eski versiyonunda (fenerbahcesozluk.net) bulunmuş biri olarak edindiğim tecrübeler sonrası, yeni versiyonu için bazı önerilerimin bulunduğu sözlük.
orada 2013-2015 tarihleri arasında yazdım, sözlüğün sahibiyle yaşadığım tartışma sonrası uçurulmuş, ikinci bir rumuzla devam etmiştim, onda da yaşadığımı düşündüğüm bir haksızlık sonrası yazmayı kendim bırakmıştım. güzel zamanlardı, güzel insanlar vardı, o dönemden buraya taşınmış olanlar varsa selam ederim :)

önerilerimin bir kısmı; ilk rumuzumla (tevfikken) yazdığım dönemde uçurulmama sebep olan bazı olaylardan doğuyor:
1) siyasi yazılara fazlasıyla izin veriliyordu, ve o dönemler gezipark sebebiyle sosyal medyanın en hararetli dönemleri olduğu için sert yazılar oluyordu, iki tarafın da destekçisi vardı ve bu yüzden iş karşılıklı atışmalara dönmeye başladı, herkes mutlaka siyasi bir şeyler yazar olmuştu. yarı geyik - yarı ciddi (hep futbol tabii) yazan ben bile bu rüzgarın içine girmek zorunda kaldım ve yalan yok, bugün olsa tenezzül bile etmeyeceğim sığ tartışmalar içine girdim. moderasyon bu durumun önünü erkenden alamadı, ve ceza/çaylak yapma/uçurma olayları geç de olsa peş peşe gelmeye başladı.
2) ceza süreleri yeterince kategorize edilmediği için, siyasetle alakasız bir konuda en ufak bir hata yapan yazarlar ile, neredeyse provakatif diyebileceğimiz ağır şeyler yazan yazarlar neredeyse aynı cezayı alıyordu. ufak hatayı yapıp da ağır hata yapanla aynı cezayı çeken yazarlar isyan etmeye başladı.
3) aynı zamanda bu cezalar hiçbir gerekçe/sebep bildirmeden uygulandığı için, sözlükte moderasyonun kafasına göre/ düşüncesini sevdiği yazara göre/tanıdığı yazara göre ceza verdiği düşüncesi yarattı.

4) entrymin birinde "malak" sözcüğünü kullandığım için yediğim ceza sonrası nickaltıma destek entryleri yazan yazarlara cevap olsun diye, sözlüğün sahibi (rumuzu orion'du, okuyorsa selam :)) bir şeyler yazmıştı. ben de cezam bitince, bidirgesiz ve adaletsiz ceza sistemi hakkında o'na entry ile cevap yazdığım için beni sözlükten attı. şimdi düşündüğümde aslında onun da haklı olduğu konular vardı, benim de. ama işin özü; uğradığım haksızlığı herkesin görebileceği bir şekilde belirtmem idi.
sonra başka bir rumuz alıp devam ettim, çünkü ne olursa olsun orada iyi yazarlar vardı, yazmayı da seviyordum. orada da bazı olaylar yaşadım, biraz da sözlüğün gidişatının özeti niteliğinde:
1) siyasi olaylar durulup herkes yeniden futbola odaklanınca sözlük biraz duruldu, rayına girdi. bu sefer de ersun yanal kovuldu, ismail kartal getirildi. yazarlar şirazeden çıktı, sitem eden veya artık geyiğe vuran da vardı, hala iyimser davranıp sezona odaklanmak isteyen de. bu sefer bu iki grup arasında çatışmalar başladı.
2) yeni yazarlar alınmaya başladı, futbol konusunda ikiye ayrılmış bir ortama gelen bu yeni yazarların yaş ortalamasının düşüklüğünden kaynaklandığını düşündüğüm bir hakaret silsilesi başladı; sözlüğün genel havası ergen atışmasına doğru evrilmeye başladı. aynı zamanda bu atmosfer yüzünden formatı hiç iplemeyen özensiz başlık/entryler çoğalmaya başladı.
3) bu yüzden kaliteli yazarlar yavaş yavaş daha az girmeye, daha az yazmaya başladı. ben yine de yazmaya devam ettim, saha içine daha çok odaklanmaya, kendi kendime konuşuyormuşçasına entryler girmeye devam ettim. ama hakaret düzeyi git gide yükseliyordu.
4) bir gün, fikrimi beyan ettiğim bir entry'min altına, yazdığım fikri aynen alıntılayıp "böyle böyle düşünen orospu çocukları var" diye entry giren bir yazara hiçbir ceza uygulanmadığını gördüm, ve o gün sözlüğü bıraktım.
önerilerimin olduğunu söylemiştim, ama aslında yukarıda yaşadıklarımı yazınca buna gerek olmadığını farkettim şimdi, nacizhane tüm önerilerimi, yukardaki satır altlarında belirtmiş oldum zaten.
bu yeni sözlük'te herkesin esas amacının fenerbahçe sevgisi olduğunu, başka hiçbir çatı aramadan, bunu saptırmasına izin vermeyeceğini umuyorum.

