Nickinden bir türlü tam olarak emin olamadığım okuması keyifli yazar. Tahminlerim şu şekilde:

A) -Drone (uçan röntgen cihazı(*))
B) -doktor o ne?(*)
C) -doktor one (doktor van)
D) -doktor 10 E...e... (emrah erdemir, ersun emir gibi Bilimum isim soyisim kombinasyonu)

Benim adıma Sözlüğün çözülemeyen gizemlerinden(*).
Üzerinden yine "büyük resmin" görülmeye çalışıldığı, bütün oyunların tek tek tespit edildiği, her şeyin o kutsal ortayolculukla çözümlendigi, benim de henüz birkaç ay önce lisans diplomasini aldığım güzel üniversitem.

Toplumun -daha doğrusu toplumun otekilestirilen, acı çeken gruplarının- bunalimindan ileri gelen patlamanın yansıması olan protesto, yapisi gereği steril ya da tek tip bir ortam değildir, kavramsal olarak böyle bir ortam protestolarda var olamaz. Nasıl ki her toplumsal olgu, farklı insan grupları için farklı anlamlar taşıyorsa; protestolar da ayni hegemonya tarafından canı yakılmış farklı farklı grupların ortak paydada bulusabildigi, belirli yere kadar ortak politika güdebildigi hareketli ortamlardır. Yani basitçe, herkesin mevzusu başkadır. Ve bir imkan varsa, herkes meramını belli eder.

Daha radikal grupların bir protesto ortamında bulunması herhangi bir provokasyon anlamına gelmemektedir. Nasıl ki öğrencilerin(*) arzusu demokratik yapının korunmasiysa, lgbti çatısı altındaki değerli insanların kaygısı da işbu ortamın atanmış bir rektörün operasyon çekmesiyle tarumar edilmesi, zaten ülkede hayatlarının tehlikede olmadığı sayılı ortamlardan biri olan üniversitenin artık onlar için tehlikeli bir ortam haline getirilmesidir. Bu sebeple de eylemlerde on saflarda pek çok lgbti gördük. Bu cesur insanlar, terörist ya da provokatör değil. Ama çok yoğun şekilde Canavarlastiriliyorlar.

Öte yandan, tekrar altini cizeyim: daha radikal grupların katılımı, Boğaziçi için herhangi bir leke teşkil edemez. Çünkü bu gruplar birbirine bağlı, tek merkezden yönetilen yapılar degildir. Herkesin ajandası, gayesi farklıdır. Bu organizasyonlar kendi dertlerine dair bugünün konjonktüründe ses çıkarma ortamı görürse, bu fırsatı sezer ve gidip orda ses çıkartır. Bu kimseyi provoke etmek değildir. Protesto, çok temel anayasal bir haktır. Boğaziçinin anayasal protestosunu terörle mücadele kisvesine iteklemeye çalışmak, doğru bir strateji değildir. Radikal gruplar kendi öfkelerini yasalar çerçevesinde dile getirebilir. Türkiye Cumhuriyeti anayasasının dışına cikilirsa bu suçtur. Ama anayasal hakları ve protesto kapsamının daraltilmaya çalışılması da meşru olmaktan uzaktır.

Resim mevzusu. benim de bir çizimimi gönderdiğim o sergi, 150 kadar sanatçıdan toplam 400 eser sergiledi. Eserlerin hiçbirine sansür uygulanmadı. Çünkü hepsinin açıklaması eserlerin altına ilistirilmisti. Fikir özgürlüğünün gelenek olduğu bogazicinde kimse onlara anonim gönderilen bir esere sansür uygulamaz. Bu eserin cezasi, sergiyi düzenleyen 20 yaşındaki çocukların TCK 216-1'den yargilanmasi olmalıdır diye düşünüyorsanız, korkarım gücün yikiciligini gariban talebeler üzerinde denemeye bu kadar meraklı olmanın koskoca bir jenerasyonu ne kadar olumsuz etkileyeceğini göz önünde bulundurmuyorsunuz.

