Bircok muhabire gore baskanimiz istedigi sartlarda anlasmayi bitirmek uzereymis. Normalde camia icin cok guzel bir haber bu ama sevinemiyorum ben, basta gs ile bjk,ts filan ilk gun ilk dakika aninda revize islemlerini baslatacaklar arsizca. Alemin enayisi bizmiyiz? Ocakta transfer yapamayip yani sol bek alamayip ligi kaybedelim ama millet alsin paralari kursun takimi hoop 2 sene sonra revize etsin kurtulsun. Butun kulupler ali koc'un agzina bakiyor suan, anlasmayi bitirsinde bizde rahatlayalim diyorlar.

Canim sıkılıyor arkadas, usandim artik ezeli rakip denilen ahlaksiz zihniyetlerle ugrasmaktan.

edit: umarim baskanin bir bildigi vardir, umarim rakiplerin dort ayak ustune dusmelerini engeller. Oteki durumda tbb,borc vb konusunda m.cengiz'in cikipta hala ahkam kesmesi yonetime eksi yazar. Sana guveniyoruz baskanim, yap sovunu..
Ön edit: Başlık aslında kiralık gönderilen altyapı ve genç futbolcuların süre alamaması olarak açılacaktı ama karakter sınırına takıldı.

Evvela bu gençler kendilerini geliştirmeli, buna itiraz edecek kimse yoktur.

Amma velakin bı bu isimler süre alsın diye gönderiyoruz. Bu takımlar da biz oynatırız diyerek herhalde bizden istiyor. Ama görüyoruz ki hiçbirisi süre alamıyor.

Yusuf Mert tunç

Boluspor'a gönderildi kiralık. Yana yakıla forvet aradığımız zamanlarda, kendisini geliştirsin diye. Sadece 2 maçta oyanabildiği icin daha devre arası gelmeden geri döndü takıma.

Allahyar sayyaddmanesh

Gelecekte gelir elde ederiz diyerek transfer edildi. Transfer edildiği sezon daha 2. Forvet yokken kiralık İstanbulspor'a gönderildi. Sadece 7lig maçında süre alırken, 4 tane de kTürkiye kupası maçlarında boy göstermiş 2. Ligde yaklaşık 251 dakika süre almış, hepsi o kadar.

Barış alıcı

2. Defa kiralık gönderilen yanılmıyorsam 1.5 milyon Euro bonservis bedeli ödenen bir isimdi barış. Malatyaspor'da ikinci yarıda süre alamadı doğru düzgün, bu sene başında da Rizespor'a verildi kiralık. O da sadece ama sadece 7 lig maçında toplam yaklaşık 140 dk süre bulabilmiş.

Oğuz Kağan güçtekin

Fenerbahçe altyapı ürünü olan oğuz kağan 3 sezon önce m. City tarafından 5 milyon Euro bonservis bedeline rağmen satılmayan oğuz kağan bugün 20 yaşında, ciddi sakatlık da geçiren oğuz kağan süre alsın, oynasın diyerek Rizespor'a gönderildi. 2 lig maçında yaklaşık 12 dakika süre bulabildi.

Abdulcebrail akbulut

Erzurumspor'a kiralanan Cebrail sadece 4 maçta forma şansı bulurken 2. ligde 1 maçta oyuna girmiş ve girdiği dakika da 90. Dakika.


Batuhan yılmaz

Modafen takımına 3. Lige kiralandı. Yeni Mehmet topal diyorlardı. 15 lig maçında ilk 11de sahaya çıkmış Batuhan yılmaz.

Michael frey

Nürnberg'e kiralanan ve Bundesliga'ya çıkarsa zorunlu satın alma opsiyonu olan frey ise 15 maçta ilk 11de sahaya çıkarken 3 gol 2 asistlik katkı vermiş.

Berke özer

Westerlo'ya kiralanan Berke menüsküs ameliyatı olana kadar her maç ilk 11'de sahaya çıktı.

Görüleceği üzere Berke, frey ( kendisi 25 yaşında ) ve Batuhan dışında ( -ki kendisi 3. Lige verilmiş) süre alan genç oyuncu yok. Önceki senelere gidilirse Samed Karakoç falan da oynamıyordu.