herkesin birbirine hoşgörülü/anlayışlı davranmasını, herkesin buranın dışında birer hayatları olduğunu, farklı geçmişlerden ötürü farklı siyasi/dini değerleri olduğunu, ve konu fb ise diğer hiçbir şeyi skine takmaması gerektiğini unutmamalarını diliyorum.
birinin dediği bir şeyi öbürünün farklı algılayabileceğini, bu yüzden hakaret etmek yerine, merak ediyorsa neden? diye sorabileceğini, veya tartışmayı en kötü "anlıyorum ama katılmıyorum"da bitirebileceğini umuyorum.
herkesin farklı dertleri/sıkıntıları olduğunu, zaman zaman (çizgiyi aşmadıkça) deşarj olmak, veya içini dökmek isteyebileceği ihtimalini de unutmamasını diliyorum. ama çizgiyi aşanlar hakkında da adaletli, en azından hakkaniyetli kategorize edilmiş, kimseyi mağdur etmeyecek bir ceza sistemi diliyorum.
-----yılmaz özdil mode on ----
çok büyük haksızlıklar edilen büyük kaptan.
yaşı olmuş 40..
yaşa bakmıyor.. kendini sürekli geliştiriyor..
daha önceleri teknik direktörü sozon sonu göndertirdi...
ama geçen sezon gördükki sezon sonunu beklemeden gönderebiliyor..
durmadı çalışmaya devam ettii..
kendini geliştirdi..
artık hoca kulübe imza atmadan önünü kesebiliyor..
büyük bir karaktersin emre..
allah başımızdan eksik etmesin seni..

------yılmaz özdil mode off- -------
Chelsea maçında oynayabilmiş olmasıyla yaşadığımız düşüşü kanıtlayan futbolcu. En beğenmediğimiz ismin Chelsea karşısında forma giyebildiği dönemden şimdi takım olamadığımız için en yetenekli oyuncularımızın bile zaaf yaratabildiği bir döneme geldik. İyi bir hoca ile alınacak bir şampiyonluk eski özgüvenimizi kazanmamızı sağlayacaktır.
22 kişilik bir kadro ile yola çıkıp, her mevkide as ve yedek olmak üzere birer futbolcuya sahip olmamız gerekir öncelikle.
Maaş bütçesi planlamasını yıllardır yapamadığımız için forma giymeyen oyunculara vermiş olduğumuz milyonlarla birlikte başarısız oluyoruz.

Yaş ortalaması en fazla 27 olacak şekilde, genç, olgun ve 30lu yaşlarda oyunculardan dengeli bir kadro kurulmalı. Buna da kadro mühendisliği deniyor.

Elimizde çekirdek kadrosu olan bir futbolcu grubu var. Bunun üzerine ihtiyacımız olan mevkiler 2 yıldır yapılan transferlere rağmen hala aynı.

Hem kaliteyi yükseltip, hem de kadroyu dengeli bir şekilde oluşturduktan sonra teknik direktör tercihi ile başarı yakalamak zor değil.

Bir önceki entry sahibi yazar arkadaşın dediği gibi, bazı mevkilerdeki kadro şişkinliğine verilen maaşların toplamı ile ligin kaderini değiştirebilecek bir ya da iki futbolcu ikna etmek gayet mümkün.

Fenerbahçe futbol takımının Aykut kocaman döneminden kalan vasat alışkanlığından bir an önce kurtulması lazım.