Teknik direktör (Eski Futbolcu)

Doğum: 3 Haz 1974
Uyruk: Ukrayna
Boy: 1,75
ali koç'un divan kurulu'nda yaptığı bilmece usülü açıklamada şahsım adına teknik direktör adayı olduğunu hissettiğim fenerbahçe x 10 numarası. başkanın açıkladığı birçok kritere uyduğunu düşünüyorum.

Ayrıca hasbelkader takımın başına geçerse başarılı olacağını da tahmin ediyorum.
İsmi bizimle anılan teknik direktör. Öncelikle saha içini değerlendirecek bilgiye sahip değilim , ancak kağıt üstünde olumlu bir izlenim bıraktığı kesin.

İlk olarak eski bir Fenerbahçeli olduğu için ligi bilen antrenör sınıfına giriyor. Bundan daha önemlisi ukrayna , macaristan ve suudi Arabistan tecrübesi var. Yani cocu gibi Türkiyeye tamamıyla zıt ortamlardan ziyade benzer ülkelerde çalışmış.
Bence en önemli veride dinamo kiev ile kazandığı şampiyonluk. Ukraynada lucescu'nun shaktarını geçerek şampiyon olmuş bir hoca. bunun üstüne al ahli serüveni var. Burada da 2. Olmuş bir isim. Son olarak macaristanda da şampiyonluğu var. Bu da şampiyonluk yarışında her zaman bulunmuş olduğunu gösteriyor ki çok önemli bir veri. Son zamanlarda şampiyonluktan erken kopan bir takım haline dönüştük.
bjelica rebrova göre daha çok ses getirmiş bir isim. Fakat rebrov'un tepeden başlayarak yükselen bir ivmesi olması ve Türkiyeye benzer kültürlerde çalışmış olması avantaj.
Ali koç'un hoca kriterlerini söylerken kendisine çok benzer özellikler söylediği antrenör.menajeri de kendisiyle temas kurduğumız belirtmiş, denenenbilir neden olmasın.
Ama gidipte adamın eline çöp bir kadro verip hem taraftarın hem de hocanın hevesini bozmazsak iyi olur.
Menajerinin uydurması olduğunu düşünüyorum en azından buna inanmak istiyorum.
Bizim standardımız ne abi? O gelsin bir deneyelim, şu gelsin bir deneyelim. Sürekli deneyelim. Bizim kadar evlat düşkünü başka camia da yok. Sürekli eskilere bir yer açıyoruz. Dinamo kiev'de teknik adamlık yapmış olmasının da sebebi eski futbolcusu, aynı mantık.
Bjelica-erol b- pellegrini- Abdullah Avcı- şimdi de rebrov.
Birbiri ile paralellik gösteren sadece Erol b ile Abdullah Avcı. Gerisi birbirinden farklı futbol bakışına sahip( rebrov hakkında bilgim yok) diyelim ki rebrov da updullah ile benzer anlayışta. Peki bu futbol anlayışını taraftar seviyor mu? Beşiktaş'ta bile beğenilmedi. Üstüne daha fazla tecrübe edeni var, Aykut kocaman. O gelsin o zaman. Hem ligi biliyor hem 2.ligleri var şampiyonluk da kazandı sürekli zirveye oynamış. Onu da deneyelim...
Şu ligi tanıyor, camiayı tanıyor anlayışından gına geldi. Mesela yarın öbür gün maldonado da ligi biliyor camiayı biliyor diye getirilebilir sonuçta bir kere denemekten ne çıkar değil mi?
Burada yükselme evresindeki teknik adamları bulup getirmek gerek. Kariyerinin daha başında Arap liglerine gidenler, bizim futbolda hedefledigimiz yere ulaşmanıza yardımcı olamaz. Okan buruk denilse ses etmem mesela. Teknik adamın FB olmamasından ötürü ben rahatsız olmam da camia huzursuzluk yaşar bu yüzden barınması mümkün değil. Yoksa en doğru isim şu an Okan buruk.

