağını biliyor ve maçta ne yaşanırsa yaşansın bu oyun değişmiyor. çok sakin, dingin bir felsefe. fenerbahçeliler'in pek seveceği / sabredeceği bir felsefe değil. ama gerçekten doğru bir planlamayla ligin kalitesinin üstünde bir kadro kurulursa pek sorun yaşanmaz, kurulamazsa en azından iç motivasyonu yüksek oyuncular alınmalı, üzerine bir de fenerbahçe tribünleri konsantre olursa anca o zaman o kıvılcım gereken yerde kendiliğinden çakabilir. kimbilir belki de mevcut düzensizlik ve kaos içinde fenerbahçe'nin şimdilik (yani 1-2 sezon) en büyük ihtiyacı bu tip bir sakinliktir.
büyük üstat transfer sihirbazı abdurahim albayrak'ın sınırsız bütçeyle dahi alamayacağı oyuncu. 1 ay irfan haberleriyle taraftarı oyalayacaklar, sonra aytaç'ı alıp bizleri kahkahaya boğacaklar.