Bugün, Türkiye'de sporun amiral gemisi olan futbolda şüpheye mahal vermeyecek şekilde Avrupa yakası takımının üstün olduğu rekabet. Üzücü olsa da, bizi kızdırsa da, kimileri "gsnin bütün tarihi şaibeli dese" de malesef durum budur.

He tabii kapanmayacak bir fark değil bu. Iyi yonetiliriz, yetenekli topçu buluruz, tekrar Avrupa'da oynamaya başlarız, ligde şampiyonluklara ambargo koyarız, derbinin psikolojik üstünlüğünü geri alırız ve üstün taraf yine biz oluruz. Ama bu bir süreç işi. Yazması da basarmasindan kolay.

Ben bu yorumu salt futbol ekseninde yapıyorum. Spor kulübü olarak fenerin etki alanı şüphesiz daha büyüktür.

Ama ben basit bir insanım ve masa tenisi kupaları umrumda değil, ayak topu başarısı istiyorum.
Bu sezonki performansı vasat kalan gayriresmi sportif direktör.

Alınan oyunculara bakalım :
Marcel tisserand
Maurico lemos
Caner erkin
Gökhan gönül
Nazım sangare
Filip novak
Jose sosa
Mert hakan yandaş
Enner valencia
Mame thiam
Sinan gümüş

Bu isimlerden marcel tisserand ve mauricio lemos dışındaki tüm isimler sadece türkiye ligini takip eden futbolseverlerin bile bildiği , uzun zamandır ligimizde oynayan isimler. Ortada bir transfer sihirbazlığı yok.
Tisserand ve lemos da kesin fark yaratır diyeceğimiz isimler değil. Zamanla göreceğiz. Performansa göre bu iki oyuncu transfer başarısı olarak gösterilebilir.

Enner valencia ise 2014 dünya kupasından beri türk takımlarına yazılan bir isim , ekstra olarak bonservissiz bir oyuncuydu. Hem zor bir transfer değildi , hem de fark yaratacak bir isim değil.

En önemli kısımda takımın skorer , çalım atabilen kanat ve 2 forvet ihtiyacı var.

Kanat için basında çıkan isim perotti. Mayıs ayından beri gündemimizde . Üstelik ihtiyacımız olan profilde bir oyuncu değil. Skorer değil , açık alanda hızlı değil ve en önemlisi istikrarsız bir oyuncu. Sık sakatlanıyor ve konuşulan maliyetlerde vedat için çingene pazarlığı yapan bir takımı aşan boyutlarda.
Tabi ki kaliteli , oyun aklı yüksek ve dar alanda kilit
açabilecek bir oyuncu ama kumar transferi.
Üstelik garry rodrigues takımda kalırsa anlam bulacak bir oyuncu. Çünkü garry giderse kanat bölgesinde atletizm sıkıntısı çekeriz.

Forvet bölgesi ise tam bir muamma. Pek konuşmaya gerek yok. Hocanın tercihlerine uygun 2 forvet alınmalı ve direk katkı vermeli. Zar atma şansımız yok. Bu bölge boş geçilirse zaten sezonu çöpe atmış olacağız.
Samatta en yakın isim. Kesin fark yaratır diyemem ama taraftarı heyecanlandıracak bir stili var.
Yedek olarak da mutlaka bir pivot santrafor gerekli. Sıkışan oyunca top indirecek , servis yapıp duvar olacak bir isim olmalı.
türk insanının klasik orta doğu zihniyetine gözler önüne sermiş, yüzümüze sertçe çarpmış futbolcu.

eğer ki vedat rakip takım taraftarlarının gönül verdiği takımda oynayan ve bu performansı ile sezona damga vurmuş bir oyuncu olsaydı, hepsi en az 20 milyon euro değer biçecekti. fakat sırf fenerbahçe'de oynuyor diye 5 milyon euro ve üstü transfer şikesi olmaya başladı nedense.

