inşa edilirken çok boyutlu düşünülmesi gereken bir iştir.
öncelikle bu tabiri literatüre kazandıran kişi bildiğim kadarıyla uğur meleke'dir. bizim futbol terimlerimiz genellikle ingilizceden türkçeleştirilmiştir.
forward-forvet
stopper-stoper
goal keeper - kale tutucu-kaleci
midfield - orta saha
gibi gibi...


kadro mühendisliği terimi de bu şekilde mi kazandırıldı bilmiyorum ama durumu özetleyen güzel bir tabir olduğunu düşünüyorum.
ön edit: buradan sonrası uzun bir yazı olacak, okumaya durumu olmayanlar çıkış yapabilir. :)
kadro inşa edilirken yukarıda da söylediğim gibi farklı boyutları düşünülmeli, tasarım onun ardından belirlenmelidir. öncelikle yapılması gereken ne tarz bir futbol oynanacağına karar vermek.
1) oyun yapısı / oyun üslubu
şimdi bir araziye sahipsiniz ve buraya bir yapı inşa edeceksiniz. bu yapıya ne yapmaya karar vermelisiniz, residans mı ? otel mi ? avm mi ? toplu konut mu ? gibi gelir getiren işler olabilir ya da hastane mi ? karakol mu ? okul ? üniversite mi ? yurt mu ? gibi daha kamusal harcamalar düşünülebilir.
işte futbolda da en başta düşünülmesi gereken nasıl bir oyun üslubunu kurmaya karar vermelisiniz. mesela ben bundan sonraki örneklemeyi fenerbahçe üzerinden yapmaya devam edeyim. fenerbahçe'nin göze hoş gelen, atak sürekliliğini sağlayacak, bol gollü, bol pozisyonlu, tempolu, heyecanlı, yüksek eforlu bir futbol hedeflemesi gerektiğini düşünerek, buna göre bir yapılanmadan bahsetmeliyiz. yani oyun üslubumuz bu olmalı.
peki bu inşa işlemini yapmaya karar verdiniz ama hedefiniz ne ?
2) hedef
kesinlikle ikincil karar noktası burasıdır. o araziye sahipsiniz ama ne inşa edeceğinize, bütçeniz ölçeğinde karar veremezseniz o inşaat yarım kalır. şimdi gidip 5 yıldızlı bir otel hayal edersiniz, işe de başlarsınız ama kaba inşaat bitmeden para biterse yarım kalırsınız, sonrasında da batarsınız. kamu yararına bir hizmete girersiniz, kâr amaçlı düşünmez uzun vadede gelir getirecek üniversite gibi, yurt gibi, hastane gibi bir işe de girebilirsiniz.
bizim bütçemiz 5. yıldızlı bir oteli karşılamaya yetecek bütçe değil, kamu yararına bir işe de girişmenin kısa vadede getirisi yok, mesela bir üniversitenin kâr geçmesi belki en az 10 sene. buna vaktin de yok buna sabredecek kenarda sermayen de yok. o sebeple öyle bir otel - rezidans inşa etmelisiniz ki belki 3 yıldız standardında olacak fakat zamanla 5. yıldızı da elde edebilecek bir mimariye sahip olacak.

bizim özelimizde biz kamu yararına çalışamayız. yani altyapı hedefiyle yola çıkıp şampiyonlukları görmezden gelebilmemiz imkansız. ama bizim bütçemiz de olmadığı için yüksek maliyetli bir kadro kurmamız mümkün değil. o sebeple 3. yıldızlı otel gibi bir mimari hayal edip, 5. yıldızı elde edebileceğimiz bir oluşum gerekmekte.
3) proje şefi

