öncelikle yeni sezon ve sezonun ilk maçında ilk galibiyet hepimize hayırlı olsun. sakatlıkların uzak attığımızın 3lük olduğu bir sezonu temenni edelim.

kokoskov'un tecrübesine, bilgisine ve yetiştiği ekol ile nba mentalitesini harmanlayışına ve bunu fenerbahçe üzerinde seçtiği oyuncular ile sahaya yansıtışına hepimiz dün akşam şahit olduk sanırım. obradovic'ten sonra 'kim bu adam?' gibi sesler yükselse de o adamı tanımayanların basketboldan ne kadar uzak olduklarını bir kez daha anlamış olduk.

çok farklı iki koç çok farklı iki oyun. kokoskov'un yüksek enerjili, daha çok atletizme ve bireyselliğe dayanan oyunu, topun el yaktığı anlarda bir çok oyuncusuna verdiği özgürlük şahsen benim hoşuma gitti. evet belki dün akşamki maç bu yorumları yapmak için çok erken ama takımdaki her oyuncunun koşmayı ve koşturmayı sevdiği bir oyun oynayacağımız sezon başındaki hazırlık maçlarından beri belli oluyor. geçen sezon yaşanan inişli çıkışlı grafiğin ardından çok yeni bir kadro ve yeni bir koç ile yapılan bu sağlam başlangıç gerekli mesajı diğer takımlara iletmiştir sanırım.

takımın liderleri de colo ve jan vesely bu çok açık. özellikle de colo'nun aldığı rolü ve takımı sahiplenmiş olması mutluluk verici. lorenzo brown gibi delici bir oyuncunun eksikliği geçen sene çok açık belliydi. hücumsal anlamda larkin veya james kadar üst seviyede olmasa da savunmada yaptığı katkı kokoskov'u memnun ediyordur diye düşünüyorum.

ulanovas, pierre ve barthel gerçek anlamda savaşçı oyuncular. özellikle barthel'in pota altında vesely ile yakalayacağı pas trafiği uyumu bizi göründüğümüz seviyeden bir üste taşıyacaktır. eddie ile melih'in ceza şutlarını kesme konusundaki başarısı sezon içinde sıkışan bazı maçlarda fark yaratacaktır.

şimdilik sadece pozitif yönlerimizi konuşalım. kokoskov'un da dediği gibi kimse bu takım en iyi oyununu eylül ekim'de beklemesin. bu takım oynadıkça gelişen geliştikçe daha çok can yakan bir takım haline dönüşecektir.
Dünkü Mehmet Cengiz fenerbahçe'ye para verecek, Ali Koç'a destek çıktı haberleri sonrasında hakkında şöyle bir flood yapılan stadımız.

x (tweet)


Yıllar yılı fenerbahçe'yi Kadıköy'den kopartma girişimi olduğu bir gerçek. Öyle ki Ali Koç da geldiğinde Gebze'ye bütün antrenman tesislerini taşıyacağınız bir " akademi " kurma planından bahsediyordu.

Borç batağında bulunan ve gelirleri temlikli fenerbahçe, Kenan evren lisesi arazisi ve Ülker grubunun verdiği araziyi henüz yatırıma çevirmedi ve hepsini üst üste koyduğumuzda bu 3 büyük arazi inşaatçıların ağzını sulandırmaması düşünülemez.

stadyumunu satıp başka bir yere taşınmayı, taraftarın çoğuna özellikle de Z kuşağı denilen günübirlik yaşayan kitleye çok kolay kabul ettirir. Zira kupa gelecekse ne olursa olsun diyecek liberal zihniyet için olağan yaklaşım.

Bunu sadece Fenerbahçe özelinde de değerlendirmemek gerekiyor haliyle. Zira Kadıköy; istanbul'un en nadide yerlerinden birisi ve inşaata çok da açılmamış bir sahili var. Yani sıradan vatandaş çok rahat gidip dolaşabiliyor, bu girişim gerçekleşirse sosyal açıdan da zenginler sofrasına doğru bir yere dönüşecektir Kadıköy. Tıpkı İstanbul'un sahili olan diğer semtleri gibi, halkın şehrin doğu ve batısına sürüldüğü, fakat zenginlerin Antalya'da partilediği şu günlerdeki gibi, sahiller halktan kaçırılacaktır.

Eğer bu planlama varsa kültürü Kadıköy ile içselleşmiş Fenerbahçe, otoban faresi camia gibi şehrin dışına sürülecek ve belki günü kurtaracaktır lakin kültüre geçmişini de bir çırpıda silmiştir. Vaktinde Ali sami yen'e giden GS taraftarına sorun, önce Taksim'de eğlenilir sonra stada gidilirdi, bir grup halinde hareket edilirdi. Biz bunu Kadıköy'de yapabiliyoruz, bjk de çarşı'da. Bugün GS taraftarı modern bir sradyuma kavuştu belki de ama artık o taraftarları maça gitmek için motive eden sebeplerinden birisini kaybetti.

Taraftarları aslında toplumu dönüştüren bir toplum var ve bizim stadyumumuzda bile 2000'lerin başındaki o ambians, o coşku kaybolmuştu. Bu dönüşüm gerçeklesirse eski günleri de mum gibi ararız.
fransa bisiklet turu


covid-19 salgını nedeniyle UCi (Uluslararası Bisiklet Birliği) tarafından bugünalınan karar doğrultusunda 29 ağustos-20 eylül 2020 tarihlerine ertelenen görsel şölen.

İlk kez 1903 yılında düzenlenen Fransa Bisiklet Turu, toplamda 21 etaptan oluşuyor ve 23 gün sürüyor. Her sene 40'dan fazla ülkeden gelen sporcu bu zorlu yarışta yaklaşık 3500 kilometre yol katediyor. Takvime göre, 27 Haziran-19 Temmuz tarihlerinde yapılması planlanlanıyordu.

Misyonu, yaz mevsiminin tam ortasında, takipçilerine serinletici etkiye sahip bir soğuk limonata tadında görsel şölen sunmaktır. Televizyonu açıp takip etmeye başladığınızda efsanevi yaz sıcağı eşliğinde; bazen destansı güzellikteki akdeniz kıyılarında yüzerken, bazen ise alp dağları eteklerinde süzülürken bulursunuz kendinizi. rotaları muazzamdır anlayacağınız. Yarış ise kendi içerisinde birçok hikayeye konu olur. bisiklet sporunun elit kategorisindeki sporcuları bu yarışı ve sonundaki podyumu iple çekerler. italya ile birlikte bisiklet sporunun dünya kupası diyebiliriz kendisine.
Büyük resmi gören taraftardır. Ali koç'un olmadığı masa yok... ali koç ile süper lig'de kartlar yeniden dağıtılıyor, artık onlar düşünsün. Hedef 2107! 2107'ye gelindiğinde tff ile olan gizli antlaşmanın süresi dolacak ve fenerbahçe şükrü saraçoğlu stadına gömülmüş çok gizli mason yazmalari ve ali koç'un gömdüğü transfer şikeleri paraları sayesinde 100 sene üst uste şampiyon olacağız... Sanırım şimdiden zamelak'ı ve devleti ele geçirdiğimizi anlayan uyanık galatasaray taraftarı büyük planımızı ifşa etmek üzere. Biraz daha dikkatli davranıp çok gizli planımızı yaymayalım arkadaşlar.