leo franco 'nun koruduğu kaleye atılmış gol.
“Fenerbahçe maçından önce lenslerimi çıkarmayı unutmuşum. Selçuk şutu attığında ceza sahasına girene kadar topu göremedim, çünkü parladı. Ondan sonra müdahale etmeye çalıştım ama artık çok geçti. Lenslerimi çıkarmış olsaydım, o golü yemezdim. Nasıl böyle bir hata yaptım bilmiyorum.”
Galatasaray gio dos santos ile bizi çok yoruyordu. Çok etkilenmiştim pır pır bir adamdı. Zaten o zaman bakarsanız bir kanatta messi bir kanatta dos santos bekleniyordu, kiralık gelmişti. İyi top oynamıştı da kıymet bilemediler, skor yapmıyor diye adamı göndermişlerdi.
biz de yine guiza isteksizdi andre santos iyiydi. Maçta hatırlanması gereken en önemli an ise keita’nın şutunu volkan’ın çataldan kurtarışıydı. İnanılmaz bir andı. Sezonun son maçına kadar götürdüysek bu ligi o da o kurtarışlar sayesinde olmuştu.
[img_summer px= 100 src=i.ibb.co/mBVqxDS/F7215-ACE-9-DF7-44-FA-AA4-D-DF18641-CBF4-D.jpg]
bu golün bende anısı büyüktür.

üniversite yıllarıydı, cinconlu dostlar uçuyoruz, kaçıyoruz, şöyle iyiyiz, böyle kaliteliyiz diye konuşuyorlardı. 2 takım da oynadığı ilk 6 maçı kazanarak geliyordu. Ligin 7. maçı aynı zamanda bir kırılma maçı olacaktı. çemberlitaş'taki sinemadan maç için yer ayırtıp hep birlikte izlemeye gittik.

selçuk o golü attığında kendimizi kaybettik tabi. öyle ki o gol anında ne yapıyorlardı acaba diye sonradan çok merak ettim. maç bittiğinde rijkaard'lı galatasaray umutsuzluğa, şanlı fenerbahçe'mizse olması gereken yere doğru yol almaya başlıyordu.

sezonun sonu çok güzel olmadı tabi. ama o sezonu selçuk'un golüyle hatırlamak yeterli, fazlasına lüzum yok...
sami yende canlı canlı tanık olduğum gol.
27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı yaklaştıkça aklıma geldi.
bir benzeri için pazarı bekleyin.
bu maçta takıma çok güveniyorum.
neyse, konudan saptım. kendisi çubuklu giymeden önce istanbulsporda gelecek vaad ediyordu.
hatta hatırlayanlar olacaktır, tiyatrocu onu 2003 konfederasyon kupasında milli takım kadrosuna almıştı. orada çok güzel maçlar çıkarmıştı.
fenerbahçemizde ise hiç bir zaman gerçek potansiyeline ulaşamadığını düşünüyorum.
her şey daha güzel olabilirdi, daha iyi yerlere gelebilir; hatta avrupa yapabilirdi.
ancak ben kendisine malesef fenerbahçe forması giymenin yettiğini düşünüyorum.
nolur bu tabirimi yanlış anlamayın, tabii ki en büyük hedef fenerbahçe forması giymek olmalı.
ama söylemek istediğim, asla hedefleri bitmemeliydi. buraya geldi, ve bu bana yeter dedi.
üzerine hiç koymaya çalışmadı.
bizim için güzel işler yapsa da hiç bir zaman tam olmadı.
leo franco'yu taksi tutulacak yerden avlaması ise güzel anlarımızdan biri olarak kalacak