Galatasaray maçı sonrası ligde oynadığı 6 maçta 16 puan alan takım. Tek puan kaybı hakem katliamının olduğu adana demirspor maçı oldu. Bu dönemde en büyük şanssızlık Galatasaray’ın seri yapması oldu. Yoksa derbideki inanılmaz kötü futbol sonrası takım dağılmadı. Oyun olarak eksikler olsa da geçmiş yıllardaki gibi kontak kapamadık.

Bu arada tek yenilgi sevilla maçı. İlk yarı iyi oynadığımızı düşünüyorum fakat jesus 2.yarı oyunu okuyamadı, değişikliklerle maçı eline alan sevilla’yı seyretti. Turdan ümidim yok, rakip her ne kadar kötü bir dönem geçirse de avrupa tecrübesi çok yüksek bir takım.

Jesus yaptığı yanlış kadro planlaması ve takıntıya dönüşen oyuncu tercihlerine rağmen sayısal olarak geçerli bir performans sergiliyor. Sezon başında mart ayında ligde 2.18 puan ortalaması yakalanacak ve Avrupada son 16 maçına çıkılacak dense herkes okeylerdi.

Bu süreçte en büyük sıkıntı giresun ve Galatasaray maçlarındaki puan kayıpları oldu. Üstüne alınan oyuncuların kadro kalitesini artırmaması ve arda güler’in yeteri kadar şans bulamaması işi kaotik bir hale soktu.

Şu an camiada bir stres birikimi olduğunu düşünüyorum. Son haftalarda galatasaray’la puan farkının bir türlü kapanmaması ve sevilla mağlubiyeti sonrası kıvılcımlar başladı. Jesus’un telefon konuşmasının sızması katalizör etkisi yaratabilir. Yarınki sevilla maçı sonrası bu stres bir anda kaosa dönüşmez umarım.

Düşük ihtimal görsem de sevilla’ya karşı turu geçmek camiayı çok rahatlatacaktır.
Selam Başkan,

10 gündür falan başlığına uğramıyordum, Belki seni bu derece rahatsız etmeyince kendi kendine galiba doğru işlere imza atıyorum falan diye avunmaya başlamışsındır kendini.

Ben artık seni kendi Haline bıraktım. Dilediğince megafonla bağırıp, flamengo’dan çöpleri getirebilir, rogon’a destek olmaya devam edebilirsin.

Sorun şu ki Norveçli Fenerbahçeliler olarak seni gönderemedik ya her şey müstahak bize. O sebeple dilediğince at koştur.
fenerbahçe'nin yakın tarihindeki kırılma anlarından biridir.

grupta, üç sene boyunca şu tabloya imza atacak bir takım vardı:

1995-96 : şl şampiyonu
1996-97 : şl finalisti
1997-98 : şl finalisti

zidane, deschamps, alen boksiç, del piero, montero, conte, vieri, amoruso, peruzzi...

fenerbahçe'nin o zamanki kadrosunun temeli bir önceki sezon atılmıştı; dönemin şartları için güzel bir planlamaydı. kalede rüştü, defansta uche-högh, sağ bek ilker, ön liberoda kemalettin, sağ kanatta tayfun, solda tuncay, göbekte okocha, ileride bülent ve boliç. bunların yanı sıra erol bulut, mustafa doğan, saffet akbaş, tarık daşgün, saffet sancaklı gibi kaliteli yerliler de vardı. ayrıyetten kostadinov vardı.

bu takım şl'de çeyrek finali (o zamanlar 16 takım katılıyordu, gruptan çıkan çeyrek finale çıkıyordu) son maçta kaçırdı, o da yine [url url=www.youtube.com/watch?v=NJ9tfmcOUh0 kelime=juventus maçı]ydı, deplasmanda 2-0 yenilmişti. son maçta turu kaçırdığı grubun diğer takımı da sir'ün cantonalı schmeichellı scholeslu giggsli beckhamlı manchester united'ıydı. o manchester'ın avrupadaki 40 yıllık old trafford yenilmezliğini bozmuştu fenerbahçe.

bu kadronun planlaması 1995'te ali şen döneminde kurulmuş, 1999 yılına kadar tek tük değişikliklerle iskeletini korumuş ancak ligde de avrupada da başarılı olamamıştı. başarısızlık silsilesinin iki sebebinden biri galatasaray'ın meşhur dönemine denk gelmesi, diğeri ise aziz yıldırım klasikleri. taraftarın avrupada tekrardan böylesine heyecanlar yaşaması için 2008'i beklemesi gerekti, yani aziz yıldırım'ın gelişinden itibaren 10 sene. bir sonraki için ise 5 sene daha. kısacası koca 20 yılda avrupada 2 sezon. geri kalanı, ilk turlarda veya grup aşamasında biten maceralar.

fenerbahçe o sezon gruptan çıkıp çeyrek final, şansı yaver gitse yarı final oynayıp dönemin futbol dünyasında kendine bir yer edinebilecekken bir maçla her şey tam tersine dönmüş, sahneyi ligde ve avrupada tamamıyla galatasaray'a bırakmıştı.
Şanssızlıkla değil kale arkasında çakmak atan bir grup embesil yüzünden elendik. Aynı beyinsiz kitle her iç saha maçında olumsuz hava oluşmasına da her oyuncuyu ıslıklamayı marifet saymakla da öğünen kitle aynı zamanda.
Maalesef olmadı. Geçen sezondan sonra Rezalet bir yıl geçirdi diyebiliriz. Sene başında ağır sakatlandı ve iyileşince bir daha form tutup kadroya giremedi frankfurt maçında kaçrdığı penaltı yüzünden gruptan çıkamadık. sonra yedek olarak girip bir iki maç katkı verdi.

En son belki son 6-7 hafta düzelir ilk 11'e girebilir mi acaba derken yine sakatlandı ve sezonu kapattı büyük ihtimalle. İyi bir yedek olabilir yorgun rakibe karşı girerse, onun dışında Yazın satmadığımıza pişman olduk. umarım bu yaz satarak iyi bonservis kazanabiliriz seneye bizle olmaması gerekiyor.