Galatasaray'ın nasıl favori gösterildiğini bir türlü anlayamadığım maç.

Galatasaray izlediğim kadarıyla kanatlardan saldıran, uzun paslaşmalardan çok doğrudan ileriye ara pas atmayı seven bir takım. İstatistiklerini inceliyorum. Agresif değiller fakat nedense çok fazla top çalmayı başarmışlar. Hava toplarını da fazla kaybetmemişler. Bu sayede çok fazla gol pozisyonuna girmeyi başarabiliyorlar. En büyük Zayıf yönleri ise rakibi bir türlü tamamen sindirememeleri. Bakın sindirmek diyorum yenebilmek değil. Biz geçen maç aslında hataysporu yenemesek bile kesinlikle sindirdik. Abartılı biçimde defans hatları övülüyor ama rakibe bir sürü pozisyon da vermişler. En önemlisi de kötü bir kalecileri varken ceza sahası dışından şut çekilmesini engelleyememişler.

Fenerbahçe'nin ise en iyi olduğu şey ceza sahası dışından şut şansı bulabilmek. Duran toplarda hem iyi kullanıyoruz hem de iyi savunuyoruz dolayısıyla en büyük silahımız duran toplar ve uzaktan şutlar olacak. Muhtemelen de atacağımız gol ya uzaktan ya da duran top olacaktır bu yüzden. Bizim sıkıntımız hem bireysel hatalar hem de bitiricilik. Bir diğer zayıf noktamız Hava toplarında da gs bizden iyi duruyor yani çok fazla hava topunu kaybedebiliriz, bu da sık orta açtığımız için çok ciddi dezavantajımız olacak maalesef. Galatasaray atabileceği golü de hava topundan aldıkları topu ileride tek ara pasla buluşturacağı futbolcularıyla bulacaktır. Elbette Sağdan saldırmayı seven bir takımız dolayısıyla rakip sol bekin durumu çok önemli.

Sonuç olarak ben rakibin favori olmasını ilüzyon olarak görüyorum. Elbette kazanabileceğimiz kadar kaybedebiliriz de fakat her şeyden önemlisi sakin olmak ve takıma inanmaktır. Yenilirsek de dağılmamalıyız kısacası.
takıma aldıkları kadar gönderdiklerinin de konuşulması gereken sportif direktör. alper-mevlüt-tolgay üçlüsünü maliyet olarak güzelce şutladıktan sonra garry-zanka-dirar-zajc'ı da şutlayabilirse yoğurtçuya heykelini dikmek gerekecek(*)

şaka bir yana kadroyu çok güzel toparlıyor şu ana kadar. arap saçına dönen vedat transferini başkan istediği koşullarda halledebilirse emre'nin hareket alanı çok daha fazla açılacak ve lige kalan şu 1 hafta da baya bir aksiyon yaşayacağız anlaşılan. gelenlerle gidenler...

seneye sözleşmeleri bitecek olan dorukhan ve visca hamlelerini de yapacağından hiçbirimizin şüphesi yok zaten :)
Ersun ve emre'nin çöplere dağıttığı ömürlük kontratlardan transfer yapacak parası kalmamış olan futbol takımıdır.

Işin başından doğru düzgün bir sportif direktör getirip, ali koç'un kendisinin anlayamadığı vizyonunun peşinde koşsaydık şimdiye gelecek sezonun yatırımlarını tartışıyor olacaktık.

Tabii bugün konuşabileceğimiz ise Çöplerden nasıl kurtulacağımız. Cidden samatta, gustavo gitmeden nasıl transfer olsun ki? Sadece iksinin bu senelik maliyeti 11.5 milyon euro. Senin limitinin neredeyse dörtte biri.
bonboş bir taraftar grubunun bonboş bir lideri hakkında söylenen bonboş bir tezahürat. kimse kusura bakmasın söz konusu taraftar grubuna bakış açım ile ultrabilmem ne grubuna olan bakış açım arasındaki tek fark, renklerden ibarettir.



evet bonboşşş, bomboş bile değil.
10-11 milyon Euro'ya İrfan can kahveci, 5-5.5 milyon Euro'ya Luan Peres, 4-5 milyon Euro'ya Bruma, 5-6 milyon Euro'ya Berisha, 5-6 milyon Euro'ya samatta, 2-4 milyon Euro'ya kiralık görünse de Gustavo henrique gibi futbolcular alan başkan.

Yani sadece bu isimlere en az 30 milyon Euro para harcayan birisi. Bu kadar oyuncu almak yerine 2 tane as kadroya, 1 tane de potansiyele transfer yapmayı becerebilse işi halledecek de kim var kim yok toplayıp, iki tane 5 milyon Euro'ya topçu alınca 10 milyon Euro'luk oyuncu performansı vereceğini zannediyor. Hem paradan hem başarıdan oluyoruz işte.

Umarım bir gün Fenerbahçe'nin bir spor kulübü olduğunu ve başarılı olduğu zaman zaten maddi sorunların çözüleceğini anlasa. Önce kupalar sonra zaten sponsor da gelecek, oyuncu da satılacak.