Bir de 3 aydır hoca arayıp son durak rebrov mu ortaya çıkıyor. Menajer uydurması bence. Yok ciddi ciddi bu düşünüyorsa futbol aklından tutun da yönetime kadar hiçbir planlarının olmadığını anlayabiliriz.
Elimizin altında müthiş ve hazır seçenekeler olmadığı için, fenerbahçe malesef çoğu hoca için artık eskisi gibi güçlü ve cazip gözükmediği için diğer seçenekler arasında gelmesi mantıklı ve denenebilir gibi gözüküyor.
Yoksa kimsenin rebrov efsane hoca bizi uçuracak diye bir iddası yok. bizi tanımasından,camiayı bilmesinden önce shaktar hegomanyasını yıkması ve kiev'e iyi top oynatması kendisini cazip gösteriyor. adamın 2 puan ortalaması var genel kariyerinde.aykut kocaman'la kıyaslanacak benzer bir durumu da yok tek benzer yanları eskiden camianın içinde bulunmaları.yaşıda genç hırslı olabileceğini düşünüyorum, yani denemeden bilemeyiz ama referansları öyle çok kötü değil.
Bunun dışıda yönetimin malesef bir planı ve futbol aklı olmadığı çok belli, bir işi becerebileceklerini bende düşünmüyorum malesef.
adı fenerbahçe ile anılan hoca.

öncelikle kendisi nasıl bir futbol oynatıyor hiçbir fikrim yok, açıkçası maçlarını da izlemedim dinamo kiev'İn (şampiyonlar ligi olsa dahi). dinamo kiev'in geçmişine bir baktım; 90'lı yıllara egemen olan bir kulüpmüş ama sonra bunu shaktar'a bırakmış. ve evet; shaktar, tabiri caizse bir hegemonya kurmuş 2000 ve 2010'lu yıllarda.

son 10 yılda 2 defa şampiyon olmuş dinamo kiev, ve bu ikisi şampiyonluğunu da sergiy rebrov ile almış.

rebrov, ukrayna'da dinamo kiev ile 3 sezon çalışmış(*) , 2 ukrayna ligi şampiyonluğu, 2 ukrayna kupası, 1 de ukrayna süper kupası almış. bu 3 senede 2.20 puan ortalaması yakalamış. shaktar hegemonyasını kırmayı başarmış. bu güzel mesela.

bunun dışında arabistan'da çalışmış al-ahli ile (2017-18). burada şampiyonluk ya da kupa sevinci yaşayamamış, ama zaten al-ahli şampiyonluk kültürü olmayan bir kulüp; toplamda 3 şampiyonlukları var (1978,1984,2016).
ve şimdi ise macaristan ekibi ferencvaros'da çalışıyormuş. ferencvaros'A 2018-2019 sezonunda katılmış. ferencvaros, taraftar kültürü olan bir kulüp. dolayısıyla taraftar baskısı ile çalışıyor. ferencvaros'da 1 şampiyonluk yaşamış. bu kulüp, 30 şampiyonlukla en çok şampiyon olan kulüp macaristan'Da ama son 20 yılda sadece 4 şampiyonluk yaşayabilmiş (2001, 2004, 2016, 2019). bunların sonuncusu olan 2019 şampiyonluğu rebrov ile gelmiş. ve şu an ligde en yakın rakiplerine 6 puan fark atmış vaziyette liderler.

bütün bu istatistikler güzel. fakat birkaç sorunun sorulması gerekiyor;
1)elinde nasıl kadrolar vardı?
2)nasıl bir oyun sistemini benimsiyor?
3)fenerbahçe'nin gelecek seneki vizyonuna uyabilecek mi? yani fenerbahçe bu sene genç oyuncular alıyor, eğer fenerbahçe buna devam ederse ve rebrov genç oyuncu yetiştiremeyen bir teknik direktör ise, şampiyonluk için yarışacak bir hoca ise zaten gelmemeli. çünkü iki hamle birbirine uymuyor bile. bu sadece bir örnek, tam tersi de olabilir. vizyonumuza göre değişecek bu soru.
4) kaos ortamında çalışabilecek mi?