1) bu çocuklar yeteneksiz, o zaman altyapıda kim varsa kovacaksınız, bunlara bonservis bedeli verilen barış ve allahyar'ı kim aldıysa bonservis bedelini ödemeye zorlayacaksınız. ( Barış'ı başkan, allahyar'ı ise galiba comolli)

2) bu çocuklar yetenekli fakat süre verilmiyorsa kiralanan takımlara yaptırıp uyguyalacak maddeler koyacaksınız. ( Galiba barış ya da oğuz kağan için böyle bir madde var)

Bizden oyuncu alacaklarsa kulübeye dikmek için alınmayacağını öğretmesi gerek kulübün, aksi takdirde bunun bir cezası olmalı, keşke ihtiyacı olan bir takıma verilseydi bunlar.

Ayrıca bu isimler izleniyor mu? Gelişimleri-gerçi oynamıyorlar ya- raporlanıyor mu? merak ediyorum.

Gece gece dert edindiğim şeye bak, uyku tutmayınca.
hiçbir istatistiğin anlatamayacağı, müthiş karakterli bir futbol dehası.
öncelikle karakterinden bahsetmek gerek. başardığı onca şeye rağmen şovdan ve kibirden uzak, hiçbir zaman kendisini en iyi ilan etmemiş bir adam. 6 yıldır oynadığı hiçbir maçı kaçırmadım ve kendisini bir kez olsun olmayan bir darbeden ötürü yere attığını görmedim. bunun yanında iyi de bir aile babası.
saha içindeki messi'yi anlatmaya çalışmak biraz zor. aldığı kusursuz kararlar, tarihe messi pası olarak kazınmış ara pasları, oyuncuları ipe dizdiği dribblingleri, olağanüstü golleri, taraftarın daha topun başındayken gol diye sevindiği frikikleri anlatmak için kelimeler yetersiz kalıyor. tarihin en iyi dribblingcisini, en iyi pasörünü, en iyi bitiricisini, en iyi frikikçilerinden birisini bir başkasıyla kıyaslamak biraz şova kaçıyor. 15 yıldır gösterdiği devamlılık birçoğumuzu şımartmış olsa gerek, yaptığının yarısını 3 sezon boyunca yapmış olan eski futbolcuları onunla kıyaslıyoruz. hepimizin hayranlıkla izlediği birçok futbolcu vardı ama messi'nin izlettiği şeyler normal değil. muhtemelen futbolu bıraktıktan sonra, tarihin en iyisi kim tartışması kapanmış olacak ve çok daha iyi anlayacağız nasıl bir şeye tanıklık ettiğimizi.
ayrıca bizim toplumumuzun hafızasına kazınmış korkunç ezberler var. messi, xavi-iniesta olmadan bir şey yapamazmış, barcelona dışında bir takımda oynayamazmış, sadece allah vergisi bir yetenekmiş, arjantin ile dünya kupası kazanamadığı için kötüymüş gibi sığ ezberler... başardığı onca şeye, kırdığı onca rekora rağmen altı maçın ardından finalde almanya'ya kaybettiği bir kupa için başkalarının ondan daha iyi olduğunu düşünmek pek normal değil. bıraktığı günden sonra futbolda bir şeyler eksik kalacak...
jorge jesus'un 3-1-4-2 oynattığı takım, defansif aksiyonun benzerini 13-14'te ersun yanal oynatmıştı bugünkü arao'nun yaptığı işi topal yapıyordu caner ve gökhan (bugünkü ferdi/osayi) orta saha çizgisinde konuşlanarak hücum devamlılığı yaratıyordu fakat ersun yanal topal'ın önünde emre ve meireles'i oynatıyordu takım boyu kısa tutulduğu için bu ikili dönen ve sahipsiz topları toplayıp zeka ve teknikleriyle ileriye servisliyordu jorge hocam defansın önünde ismail'i tek kullanıyor.
mutlaka her maç elinin tersiyle birine yapıştıran futbolcu. bugünkü maçta da aynı hareketi yaptı fakat hakem vermedi penaltıyı. penaltı verilse başımız ağrımazdı bu maç özelinde belki. ama kritik bir maçta yaparsa bomba gibi patlarız. mesela 6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçının 12. dakikasında da aynı hareketi donk'a yapmıştı ama hakem ona da penaltı vermemişti. o biraz daha gri bir pozisyondu fakat hareket aynı hareket. eğer penaltı verilseydi maça resmen 1-0 geride başlamış olacaktık. (*)

yapma serdar. yapma ya. bu kadar zor mu eline koluna sahip çıkmak?

bu sene bir maçta başımızı yakacak ama bakalım.

(bkz: 29 ağustos 2021 altay fenerbahçe maçı)