yapıya karar verdik, işe başlayacağız fakat projenin sorumluluğunu devralacak, görev dağılımını üstlenecek, sizin hemen altınızda, sizin kontrolünüzde hareket edecek fakat ekibin oluşumunda da karar mercii olacak birisi her daim gerekmekte. böyle bir atama yaparken tecrübeli birisini ararsınız elbette, bir kere cv'sine baktığınızda geçmişte bu tarz inşaatlar yapmış olmasını ararsınız. ikinci olarak bu bütçeleri kontrol etmesini umarsınız. tabi bütçeleri kontrol edebilmesi için belirli bir ekonomi bilgisine ihtiyaç duyarsınız. ikili ilişkiler de önemlidir, özellikle bizim ülkemizde hatır-gönül ilişkilerinin ne kadar dikkat çektiğini biliriz.
işte futbolda da bunun karşılığı sportif direktörlüktür. bütün sistemi inşa edecek kişi bizim için.

4) mimar / mühendis
evet yapıya karar verdik, bütçemiz doğrultusunda otel yapmamız gerekiyor çünkü çok da bütçemiz yoktu, kamu yararına bir işe giriştiğimizde de gelirlerimiz orta-uzun vadede gelmeye başlayacak. o sebeple kısa vadede para kazanmak adına bu adımları attık. ama bütçemiz de olmadığı için tasarım 3. yıldız olacak fakat 5. yıldız standartlarına da ulaşması hedefimiz. o halde mimar / mühendis konusunda karar vermemiz gerekiyor.
şimdi eğer bütçenin önemli bir ölçeğini kariyerli bir mimar / mühendise teslim edersek bütçeyi denkleştirmek için başka şeylerden kısmak zorunda kalırız. böyle bir tasarımcı size yüksek maliyet çıkartacaktır fakat 3. sınıf otel yaparken, birkaç küçük düzenleme ile 5. yıldız seviyesine yükselmeniz de daha kestirme olacaktır.
ya da ne yaparsınız, henüz büyük bir kariyere imza atmamış, demo işlerini gözünüz tutar, risk alırsınız. daha düşük kaliteli ürünlerle 3. seviye bir inşaat hayali kurarsınız. ama unutmayın bir araziye bir binayı yapıp sonra yıkıp tekrar yapmanın maliyeti bazen 5. sınıf otel inşa etmekten pahalıya gelebiliyor.
işte futbolda da aynen böyle, kariyerli bir teknik adama gidip görece daha yüksek bütçeler verebilir ve hedefinize ulaşmanız daha kolay olabildiği gibi kariyerinin başındaki bir isme yönelip uygun maliyetlerle hareket etmeyi hayal edebilirsiniz.biz önce ikinci yöntemi denedik ama gördük ki binayı yıkmak zorunda kaldık.