5) eğer şampiyonluk için geliyorsa ''yabancı hocalar bu lig için uygun değildir, ligi bilen yerli hocalar her zaman daha iyidir.'' anlayışını yıkabilecek mi?
6) taraftar baskısını kaldırabilecek mi? türkiye'deki taraftar profilini anlatmama gerek yok diye düşünüyorum.
bu gibi sorular gelmeden önce elbette ki sorulacaktır, sorulması gerekir de.

bilmiyorum, eğer yönetim getirirse saygı duyarım ama umarım en doğru karar verilir.
rebrov'un karakteri hakkındaki "sakin, oturaklı, cool" tanımı çok doğru, ferencvaros'a oynattığı futbol da tam anlamıyla bunu yansıtıyor. hatta bu futbolun bizim gibi liglerde coşkusuz, tepkisiz gibi algılanma ihtimali büyük. maçın gidişatından bağımsız makineleşmiş bir düzen var, izleyince o metalik tadı hemen alıyorsunuz.
kiev'i devraldığı 2014'ten beri yavaş yavaş dönüştürüp son şeklini verdiği 16-17 sezonundaki düzen ile, ferencvaros'taki düzen neredeyse aynı; en öndeki forvetin stiline göre değişen 3. orta saha / forvet arkası tercihi, yani 4-3-3 ile 4-2-3-1 arası bir düzen.
kaba taslak göstermek gerekirse: görsel

- hücumu bilen ama dengeli çıkış yapan bekler (morozyuk / lovrencsics) (antunes / eldar civic)
- göbekte emniyet bir önlibero (rybalka / kharantin)
- göbekte bir tane çalışkan bağlantı elemanı (sydorchuk / siger)
- ters ayakla içeri giren kanat-forvetler (derlis gonzales / tokmac) (yarmolenko / zubkov)
kendi içinde değişen iki bölge:

forvette :
- ya hareketli-gezgin forvetler (junior moraes / franck boli)
- ya da uzun boylu, top indiren forvetler (besedin / signevich)

üçüncü orta saha :
- ya skor becerisi yüksek/ofansif merkezler (garmash / isael)
- ya da merkeze daha yakın oynayanlar (buyalskyi / skvarka)
(elbette sakatlık-ceza-aşırı düşük form durumlarında bu kombinasyonların dışındaki oyuncuların birlikte oynamak zorunda kaldığı da oldu, ama konumuz o değil)

dinamo kiev 'deki 3 sezonuna bakacak olursak; son sezonuna gelene kadar yaptığı değişiklikler kiev'i git gide daha mütevazı bir takıma dönüştürdü. tabloya da yansıdı bu; ilk sezonunda (14-15) devraldığı kadro ile, avrupa ligi son 16'da everton'ı 2-1'lik yenilginin ardından 5-2'lik galibiyetle eleyip, çeyrek finalde savic'li salah'lı mario gomez'li marcos alonso'lu fiorentina'ya elenen, ikinci sezonunda chelsea ve porto'lu şampiyonlar ligi grubundan çıkıp 2. tur'da yaya toure'li agüero'lu manchester city'ye elenen, üçüncü sezonunda ise (yani bu sezon ferencvaros'taki düzene en benzer oyunu oynattığı 16-17 sezonundaki) beşiktaş'lı napoli'li benfica'lı şl grubunu sonuncu bitiren bir grafik çizdi.
ligde ise şahtar donetsk hegamonyasını yıkma olayı biraz mitleştirme. bir takım her sezon şampiyon olacak diye bir şey yok, nitekim rebrov'un iki şampiyonluk kazandığı dönem, mircea lucescu 'nun şahtar'daki son iki sezonuydu (sonra zenit'e gitti), kadronun belli bir metal yorgunluğuna ulaştığı, önemli oyuncuların yerel başarıların ardından yavaş yavaş büyük takımlara gitme hazırlığı yaptığı bir dönemdi. nitekim lucescu'nun gittiği yaz yerine gelen paulo fonseca ile ferah bir başlangıç yapan şahtar yine üst üste şampiyonluklar kazanmaya başladı, bunların ilki rebrov'un kiev'deki son sezonuydu (yani rebrov'un mevcut sistemine en yakın oynattığı sezon).
o üç sezonluk dönem boyunca rebrov'un saha içinde yaptığı bazı olumlu ve olumsuz işleri gerçekleşme sırasına göre dizersek:
+ orta saha merkezinden ciddi performans aldı
- stoper danilo silva ve domagoj vida 'yı hatrı sayılır kez sağ ve sol bekte kullandı, hücuma çıkmalarını bile istedi
+ olmayınca ofansif bekleri daha çok kullanmaya başladı+ lens, belhanda, veloso gibi aidiyet hissedemeyen oyuncuları belli bir süre kullandıktan sonra şutladı
- önemli maçlarda (çoğunlukla avrupa) takım soğukkanlılığını koruyamadı
+ daha sakin ve ayağa oynayarak oyun kurdurmaya çalıştı
- stoperdeki khacheridi - vida ikilisiyle bu pek mümkün olmadı
yani bu dönemi kısaca özetlersek, rebrov'un bugünkü oyun anlayışına adım adım nasıl geldiğini gördüğümüz bir dönemdi.

