hakkında bir karara varmadan önce bazı konuların gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüğüm oyuncu.
olympiakos'un ilk golünün animasyonu: görsel
olympiakos fenerbahçe'yi karşılarken 4-1-4-1 gibi dizilip merkezde kümelendi ve kenarları boş bıraktı, bu sürede kanatlardaki masouras - onyekuru ikilisi iç koridorları kapatırken, bekler de aynı hizada durdu. yenen ilk golde bu düşünce çok belirgin.
szalai topu ileri sürüklemeye karar verip yardırırken topu ayağından açıyor ve iç koridorda bekleyen sağ kanat masouras baskıyı yapıp topu çeliyor, top merkezdeki agiubou'ya geliyor, o da tek pasla tekrar masouras'ı görüyor. ancak dikkat çekmek isterim ki georgios masouras'ın dinamizmi golü getiren esas kısım, szalai'ye baskı yaptıktan sonra tiquinho ile birlikte hemen koşuya başlıyor, aguibou'nun tek pası bu sayede asistin asisti oluyor.
pozisyonun başında; szalai topu ileri sürüklerken, fenerbahçeli futbolcuların olympiakos'un kapattığı merkez bölge içinde yer değiştirmeden sadece beklediğini görüyoruz. kenarlarda birer kişi geniş bekliyor sadece (osayi-ferdi).
peki fenerbahçe merkezi kapatarak bekleyen olympiakos'a karşı ne yapabilirdi?
öncelikle:
1) fenerbahçe'nin, rakiplerine bireysel becerilerle üstünlük kurabilecek bir kadrosu yok, mesut da sosa da buna dahil, zira en çok ismi anılan bu iki oyuncunun türkiye standartlarında bile hayli defosu var. dolayısıyla fenerbahçe'nin doğru planlar dahilinde takım oyununu iyi oynayan herkesin en kötü ihtimalle ortalama bir performans sergileyeceği maçları kazanma şansı var sadece.
2) 3-4-2-1 düzeni, bu şekilde oynandığı sürece, "oynamak isteyen" takımlara karşı uygun. tam tersi geride kalabalık duran, açık vermemeye çalışan takımlara karşı ise bazı ekstrem hamlelere başvurmak zorunlu. kenar stoperlerin bindirme yapması, kanat oyuncularının oyun akışına daha çok katkıda bulunması, merkez orta sahanın ileri koşular atması gibi.
fenerbahçe dün oyun kurarken, olympiakoslular kendi sahasında kalabalık olduğu için, hücumda pası alan oyuncular dar alandan kaçmak için hemen geri döndü, bu sefer olympiakos'un ön elemanları da geriye gelecek vakti kazandı ve fenerbahçe takım halinde rakip sahaya yerleşmiş oldu. yerleşti ama, bu suni şekilde oldu çünkü olympiakos bunu istiyordu zaten, fb'yi kenarlara mecbur edip, topun ikinci sirkülasyonunda 5-3-2 şeklini almak.
bu şekilde rakibi bütün halinde karşısına alan fb'nin merkezindeki iki kişiden biri ileri çıktı, bu kişi de gustavo. ama diğeri, mert hakan, hep geride durmak zorunda kaldı. çünkü kenar stoperler (hadi dün novak yapamazdı belki, en azından attila szalai diyelim) oyunun içine girmiyor; bindirme yapmıyor, takım rakip sahaya yerleştiğinde öne çıkıp alan daraltmıyorlardı (dolayısıyla seken toplara reaksiyon gücü de düştü takımın).
o zaman topu çıkarırken belli varyasyonlar yapmak şart, ama fenerbahçe oyun kurarken ön elemanlar hareketsiz. olympiakos'un merkezdeki kümesini genişletip iç-dış koridorlara girişler yapacak setler uygulamak gerekirdi, ama kimse hareketlenmeyince, doğru koşular atmayınca haliyle fenerbahçe son çare olarak 1.70 boy ortalamalı hücum hattına orta açıp durdu, olympiakos'un 1.85 ortalamalı savunması çoğunu halletti (seken / bala göte geçip önüne düşen toplarda da fb şanssızdı).
--- mesela olympiakos'un oyun planını göz önünde bulundurup, götten uydurduğum bir set ile iç koridora girme senaryosu çizdim: görsel
burada olayın ilk tetikleyicisi diego rossi'nin sol kanada attığı koşu. ikincisi, enner valencia'nın onun bıraktığı yere geçip szalai'den top alacak gibi konumlanarak osseynou ba'nın (rossi'ye odaklanmak yerine) merkezde kalmasını sağlaması. üçüncüsü, dimitrios pelkas'ın merkeze inip önlibero bouchalakis'i meşgul etmesi. son kerteye kadar açılmak istemeyecek olympiakos'un boş bıraktığı kanatta bu sefer 1 değil 2 kişi var. szalai ferdi'ye oynuyor, ferdi masouras'ı üstüne çekip rossi'yi kaçırıyor, rossi de osseynou ba'yı üstüne çekip, sol iç koridora koşu atan szalai'ye topu bırakıyor.
