Futbolu bıraktığından beri futbolun saha içi için hangi çalışmaları yaptığını merak ettiğim isim. Neden merak ediyorum çünkü sözüm ona yardımcı teknik direktör olacakmış gelecek sezon...

İyice sıkılmaya başladım bu işlerden. Fenerbahçe yönetiminde, scouting departmanında, teknik heyette ya da altyapılarda aranan kriter fenerbahceli olmak ve Fenerbahçe'de oynamak mıdır sadece ?

Neden her eski futbolcumuz burayı hak edecek çalışmayı yapmadan iş bekler? Liyakat liyakat liyakat diye memleketce dilimizde tüy bitti ama yok yani. Birisi de hakkını versin, versin de öyle gelsin görev alsın.

Bir de şu bayıldığım boş beleş tabir yok mu; "kulübü, ülkeyi oyunculara anlatacak " muhabbeti... Cidden gına geldi. Hala bu kafayla gidilecekse bizden ne köy olur ne de kasaba...

Bizim kadar geçmiş futbolcularına teknik kadroda şans vermiş kaç kulüp var acaba... sorun şu ki bu isimleri apar topar getirip sonrasında da tenekeyle kovaladık.

Eğer bu şekilde bir planlama varsa Tuncay ya da Alex ya da Semih ya da appiah ya da aurelio ya da deniz barış ya da egemen ya da niang ya da lugano vs vs her kimse hem oyuncu izlemede, hem taktisyelikte, hem rakip analizde hem antrenman biliminde hem iletişimde hem pedagojide hem ekonomide... Evet liste kalabalık ama artık bunları bilen birileri gelip görev almalı, sadece futbolcu olmak yetmez.
hırsıyla ön plana çıkmış eski futbolcumuz.

kendisine verilecek görevi doğru bir şekilde yerine getirecek, liyakat sahibi ise sadece tuncay değil herhangi bir efsanemiz ya da herhangi birisi gelebilir kulübe.
az önce iş gereği soru yazarken aklıma geldi. fenerbahçe'de en sevdiğim oyunculardan biriydi. 18 yaşında sakarya'dan transfer olup ilk sezonunda, hem de o kadar kaosun hakim olduğu bir takımda kendini bitirmeyip, forma şansını çok iyi değerlendiren, kendini kabul ettirmesi bence başlı başına saygı duyulacak bir şey. hem de ilk sezonunun sonunda konfederasyon kupası'nda yıldızını iyice parlatmıştı.

ikinci ligden geliyorsun, adamcılığın, grupçuluğun, 3 teknik direktörün olduğu bir sezonda, 19 yaşındayken formayı alıp milli takıma kadar yükseliyorsun... galatasaray maçı gibi önemli maçlarda da hep 11'desin.

kafamı kurcalıyor. acaba bir sene daha kalıp, 2007-2008 sezonunda da bizde oynasaydı ve şampiyonlar ligi'nde boy göstermiş olsaydı nasıl bir kariyeri olurdu..

seni seviyoruz tuncay.
günümüz futbolunda oynamış olsa piyasası ne olurdu diye düşünmeden edemediğim fenerbahçe efsanesi.
hepimizin aklına hırsı ve çalışkanlığıyla kazınmıştır ama top kontrolü, dribbling ve pas yeteneği, tekniği, bitiriciliği, kafa vuruşları, uzaktan şutları, yaratıcılığı, topsuz koşuları, soğukkanlılığı da üst düzey olan bir futbolcuydu. kanat forvet olarak nitelendirdiğimiz rolün en iyi temsilcilerindendi. bambaşka bir futbolcuydu. takımdan ayrılış süreci onun bir efsane olduğu gerçeğini değiştirmez. çok özledik tuncay ruhunu...
Sakaryaspor'dan genç yetenek olarak transfer olduğunda bu kadar görkemli bir kariyer başlangıcı yapacağını muhtemelen dünya üzerinde hiç kimse bekleyemezdi, buna kendisi de dahil.

Mevkisiz komple bir hücum oyuncusuydu. Müthiş bir mücadele makinesi olarak başladığı fenerbahçe kariyerinde yavaş yavaş olgunlaşan oyun tarzı ile çok başka bir seviyeye ulaşmıştı. Dikine topla ve topsuz çıkışları, üst seviye olmayan top tekniğine rağmen adam eksiltmesi, uzaktan şutları ve oyun görüşü ile tadı damağımızda kalan futbolcuların başında geliyordur pek çok taraftarın.

Kariyer planlamasında hep İngiltere premier ligi olduğunu ifade ediyordu, belki de sırf bu hedefi yüzünden ve aziz Yıldırım'ın kendisini satmayacağını bildiği için sözleşmesi bitince İngiltere`nin yolunu tuttu.

Şampiyonlar ligi serüveninde bizimle olsa neler olabilirdi diye herkes içinden geçiriyordur muhtemelen, başta kendisi olmak üzere.