ferencvaros 'ta ise, kiev'de yaptığı bazı hataları yapmadığını / veya taktik anlayışının defolarının farkına varmış olduğunu, sistemi bunu bilerek kurduğunu görüyoruz. geçen sezona thomas doll'le başlayıp henüz ağustos ayında yollar ayrılınca başa geçen rebrov, kış transfer döneminden itibaren şu anki genel 11'in temellerini atmaya başladı; sol stoper lasha dvali , önlibero igor kharatin , sol kanat-forvet tokmac chol nguen , uzun boylu santrfor nikolai signevich gibi elemanları aldırdı ve ligin ikinci yarısında da yoluna devam edip takımı şampiyon yaptı.
bu sezona ise, benim de zamanında ligimiz takımlarına tavsiye ettiğim iki elemanla; yani gezgin santrfor franck boli ve komple sol bek eldar civic 'in başı çektiği, merkez orta saha michal skvarka ve şahtar'dan kiralanan sağ kanat-forvet oleksandr zubkov gibi isimlerle devam eden transfer dönemiyle lige başladı (an itibariyle 9 puan farkla liderler).
genel olarak ayağa oynayarak başlayan, bunun için odağını geri merkezde tutan bir oyun oynatıyor. sağ stoper miha blazic başta olmak üzere önlibero kharatin, bağlantı elemanı siger ve sol stoper dvali ile birlikte takımın gerisinde en az 3-4 kurucu oluyor hep. ancak bu oyun sahanın öbür tarafına aynı şekilde geçmiyor, hücum elemanlarını genelde uzun toplarla, ancak farklı adreslerde buluşturuyorlar:
1) önde gezgin forvet boli oynuyorsa: ya sol forvet tokmac 'ı geniş alana fırlatıp soldan üretmesini, ya da sağ stoper blazic'den zubkov 'a pas köprüsü kurulup zubkov'un topla buluştuğu yerde üretmesini bekliyorlar.
2) önde uzun forvet signevich oynuyorsa: çoğunlukla direkt ona uzun oynayıp indirmesini bekliyorlar.
3) merkezdeki 3. oyuncu boxtobox skvarka ise: forvette boli varsa geriden ceza sahası koşularıyla desteğe gidiyor, signevich varsa çift forvet gibi hava topu indirme/ veya bir tık geride durup seken topları toplama gibi görevler görerek işi 4-3-3'e çeviriyor.
4) merkezdeki 3. oyuncu forvet arkası isael ise: forvette boli varsa daha çok hücum düşünüyor (boli gezerek alan yarattığı için) ve işi neredeyse 4-2-4'e çeviriyor, signevich varsa daha üretken olmak isteyip tokmac ve zubkov'a ortak olup işi 4-2-3-1'e çeviriyor.
bu anlayış ligdeki takımlara karşı epey iyi işliyor. savunma halindeyken ise sakinlik daha baskın oluyor, rakiplerin hücumlarını eritebiliyor ve rakipler çoğu maçta uzaktan şutlar / uzak ortalardan başka bir şey pek yapamıyor (zaten bu iki durum da ligin kalitesi hakkında fikir vermekte).
ancak bu oyun, başta dediğim gibi çok sakin ve hep aynı havada oynanıyor. maçın gidişatından fazla etkilenmeden hep aynı şeyleri uygulamak isteyen bir takım ferencvaros. ani reaksiyon diye bir şey neredeyse yok. özellikle patlayıcı gücü yüksek hücumculara sahip takımlara karşı durağan da kaldığı oldu.en iyi örnek; bu tip hücumculara bir takım olan, nenad bjelica 'nın dinamo zagreb 'i karşısında şl ön elemesinde kendi evlerindeki rövanşta 4-0 yenildikleri maç. ilk golü rakip saha kullandığı taç sonrası birden bire içeri sızan ademi'yi görerek bulan dinamo, özellikle merkezdeki stoper - orta saha bağlantısını kopararak ferencvaros'u gerideyken uzun top oynamaya mahkum ettiği anlarda kaptığı toplarla dengesiz yakalama fırsatı buldu ve bu şekilde bulduğu iki golle durumu 3-0 yapıp maçı kopardı. bu 2 gol de birden bire doğan, dinamo'nun ferencvaros'u kendi yarı sahasında oyun kurarken uzun oynamaya mecbur edip hataya / top kaybına sebep olduğu anlarda geldi.
