eğer gerçekten bir futbol aklı olsa çok da karşı çıkamayacağım olay.
kızmayın bir okuyun, demek istediğim şöyle.
fenerbahçe'nin yıllardan gelen bir sistemi vardır, mesela fenerbahçe 8-10 yıldır 4-3-3 ya da 4-4-2 oynuyor, her gelen teknik adam bu sistemi devam ettirmekle yükümlü, futbol şubemizdeki yöneticilerden altyapı antrenörlerine kadar sistem ve dizilm buna uygun gelişiyor. sportif direktör ve gözlem ekibi buna uygun hareket ediyor. işte o zaman teknik direktör olmadan da bir transfer hamlesi yapılır. hatta faydalı da olabilir. sevilla örneği, benfica örneği, barcelona örneği, dortmund örneği bunlar ilk aklıma gelenler.
zaten oyuncu izleme işi teknik direktöre değil kulübün futbol şubesinin en tepesindeki akıl kimse ona bağlı olması gerekir. sadece transfer döneminden transfer dönemine değil sezon oynanırken hafta hafta raporlar gelmeli, şampiyon olurken de lige havlu atıldığında da a sınıfında z sınıfına kadar 1 maliyetten 40 maliyete kadar ( takımın bütçesine göre değişir ) isimler, listeler oluşturulur, her mevki için ayrı ayrı isimler belirlenir. potansiyelli gençler alınır, altyapıdan üste oyuncu taşınır, genç oyuncunun önüne 3 4 transfer yapılmaz önü kesilmesin diye... fakat dediğim gibi oturmuş takımlarda bu durum geçerlidir.
bir de bize bakalım, sadece son 2 yılda 3 teknik adamı ( koeman da öyle da böyle çalıştı ) eskittik. 4.'sü yolda. ersun ile cocu bambaşka planların peşinde koştu. adı konuşulan bjelica, updullah hunter, erol bulut, hatta bir ara pellegrini farklı oyun planlarına inanan isimler. ( erol bulut ile updullah benzer sistemi tercih ettiği söylenebilir, çünkü birlikte çalıştılar )

işte bizim problemimizin başında bu ne yapacağını bilememe durumu var. o yüzden de teknik direktör gelmeden yapılan bu transfer gelişmeleri sadece paramız yok, kimi alabiliyorsak alalım transferleri.