Devletin sopası değerlidir, ama ülkenin parlak çocuklarına karşı bu kadar kolay kalkmamalidir. Zira Boğaziçi bu toprağın evlatlarının insan haklarını, eşitliği kılavuz edinip bilim ürettiği pirüpak bir değerdir.
Luiz gustavo nasıl bir oyuncudur ? Neleri iyi yapar neleri kötü yapar? Bu kriterler hakkında fenerbahçe taraftarlarının büyük bir yanılgısı var.

Öncelikle gustavo'nun neleri çok iyi yaptığına bakalım ;

Çok iyi alan daraltır, pozisyon bilgisi üst seviyedir, takım kontra atak yediğinde kontra atakları tackle yeteneğiyle kesmesi ile takımın defans sigortasıdır, toplu preslerde takımımızın pres uyguladığı rakip oyuncudan top çalar, faul olmayan sertliklerle rakibi sindirir, bu gibi hareketleri ile ortasahada psikolojik üstünlüğü lehimize sağlar. Bütün bu saydıklarımıda world class seviyesinde yapar.

Peki luiz gustavo dias neleri yapamaz;

Arada ortasahadan gönderdiği güdümlü füzeleri dışında oyunun hücum yönüne katkısı sıfırdır. Hatta aramızdan çoğu kişinin bile yapabileceği ileriye dönük pasları atmaz, atamaz. Pas isabet oranı yüzde 90 falandır ancak maç başı ileriye dönük maximum 2 veya 3 pas atar. Onlarda pozisyona sokan pas değil garanti paslardır. Maç içinde görüyorsunuzdur sağdan soldan kaçan bindirme yapan oyunculara bile pas vermez. Genelde Pası caner'e veya sosa'ya verir, topu onlar servis eder.

Ama sosyal medyada öyle bir algı var var ki, sanki luiz gustavo bunların hepsini çok iyi yapan komple bir ortasaha oyuncusuymuş muamelesi görüyor. Oyunun sadece defansif yönünü iyi oynadığı için sözleşme süresi, maaşı, yaşı vb gibi konular konuşulmaya başlanıncada bunu dillendiren kişi genelde her ortamda taşlanıyor. Ben burada bir iki defa gustavo'ya 7m teklif geldiği zaman satılması gerektiğini ve gelen bonservis parası ile top class skorer teknik bir kanat alınması gerektiğini söylediğim zaman eksi yağmuruna tutulmuştum. Gerçek şu ki luiz gustavo'nun brezilyalı olması, karizma olması, kariyerli bir futbolcu olması fenerbahçe taraftarının şekilcilik yapıp luiz gustavo'ya karşı pozitif ayrımcılık yapmasına sebep oluyor. Dış görünüşü tolga ciğerci gibi olsa, hatta ismi de tolga ciğerci olsa, taraftar " bu niye hep geriye oynuyor yea, geri pasçı falan derdi. Top class defansif özelliklerini değerlendirirken gustavo'ya dedikleri gibi takımın bel kemiği, oyun aklı, class ortasaha gibi tabirler yerine, emekçi, çok koşuyor, mücadeleci, ruhuyla oynuyor gibi küçümseyici ifadeler kullanılırdı. işin birde ekonomik boyutu var. gustavo efora ve fiziksel güce dayalı bir oyun oynuyor, 2023 senesine kadar 3m den kontratı var, seneye beleş dorukhan gelecek ve gustavo'nun da yaşı geçtiği için satma şansımız kalmayacak. Bu senaryo gerçekleşmesi muhtemel bir senaryo, dorukhan büyük ihtimal bizde diyebiliriz ve mevkileri çakışacak. Hem luiz gustavo'dan bonservis bedeli kazanamayacaz ve 2023 senesine kadar 3m lik kontratı ödeyecez hemde mevkileri çakıştığı için dorukhan'dan yararlanamayacaz. (bu yüzden de belki dorukhan'ı satıp bonservis bedeli elde edemeyeceğiz) Fenerbahçe taraftarı bu konuda aklı selim düşünemiyor işte. Yaz transfer döneminde lyon'un gustavo'ya yaptığı 7m lik teklifi reddettiğimizi de buraya ekliyim, duyumculuk taslamak gibi olmasın ama kesin bilgi bu, benim öğrendiğim net bir bilgi. Zaten yağız'ın da demiş olması lazım 7m reddettik, daha fazla talep ediyoruz diye.