yarın başlayacak ve maçların büyük bir kısmı trt spor2'den yayınlanacak olan voleybolun uluslararası en büyük üçüncü turnuvası. eski ismiyle grand prix. 2008'den beri brezilya ve abd dışında kazanan ülke olmamıştır. peki neden yok? çünkü takımlar as kadrolarını genelde yollamaz. brezilya ve abd çok iyi oyuncu havuzlarına sahipler. bu yüzden b takımları bile epey iyi. 2018'de çok yaklaşmıştık kazanmaya ancak 2-0 önde olduğumuz halde abd'ye 3-2 yenilerek gümüş madalya almıştık. o turnuva bizim dünya arenasında en iyi takımlardan biri olduğumuzu gösterdiğimiz maç olmuştu, bir üst seviyeye çıkmıştık. yarı finalde favori brezilya'yı 3-0'la süpürdüğümüzde rakipteki şaşkınlığı hala hatırlarım.

geçen yıl düzenlenmediğinden biraz hasret var voleybola. takımlar da özlemiş olacak ki 2 takım hariç herkes birkaç oyuncu dışında as kadroyla geliyor, o yüzden zor bir tunuva olacaktır ama biz de iyi bir takımız. finale kalmalıyız. finaller 24 haziran'da italya'da oynanacak.

olimpiyatlar öncesi takımlar kendilerini ve rakiplerini görme fırsatı yakalayacak. açıkçası bizim form durumumuz iyi mi emin değilim. yıldız türk oyuncular ligde pek iyi oyun oynamadılar. zehra da sakatlığı yüzünden katılmayacak. iyi bir sonuç almayı tabii ki bekliyorum dediğim gibi ama sakatlık çıkacağına finallere kalamamayı tercih ederim. tokyo'da kürsü bekliyorum ve bizim takımda as kadrodan biri eksildiği zaman yerini doldurabilecek oyuncumuz yok. hele hele eda, hande, simge'nin yeri asla dolmaz. bu turnuvayı form tutmak için fırsat görüp finallere kalmayı garantilediğimizde b takımla oynamayı tercih ederim. finallerde yine as kadro oynayalım tabii ki.

ilk maçımız yarın 13.00'da sırbistan ile. sırbistan yedek kadroyla katılıyor o yüzden kolay bir maç olacaktır. ikinci maçımız da çarşamba günü italya ile ama ne yazık ki onlar da yedek kadro. bizim takımların dışında diğer ülkelerin maçları da yayınlanacak. güzel maç izlemek isteyenlere perşembe günü brezilya-abd maçını öneririm.
ilginç bir okul. Türkiye'nin en eski eğitim kurumlarından birisi. Bir dönem sadece kalburüstü kitleye hizmet etse de sosyal bilimler de ülkemizin en değerli beyinlerini çıkarmasıyla ünlüdür. Mezunlarının en büyük eksikliği halktan kopuk elitist bir yaşam sürme çabalarıdır.


Elbet daha fazlası vardır ama ulaşabildiğim kadarıyla galatasaray lisesi mezunu fenerbahçeliler olarak öne çıkan isimler mehmet demirkol ve alev er'dir.
Mls'e transfer olacağo söyleniyor. Amerika'ya gidecekmiş transfer görüşmeleri için.

Umarım bir miktar bonservis alırız istatistikleri kötü değil çünkü. Normalde kalsın diyeceğim ama yaşı ve sakatlıkları sıkıntı yaratıyor.
Galatasaray maçı sonrası ligde oynadığı 6 maçta 16 puan alan takım. Tek puan kaybı hakem katliamının olduğu adana demirspor maçı oldu. Bu dönemde en büyük şanssızlık Galatasaray’ın seri yapması oldu. Yoksa derbideki inanılmaz kötü futbol sonrası takım dağılmadı. Oyun olarak eksikler olsa da geçmiş yıllardaki gibi kontak kapamadık.

Bu arada tek yenilgi sevilla maçı. İlk yarı iyi oynadığımızı düşünüyorum fakat jesus 2.yarı oyunu okuyamadı, değişikliklerle maçı eline alan sevilla’yı seyretti. Turdan ümidim yok, rakip her ne kadar kötü bir dönem geçirse de avrupa tecrübesi çok yüksek bir takım.

Jesus yaptığı yanlış kadro planlaması ve takıntıya dönüşen oyuncu tercihlerine rağmen sayısal olarak geçerli bir performans sergiliyor. Sezon başında mart ayında ligde 2.18 puan ortalaması yakalanacak ve Avrupada son 16 maçına çıkılacak dense herkes okeylerdi.

Bu süreçte en büyük sıkıntı giresun ve Galatasaray maçlarındaki puan kayıpları oldu. Üstüne alınan oyuncuların kadro kalitesini artırmaması ve arda güler’in yeteri kadar şans bulamaması işi kaotik bir hale soktu.

Şu an camiada bir stres birikimi olduğunu düşünüyorum. Son haftalarda galatasaray’la puan farkının bir türlü kapanmaması ve sevilla mağlubiyeti sonrası kıvılcımlar başladı. Jesus’un telefon konuşmasının sızması katalizör etkisi yaratabilir. Yarınki sevilla maçı sonrası bu stres bir anda kaosa dönüşmez umarım.

Düşük ihtimal görsem de sevilla’ya karşı turu geçmek camiayı çok rahatlatacaktır.
Fenerbahçe'nin stadına Atatürk'ün adını vermesi hakkında ne yazdıklarını merak edip bir bakayım dedim.

Genel olarak Fenerbahçe'nin şov ve olası seçimde değişecek iktidara yalakalık yaptığını söyleyen, fenerbahçe'nin aslında derdinin atatürk olmadığını ve arkasında bit yeniği olduğuna dair şeyler yazmış bu ruh hastaları.

İşin ironik tarafı; bok attıkları Fenerbahçe,
birtakım yobazların türkiye'nin her tarafından silmeye çalıştıkları Atatürk ismini stadına verme cesareti gösterirken, kendi statlarının aynı haftada iktidar partisine meze olması komikliğidir.