bir örnek üzerinden gidelim; marcao. tam bir saatli bomba, defansif meziyetleri vasat/vasatın bir tık üstü olan bir stoper. ayağı top class diye 25 milyon euro değer biçebiliyor galatasaraylılar. üstelik bu değeri bir ''stoper''e biçiyorlar, dünyada defansa akıtılan para, ofansa akıtılan paranın belki de yarısı bile değil. fakat işte iş kendi takımının oyuncusuna gelince farklı, rakip takımın oyuncusuna gelince farklı oluyor. rakip takımın o leş kadrosunu ilk yarı zirveye taşımış pivot santrfor, senin saatli bomban kadar değerli olmayabiliyor işte. dikkat ederseniz pivot dedim, zira pivot santraforun tek görevi gol atmak değildir. hatta ve hatta ana görevi dahi gol atmak değildir.

asla ve asla marcao'ya bok atmıyorum. keşke marcao da 20 milyon euro'nun üzerine satılsa da, günümüz futbolunda birkaç büyük kulübü beslemek üzerine şekillenmiş bu sistem oyuncularımızı beleşe almasa. marcao bence 10-12 civarı bir para eder fakat transfer başarısı ile 20'ye satarsın. keza vedat da öyle, bence 13-14 eder fakat transfer başarısı ile ve tok satıcıyı oynayarak 20+ bonuslar gibi bir fiyata satabilirsin. ama işte kime ne anlatıyoruz biz burada. bir kulaklarından girecek, diğer kulaklarından çıkacak bu dediklerimiz. çünkü rakibim güçlenmesin. çünkü rakibimi hep yeneyim, ona karşı hiç mücadele etmeden yeneyim, hep kolaylık çıksın karşıma. hiç dikenli bir yolda yürümeyeyim vs...

biz türk insanının en büyük eksikliklerinden birisi de empati yeteneğidir bence. karşımızdakini anlayamıyoruz. bütüncül düşünce eksikliğimiz var çünkü. yüzeysel düşünemiyoruz, hep bir büyük resim görme çabaları içindeyiz. ben biraz da bunu halkın sürekli kendisine kahraman yaratmaya çalışmasından dolayı görüyorum. bilirsiniz bu kahramanlar genellikle büyük resmi gören kahramanlar olur türkiye açısından konuşacaksak. bizim insanımız da özgüven eksikliğinden ve hayatlarının kötü olmasından dolayı hep böyle bir kahraman yaratma peşinde. e doğal olarak insanlar, etkilendikleri insanlara benzemeye çalışıyor (kişiciliğe yol açan bir olay bu, orası ayrı bir yere çıkacak dolayısıyla açmıyorum burayı daha fazla). sonrasında bir büyük resmi görme falan işte... çocukluktan gelen etkiler yetişkinlikte de devam ediyor.

konu bayağı saptı farkındayım. vedat için yapılan yorumlar beni gerçekten üzüyor zira. pek takmamaya çalışıyorum fakat yetişkin bir insan bile bu transferi çıkıp ''transfer şikesi'' olarak yorumluyorsa, fiat-pkk-ali koç ilişkisi kurmaya çalışıyorsa, çıkıp oyuncunun maaşını falan bonservis gelirlerinin içine katmaya çalışıyorsa bu ülke insanı hakkında üzülürüm ben. çünkü bu insanlar her yerde. dışarıda karşılaşıyoruz, iş hayatında karşılaşıyoruz, başka yerlerde karşılaşıyoruz vs... üzüldüğüm şey gerçekten fenerbahçe'Ye laf atmaları değil. umrumda değil fenerbahçe hakkında ne dedikleri. fakat beni üzen şey bu zihniyet.

bütün bu dediklerim fenerbahçe taraftarı için de, beşiktaş taraftarı için de, galatasaray taraftarı için de, udinese taraftarı için de geçerli. pek bir umudum yok açıkçası bu ülke insanından. belki az bilinen efsane duyarlar başlığının kahramanı gibi görünebilirim fakat bu yazdıklarımın hepsi gerçek. sadece farkında değiliz.

öyle işte.