yani takımın, maç içinde ani yaşanan olaylara karşı aynı hızda toparlanma gücü de yok; kötü giden herhangi bir maçı çevirmek için gereken kıvılcımı da.
fenerbahçe'nin başına gelirse ve bu düzende oynatmak isterse; imkan varsa defans dörtlüsünü komple değiştirmek isteyecektir. solda garry, sağda türüç'le tersten içeri girer, göbekte luiz gustavo'nun yanına bağlantı elemanı ozan / veya daha çalışkan ciğerci olur, üçüncü tercih ise ferdi / ömer faruk veya ciğerci / ozan olur (zaten fb'nin en zengin bölgesi orta üçlü). en önde, tek forvet olarak pek verimli bir stili olmasa bile gezgin forvet olarak kullabileceği mevlüt erdinç 'ten bile faydalanmak ister gibime geliyor. minimum transfer harcamasını düşünerek konuşuyorum tabii, iyi bir satışla gelecek para sonrası bunların hepsi değişebilir.
uzun lafın kısası rebrov'un takımında herkes ne yapacağını biliyor ve maçta ne yaşanırsa yaşansın bu oyun değişmiyor. çok sakin, dingin bir felsefe. fenerbahçeliler'in pek seveceği / sabredeceği bir felsefe değil. ama gerçekten doğru bir planlamayla ligin kalitesinin üstünde bir kadro kurulursa pek sorun yaşanmaz, kurulamazsa en azından iç motivasyonu yüksek oyuncular alınmalı, üzerine bir de fenerbahçe tribünleri konsantre olursa anca o zaman o kıvılcım gereken yerde kendiliğinden çakabilir. kimbilir belki de mevcut düzensizlik ve kaos içinde fenerbahçe'nin şimdilik (yani 1-2 sezon) en büyük ihtiyacı bu tip bir sakinliktir.
çalıştırdığı takımla 4 ön eleme geçerek şampiyonlar ligine kalan, bu sene de 20 haftası oynanmış ligde açık ara lider olan takımı ferencvarosi ile şampiyonluğa koşan hoca. bu arada djurgarden, celtic, dinamo zagreb ve molde'yi eleyerek şampiyonlar ligi'ne kaldığını hatırlatalım. tabii biz dünyanın en zorlu liginde oynadığımız için, avrupa'nın en büyük takımlarından biri olduğumuz için kendisine 2 beden büyük geleceğimiz düşünülmüştü. inşallah erol hoca ile triple yapıp hem ligi hem şampiyonlar ligi'ni hem de süper kupa'yı alacağız.
--- alıntı ---

Ferencvaros ile yollarını ayıran Sergei Rebrov, Yunanistan ekibi AEK ile sözleşme görüşmeleri için Atina'ya gidiyor. Rebrov'un yıllık 1 milyon euro karşılığında AEK'in başına geçmesi bekleniyor. [Nemzeti Sport]

--- alıntı ---
Dış basında fenerbahçe’yle görüştüğüne dair haberler çıkan teknik direktör .

İki ihtimal var : ya gerçekten rebrov ile ilgileniyoruz ya da rebrov görüştüğü takımlara karşı elini güçlendirmek için bizimle görüştüğünü iddia ediyor.

x (tweet)


Edit : rebrov ile ilgili haberleri paylaşmam onu istediğim veya istemediğim anlamında yorumlanmasın. Yabancı hoca istememize rağmen dış basında pek hoca haberi yok , ben de çıkan dedikoduları buraya taşıyorum .