--- bir tane de, olympiakos'un geride kalabalık olma planını bozarak dış koridordan inme seti: görsel
burada da yine szalai oyunu başlatıyor. bu sefer ilk tetikleyici; szalai'den pas alabilecek şekilde geriye gelen diego rossi, böylece o koridordaki mady camara'nın odağını tutuyor. ikinci tetikleyici ferdi kadıoğlu, geniş alandan geriye gelip pas opsiyonu sağlıyor ve masouras'ın odağını çekiyor. szalai'ye pres yapabilecek sadece tiquinho var, gustavo geriye gelip szalai'den topu alıyor ve tek pasla kim min-jae'ye oynuyor, o da topu biraz koruyup (aguibou'yu üstüne çekip), sağ beke açılan novak'a veriyor. bu süre zarfında mert hakan içten dışa dönük konumlanıyor ve henry onyekuru'nun odağını tutuyor, (hedefleri merkezi kapatmak olduğu için onyekuru yine içerlek). top novak'tayken, üçüncü tetikleyici, dimitrios pelkas'ın ileriye attığı koşu, bu sayede sol bek reabciuk'u iki arada bırakıyor ve osayi boşa çıkıyor. osayi geriye gelip novak'tan pasını alır almaz, tek pasla, pelkas'ın bıraktığı yere gelerek dördüncü tetikleyici koşuyu atan enner valencia ile verkaca giriyor.
oyunun kaderini oyuncuların bireysel becerilerine mahkum etme olayını minimuma indirmek için topsuz oyunda yapılması gerekenler babında kendimce çizdiğim bu iki setin toplamında gustavo'nun topa dokunma sayısı 1. üzerinde oyunu dikine devam ettirme, kritik pas verme, düğüm çözme yükü yok.
paslar geçer-geçmez, oyuncular topu kontrol eder-etmez artık o anki futbol şansı. belirtmek istediğim, fenerbahçe'nin bu konuda bir çabası yok, kapanan takımları -bu kadro yapısıyla- çözememesindeki temel sorun bence bu hareketsizlik.
yani gustavo gibi modern defansif orta saha kavramının hakkını veren, sahadaki görevi doğru belirlense maç içinde stoper/önlibero kırması harika işler yapabilecek bir adamınız var, 34 yaşına rağmen hala takımın en profesyonel, maça kendini en çok sokan kişisi, ama bu enerjisini oyun kurmak / oyunu taşımak / kimsenin doğru koşular yapmadığı ortamda sihirbazlık yapmaya çalışmaya mı harcayacak? mantıksız, ama şu an olan şey tam da bu. dolayısıyla eleştiriler de gırla gidiyor.
olympiakos'un ilk golünün animasyonu: görsel
olympiakos fenerbahçe'yi karşılarken 4-1-4-1 gibi dizilip merkezde kümelendi ve kenarları boş bıraktı, bu sürede kanatlardaki masouras - onyekuru ikilisi iç koridorları kapatırken, bekler de aynı hizada durdu. yenen ilk golde bu düşünce çok belirgin.
szalai topu ileri sürüklemeye karar verip yardırırken topu ayağından açıyor ve iç koridorda bekleyen sağ kanat masouras baskıyı yapıp topu çeliyor, top merkezdeki agiubou'ya geliyor, o da tek pasla tekrar masouras'ı görüyor. ancak dikkat çekmek isterim ki georgios masouras'ın dinamizmi golü getiren esas kısım, szalai'ye baskı yaptıktan sonra tiquinho ile birlikte hemen koşuya başlıyor, aguibou'nun tek pası bu sayede asistin asisti oluyor.
pozisyonun başında; szalai topu ileri sürüklerken, fenerbahçeli futbolcuların olympiakos'un kapattığı merkez bölge içinde yer değiştirmeden sadece beklediğini görüyoruz. kenarlarda birer kişi geniş bekliyor sadece (osayi-ferdi).
peki fenerbahçe merkezi kapatarak bekleyen olympiakos'a karşı ne yapabilirdi?
öncelikle:
1) fenerbahçe'nin, rakiplerine bireysel becerilerle üstünlük kurabilecek bir kadrosu yok, mesut da sosa da buna dahil, zira en çok ismi anılan bu iki oyuncunun türkiye standartlarında bile hayli defosu var. dolayısıyla fenerbahçe'nin doğru planlar dahilinde takım oyununu iyi oynayan herkesin en kötü ihtimalle ortalama bir performans sergileyeceği maçları kazanma şansı var sadece.
