daha 2 sene önce 2.ligde oynayan adana demirspor ile içerde oynayacakları maçtan bile endişe duyacak hale gelmiş taraftar. akşama kadar bütün oyuncuları sırasıyla övülüyor sol framede. şaka gibi :)
Hak ettiği övgüyü alamayan oyuncu.

Bu sezon yaptıklarının yarısını Mesut Özil yapmış olsaydı, hafta boyunca manşetten inmeZdi. İrfan yapsa yere göğe konulmazdı. Ancak medyan yoksa, bir yere kadar oluyor işte.

Yalnız attığı golün benzerini bu sezon bir defa daha attı. Demek ki ceza sahasının sol tarafında buluştuğu zaman topla, uzak köşeye o vuruşu çok temiz yapabiliyor . Aynı bölgeden ters kalede ve daha net pozisyonda rossi dağlara taşlara attı mesela.
uzun süredir istisnasız haklı çıkan taraftarlardır. Daha önce de belirttiğim gibi zaten kötümser bir insan olduğum için bu grubun doğal üyesiyim. bu kulüple ilgili bir durum olduğunda olabilecek en dramatik ihtimali düşünün, muhtemelen gerçekleşecektir.
mesela bjk maçında penaltı kaçtı ve rakip defans arkasına atılan toplarla 1-2 deneme yaptı, o an 1 gol yersek biz bu maçı veririz dedim ve gerçek oldu, aslında bunu takımından tribününe herkes biliyor.
başka bir örnek vereyim: hiç umudun olmadığı bir sezondayız, yine gazla başlamışız ancak takımın biri puan tablosunda öne geçmiş. sivas'a karşı kadıköy'de oynuyoruz öyle bir hafta geliyor ki 3 takımın şampiyonluk ihtimali oluşuyor. sahada umutsuz bir oyun varken rakip takımın gol yediği haberi tribünleri hareketlendiriyor, ben o an rakip puan kaybeder ama biz bu maçı kazanamayız ve şampiyonluğu elimizin tersiyle iteriz dedim ve yine gerçekleşti.
futbol dışı bir örnek vereyim: 2-0 önde şampiyonluğa 1 maç kalmış, setlerde de vakıfbank'a karşı 2-0 öndeyiz. son sette de öndeyken o seti veriyoruz, takım akıl almaz hatalar yapmaya başlıyor. o anda aklımdan geçen o maçı da şampiyonluğu da kaybedeceğimiz oldu ve bu da gerçekleşti.

üstteki 3 örneği çoğaltmak mümkün, bunu tek yaşayan da ben değilim. bizi karamsarlığa iten en çok sahadaki sporcuların özellikle yenik duruma düştükten sonraki hali oluyor. kalecisiz oynamak konusunda adeta mecbur olduğumuz için geriye düştüğümüz de baya oluyor. son yıllarda futbolda dramatik sezondan kopuşlar ve diğer branşlarda izahı zor final kayıplarını defalarca yaşadık, o yüzden yeni bir tanesini tahmin etmek hiç zor değil.

futbolda bir kesim "kenetlen fenerbahçeli", "lig uzun maraton, daha çok maç var", "onlar da puan kaybedecek" gibi artık dalga konusu olan söylemleri neredeyse her sezon dile getiriyor. evet onlar da puan kaybedecek ama biz de kaybedeceğiz hatta onlardan fazla bile kaybederiz, takıma inancım bu konuda tam. böylece konuyla ilgili görüşlerimi yazıp karamsar şekilde de entry'i bitirmiş oldum.
Oynadığı her maça ağırlığını koymaya başlayan ön libero.

Vitor'un istediği Estaqio'yu sene başında alabilsek orta sahamızı 5 sene idare edecek tandemimiz kurulacaktı ama alamadık. Gidin şu adamın yanına düzgün ve sorumluluk alarak oyunu yönlendiren bir 8 numara alın kadrodaki hiçbir oyuncu o işi yapamıyor.
İlk geldiği sene ersun yanal'ın takımında hiç kimse bu adama geri pasçı, el freni, takımı baltalıyor demiyordu hatta gustavo takımın en iyisiydi. Hatta ve hatta ligin en iyi libero performansını sergiliyordu. En fazla top kapan, şut engelleyen,koşan ve uzaktan gol atabilen orta saha oyuncuları istatistiğinde liderdi.

Geçen sene Erol bulut'un olmayan sisteminde ne olduysa oldu ve taraftar baya bilendi kendisi de bir düşüş yaşadı ama bireysel olarak doğru, yaşından dolayı olma ihtimali var. Ben ilk senesindeki performansı gösterebilme olasılığı varsa kalmasından yanayım. Ha ama geçen seneki gibi olacaksa ve düşüşü iyice artacaksa eğer takımdan gitmeli. Yine de doğru sistemde rolüne ikna edilirse bence hala verim verebilme ihtimali var öyle at çöpe gitsin diyebileceğiniz low bir oyuncu değil en kötü stopere çekilebilir 3'lü savunmada.


Muz orta
evet hatta gs derbisine kadar bile takımın iyilerindendi ve bu kadar tepki çekmiyordu. Ne olduysa o lanet maçtan sonra oldu zaten her şey ters gitti.