oyuncu bulup onu bir madenmişçesine işleyerek seviye atlatan bir teknik adamdır örneğin güney kore ligi'nde oynayan orsiç i alıp şimdiki haline getirmesi dani olmo ,bruno petkovic, hajrovic, emir dilaver ve dahası bunlara örnek olarak gösterilebilir. zaten mevcut görevde bulunduğu dinamo zagreb ligi forse eden bir takım bunda onun rakiplere göre degiskenlik gösteren taktiksel hamleleri çok önemli bir nokta mevcut konjonktürde fenerbahcenin tekrardan yapılanması için düşük bütçelerle etkili hamleler yapabilecek bir teknik adam profiline çok uyumlu biridir. insan ve oyuncuya dokunabildiğinden dolayi seçenekler arasında olması görece olarak sezon başlangicinda yönetimin iyi adımlar atabileceğinin sinyali olabilir zaman her şeyin aynasıdır bakalım neler olacak.
kesinlikle gönderilmemesi gereken futbolcudur. kendisi 32 yaşında olabilir, nispeten yaşlı da olabilir. ama uçuk bir teklif gelmedikçe satılmamalıdır.

luiz gustavo bir senedir bizimle birlikte olan bir futbolcu. artık fenerbahçe'ye yavaş yavaş alışıyor. onun kalitesinden birini bulmak için 10 milyon euro'lar dökmemiz gerekebilir. bunun için gönderilmemesi gerekiyor.

bu yaşından sonra liverpool, man city gibi üst seviye takımlarda oynayamaz. lyon gibi avrupa'nin iyi kulüplerinde oynayabilir. ve bu seviyedeki kulüpler 10 milyon euro'Lar dökmez 32 yaşındaki bir futbolcu için. ancak araplar dökebilir ama luiz'in arabistan'da oynamak isteyeceğini de sanmıyorum.
bu saatten sonra ffp'nin de esnetileceğini düşünürsek, 'ın da dediği gibi luiz ve vedat'ın kesinlikle takımda tutulması gerekiyor. vedat'a 20 milyon civarı bir teklif gelmez. 10 milyon bile zor gelir. ondan dolayı bizde kalıp kendini geliştirmesi ve sonrasında gidecekse gitmesi gerekiyor. bu iki futbolcu dışında geriye kalan herkes satılabilir. belki altay biraz soru işareti barındırabilir burada.

toparlayacak olursak, luiz takımımız için artık vazgeçilmez birisi olmaya başlıyor her geçen gün. fenerbahçe için bir oyuncudan fazlası oluyor demek istediğim. dolayısıyla luiz'in kesinlikle satılmaması gerekiyor. hatta ve hatta eğer kendisi formunu korursa önümüzdeki senelerde, futbolu bizde bırakmasını isterim.
Bir şeyi kabul edelim arkadaşlar, dün yine ite kaka bala göte sivas'ı yenseydik bu takım gider yine son hafta kayseri'yi yenemezdi adım gibi eminim buna. 20 transfer yapıp sağdan soldan adam toplayan uyumsuz bir takımın şampiyon olduğunu ben hiç görmedim.

Üzücü olan buna taraftarında emin olması. Nasıl olsa kaybedecektik şampiyonluğu neyse en azından son değil sondan önceki hafta kaybettik bu da gelişme.
bana göre süperlig'in gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri. ligimizde 90'ların ikinci yarısındaki hagi, 2000'lerdeki alex etkisinin benzerini sergiliyor, ancak bunu hagi ve alex'ten farklı şekilde yaptığı için hakettiği değeri (henüz) görmedi bence.
visca'yı hep son kertede sahneye çıksın, maçı alsın, kupayı kazandırsın diye oynatmazsınız. onun katkısını sezon sonunda geriye dönüp baktığınızda görürsünüz, takımın sezon boyunca direncini koruyan, hedeften kopmamasını sağlayan en önemli oyuncudur. sevilla eşleşmesinde işi son saniyedeki frikiğe getiren kişidir, galatasaray maçında işi demba ba'nın ve crivelli'nin golleri atması gereken hale getiren kişidir, gerisi takımın yıldız/yetenekli ayaklarına kalır.
yani visca'nın çizgisi aşağı yukarı bellidir, istikrarlıdır. bu yaptıklarını tek bir kelimeyle tanımlamak pek mümkün değil yani; çünkü visca ne yıldız, ne winner, ne de loser. sadece işini doğru yapan, ortalamasını (kendi seviyesine göre) en üstte tutmayı başaran iyi bir profesyonel. ancak yıldız olmamasına rağmen kendisine o gözle bakıldığı için, önemli maçlarda bireysel ağırlık koymamasının ardından "bu mu yıldız", "balon" diye paylanıyor. oysa visca yaşadığı küçük iniş-çıkışlar haricinde her maç aynı şeyi yapıyor, bu sayede de sezon sonlarında takımın en değerli elemanı haline geliyor.
üstelik visca bunu, başakşehir'in kadro kalitesinin şampiyonluğa oynayacak seviyeye yükseldiği son 3-4 yılda da başarmaya devam etti. yani nasıl bir kadro kurarsanız kurun, ne hedef koyarsanız koyun, visca size o yönde katkı sağlar. bence bu müthiş bir özellik, hele ki süperlig'deki takımların transferlere/oyunculara bakış açısı adına örnek alınası. her takımın mutlaka bir, mümkünse iki visca'sı olmalı. hatta: "bir kadroda 1 visca iyidir, 2 visca mükemmeldir, 3.'yü kim bulmuş da biz bulalım" o yüzden futbolseverler olarak kıymetini bilmek gerek bence.