2) 3-4-2-1 düzeni, bu şekilde oynandığı sürece, "oynamak isteyen" takımlara karşı uygun. tam tersi geride kalabalık duran, açık vermemeye çalışan takımlara karşı ise bazı ekstrem hamlelere başvurmak zorunlu. kenar stoperlerin bindirme yapması, kanat oyuncularının oyun akışına daha çok katkıda bulunması, merkez orta sahanın ileri koşular atması gibi.
fenerbahçe dün oyun kurarken, olympiakoslular kendi sahasında kalabalık olduğu için, hücumda pası alan oyuncular dar alandan kaçmak için hemen geri döndü, bu sefer olympiakos'un ön elemanları da geriye gelecek vakti kazandı ve fenerbahçe takım halinde rakip sahaya yerleşmiş oldu. yerleşti ama, bu suni şekilde oldu çünkü olympiakos bunu istiyordu zaten, fb'yi kenarlara mecbur edip, topun ikinci sirkülasyonunda 5-3-2 şeklini almak.
bu şekilde rakibi bütün halinde karşısına alan fb'nin merkezindeki iki kişiden biri ileri çıktı, bu kişi de gustavo. ama diğeri, mert hakan, hep geride durmak zorunda kaldı. çünkü kenar stoperler (hadi dün novak yapamazdı belki, en azından attila szalai diyelim) oyunun içine girmiyor; bindirme yapmıyor, takım rakip sahaya yerleştiğinde öne çıkıp alan daraltmıyorlardı (dolayısıyla seken toplara reaksiyon gücü de düştü takımın).
o zaman topu çıkarırken belli varyasyonlar yapmak şart, ama fenerbahçe oyun kurarken ön elemanlar hareketsiz. olympiakos'un merkezdeki kümesini genişletip iç-dış koridorlara girişler yapacak setler uygulamak gerekirdi, ama kimse hareketlenmeyince, doğru koşular atmayınca haliyle fenerbahçe son çare olarak 1.70 boy ortalamalı hücum hattına orta açıp durdu, olympiakos'un 1.85 ortalamalı savunması çoğunu halletti (seken / bala göte geçip önüne düşen toplarda da fb şanssızdı).
--- mesela olympiakos'un oyun planını göz önünde bulundurup, götten uydurduğum bir set ile iç koridora girme senaryosu çizdim: görsel
burada olayın ilk tetikleyicisi diego rossi'nin sol kanada attığı koşu. ikincisi, enner valencia'nın onun bıraktığı yere geçip szalai'den top alacak gibi konumlanarak osseynou ba'nın (rossi'ye odaklanmak yerine) merkezde kalmasını sağlaması. üçüncüsü, dimitrios pelkas'ın merkeze inip önlibero bouchalakis'i meşgul etmesi. son kerteye kadar açılmak istemeyecek olympiakos'un boş bıraktığı kanatta bu sefer 1 değil 2 kişi var. szalai ferdi'ye oynuyor, ferdi masouras'ı üstüne çekip rossi'yi kaçırıyor, rossi de osseynou ba'yı üstüne çekip, sol iç koridora koşu atan szalai'ye topu bırakıyor.
--- bir tane de, olympiakos'un geride kalabalık olma planını bozarak dış koridordan inme seti: görsel
burada da yine szalai oyunu başlatıyor. bu sefer ilk tetikleyici; szalai'den pas alabilecek şekilde geriye gelen diego rossi, böylece o koridordaki mady camara'nın odağını tutuyor. ikinci tetikleyici ferdi kadıoğlu, geniş alandan geriye gelip pas opsiyonu sağlıyor ve masouras'ın odağını çekiyor. szalai'ye pres yapabilecek sadece tiquinho var, gustavo geriye gelip szalai'den topu alıyor ve tek pasla kim min-jae'ye oynuyor, o da topu biraz koruyup (aguibou'yu üstüne çekip), sağ beke açılan novak'a veriyor. bu süre zarfında mert hakan içten dışa dönük konumlanıyor ve henry onyekuru'nun odağını tutuyor, (hedefleri merkezi kapatmak olduğu için onyekuru yine içerlek). top novak'tayken, üçüncü tetikleyici, dimitrios pelkas'ın ileriye attığı koşu, bu sayede sol bek reabciuk'u iki arada bırakıyor ve osayi boşa çıkıyor. osayi geriye gelip novak'tan pasını alır almaz, tek pasla, pelkas'ın bıraktığı yere gelerek dördüncü tetikleyici koşuyu atan enner valencia ile verkaca giriyor.
oyunun kaderini oyuncuların bireysel becerilerine mahkum etme olayını minimuma indirmek için topsuz oyunda yapılması gerekenler babında kendimce çizdiğim bu iki setin toplamında gustavo'nun topa dokunma sayısı 1. üzerinde oyunu dikine devam ettirme, kritik pas verme, düğüm çözme yükü yok.
paslar geçer-geçmez, oyuncular topu kontrol eder-etmez artık o anki futbol şansı. belirtmek istediğim, fenerbahçe'nin bu konuda bir çabası yok, kapanan takımları -bu kadro yapısıyla- çözememesindeki temel sorun bence bu hareketsizlik.
yani gustavo gibi modern defansif orta saha kavramının hakkını veren, sahadaki görevi doğru belirlense maç içinde stoper/önlibero kırması harika işler yapabilecek bir adamınız var, 34 yaşına rağmen hala takımın en profesyonel, maça kendini en çok sokan kişisi, ama bu enerjisini oyun kurmak / oyunu taşımak / kimsenin doğru koşular yapmadığı ortamda sihirbazlık yapmaya çalışmaya mı harcayacak? mantıksız, ama şu an olan şey tam da bu. dolayısıyla eleştiriler de gırla gidiyor.