teknik direktör başka bir kavramdır, süper lig'de fenerbahçe'nin teknik direktörü olmaksa bambaşka bir kavram...

fenerbahçe teknik direktörü dizilişten bağımsız olarak, oyunu rakip ceza sahası çevresinde oynatır, en gerideki oyuncusunu bile orta yuvarlağa kadar çıkartır, rakip kaleye en yakın oyuncularına sürekli pres yaptırır, kapılan toplarla direkt rakip kaleye gidilmesini ister, kaptırılan toplardan sonra tüm takımın topun kaybedildiği noktada prese başlamasını ister. özetle, topu rakibe bırakmaz; rakibi boğacak bir tempoyla oynayıp ilk 15-20 dakikada rakibini sindirir ve skoru alır.

şu şablonu oturtmaya çalışan her hoca, önce taraftarı kazanır, sonra da medyayı arkasına alır. elindeki kadroyu bu şablona inandırmak içinse hem fizik kondisyon, hem de moral motivasyon olarak takımı hazır, diri ve kazanmaya aç tutacak bir ekibe ihtiyacı vardır. bu alanda da dünyanın en iyi mentorunu, en iyi kondisyonerini getirmenin maliyeti devede kulak kalır...

terim yaptı bunu, güneş yaptı, denizli yaptı, yanal yaptı, bugün de sergen yalçın yapıyor... ama aykut kocaman yapamaz, ismail kartal yapamaz, erol bulut ya-pa-mazzzz... onların hayata bakışı başka, hayallerindeki fener başka... allah yollarını açık etsin, ama onların aklıyla fenerbahçe'yi yönetemezsiniz. aynı mantıkla, yalçın koşukavak, ilhan palut, şenol can, çağdaş atan gibi oyun örgüsü, saha içi kurgulamalarla takımı teorik bir platformda yönetmeye çalışan hiçbir hocanın burda başarı şansı yok.

getirin yılmaz vural'ı, bu yaşında bile fark yaratır. illa camiadan biri olsun diyorsanız, alın size türbülent uygun! iddia ediyorum, hikmet karaman, mesut bakkal gibi hocalar bile şu kadroya erol bulut ya da aykut kocaman'dan daha iyi söz geçirir, daha iyi motive eder ve daha ofansif tandanslı bir top oynatır.

yazılı, görsel, sosyal medyanın cümle ulemasının dilinde akla zarar tartışmalar başladı alevlenmeye, yok bielsa'ymış, yok sarri'ymiş, bir de gallardo'yu çıkarmışlar... goy goy dalavere üstadı serdar ali beyler lucien favre diyor... allah akıl fikir versin!

siz daha kendi sahanızda maç kazanamıyorsunuz. saha içi organizasyon sıfır, saha içi yerleşim oyuncu insiyatifine kalmış, topu ayağına alan içgüdüleriyle hareket ediyor, bu ortamda kimseden verim alamıyorsunuz ve elinizde 6 tane santrafor altyapılı oyuncu olduğu halde ulema eşrafı" şu takıma irfancan yerine bir santrafor alsalardı erol bulutla hede hede hödö hödö..." gibi yorumlar yapıyor; bu ortamda favre, sarri, bielsa gelip ne yapacak ?

gerçekçi bakalım; parayı veren ali koç, transferi yapan emre belözoğlu. kadroyu da onların yapması, çok da alakasız bir durum değil. geçen sezona bakıp kalan maçlarda başarısız olacakları gibi bir yanılgıya da kapılmayalım, geçen sezonun iklimiyle bu sezonun atmosferi bambaşka. bu ikilinin ihtiyacı olan tek şey, profesyonel destek. bu destek kondisyon ile fiziksel ve mental sağlık alanlarında şart oğlu şart. getirin dünyanın en iyi ekiplerini, vakit kaybetmeyin. Sonuçta, sizin işiniz kolaylaşacak! rakip analiziymiş, maç taktiğiymiş, atla deve değil; iki saat youtube'da twitter'da takılın, milyonlarca insan bunu gönüllü yapıyor zaten... önemli olan, idman kalitesi, kazanma açlığı, forma değeri ve yüksek motivasyon. bunlar olmadan, maç içi konsantrasyon sağlanamaz, salak saçma hatalarla denginiz olmayan takımlara puan verirsiniz.

bu kadar uzun lafın kısası şu; sorunu gözünüzde bu kadar büyütmeyin, bu takım türkiye'nin en çok şampiyon olan takımı. yine olur, tekrar olur, yeter ki istesin! maalesef bu sezon sahada şampiyonluğu isteyen bir ruh halini hiç göremedik...