5) tasarım
evet proje sorumlunuz mimara karar verdi, mimarınız başladı çizmeye. daha modern çizgiler mi olacak, geleneksel bir yaklaşım mı olmalı, dış cephe şöyle iç yapı böyle, odaların bir kısmı boğazı görmeli, diğerleri caddeye bakmalı, binanın girişi şuradan, çıkışlar da buradan gibi gibi... sonrasında da raporu alacak ve proje sorumlunuza iletecek.
teknik direktör de sizin yukarıdaki hedefleriniz doğrultusundaki oyun planını tasarlamaya başlayacak. sizin hayal kurduğunuz oyun için gereken dizilim neyse, ne tarz bir oyuncu ihtiyacı varsa kalem kalem çıkartacak. sonrasında da sportif direktörünüze teslim edecek.
bu noktada sportif direktör / proje sorumlusu bazı kalemleri gereksiz görebilir, elindeki bütçeyi daha uygun şekilde kullanması için yönlendirebilir ve yönlendirmeli de. fakat işi bilmeyen bir proje sorumlusu getirirseniz işte o müdahaleyi yapamayabilir. bu yüzden bu işte tecrübeli birisi gerekiyor.
bizim özelimizde tasarım 4-3-3 mü olacak. 28 kişilik kadro mu oluşturulacak. kaç kanat-kaç kaleci-kaç merkez orta saha-kaç forvet- forvetlerin özellikleri- çizgiden mi hücum edilecek-merkezden delici bir oyun mu benimsenecek vs. buna karar verilmesi başlı başına bir tartışma konusu. savunmaya nasıl isimler gerekiyor, kalecide aranan özellikler nelerdir, beklerdeki başlangıç hedefi nedir gibi gibi...
6) ekibi oluşturma
geldik bu noktaya. dikkat ederseniz şimdiye kadar hep projenin daha oluşum aşamasındayız, inşaatın kendisine gelemedik. devam ediyoruz. mimarınız/mühendisiniz size proje sorumlunuza iletti, birkaç toplantı yapıldı ve liste hazırlandı. şimdi ekibi oluşturma işine geldi sıra. burada iki yol izlenir, birincisi proje sorumlunuzun bildiği, güvendiği, tecrübesine inandığı mimar/mühendisleri yardımcı olarak atar ya da mimarınızın kendi inandığı isimler gelir başlar. sürekli mimar işin başında olamaz, onun da farklı bakış açılarını yakalamasına yardım edecek, yine tecrübeli isimlerden oluşturulması gereken bir kurul mutlaka oluşmalı.
biz burada proje sorumlumuz yani sportif direktörümüzün güvendiği isimlere iş vermeye başladık. fakat unutulan nokta sportif direktörümüz yani proje sorumlumuzun tecrübesi yok. aurelio-volkan demirel bizdeki mimar yardımcıları.
7) işçi alımı
sıra geldi işçi alımına, yani kadroyu şekillendirmeye. üstteki adımları atmadan direkt buradan başlarsanız, o binadan pek hayır gelmeyeceğini söylememe gerek yok. evet inandığınız şantiye şeflerini, elektrikçileri, jeoloji mühendisini, inşaat mühendisini aldınız. şimdi kadroya almanız gereken kişiler mühendisler, formenler, işçiler.
şimdi bütçeniz doğrultusunda çalışan alacaksınız. yine işinde tecrübeli, kariyerli, geçmişinde muhteşem işler olan mühendislere mi gideceksiniz, yoksa 2 yıllık tecrübesi ile gelecek vaadeden ya da 5 yıllık çalışan olmasına karşın öyle çok da başarılı işler çıkartamayan fakat bir mühendise ihtiyaç duyduğunuz için gelsin de başlasın diye mi bakacaksınız.
keza formenler öyle önemlidir ki!!! yeri gelir o formenler mühendislerin bile arkasını toplar. o yüzden formen deyip geçmeden en iyisini almanız gerekir fakat gene dönüp dolaşıyoruz iş bütçeye kalıyor.
ve işçiler, işinde artık yılları devirmiş malzeme bilgisi yüksek işçiler mi istersiniz yoksa sıva yapmasını bilmeyen göçmenlerden oluşan bir ekip mi olsun istersiniz.

burada şu çok önemli;
iyi bir mühendis alırsınız, formeni kötü tercih edersiniz----> işçileri yönetemez.
kötü bir mühendis alırsınız, formeni iyi tercih edersiniz ---> formenler mühendisleri yönetmeye başlar, kontrolü ele alıp formen sayısını arttırır.
iyi bir mühendis alırsınız, formeni de iyi tercih edersiniz ---> işçiler yetersizse size ek maliyetler çıkartır, işin bitiş süresi uzar.
görüldüğü üzere öyle bir karar vermelisiniz ki kalifikasyon çok önemli. mühendis illa yılları devirdi diye çok yeterli anlamı çıkmayacağı gibi, genç ve heyecanlı diye de müthiş işlere imza atacak anlamı çıkamaz.
futbola geldiğimizde de kadroda yıldız oyuncular olmalı, kadroda tecrübeli seviyesi belli, istikrarlı oyuncular olmalı, kadroda bir de işçi oyuncular olmalı.
zamanında önder özen şöyle bir formülden bahsetmişti 8+8+8 şeklinde.

8 oyuncu; uluslararası standartlara sahip olacak.
8 oyuncu a milli ve ümit milli kalitesinde olacak.

8 oyuncu en az 4 türk’ün yanı sıra 4 de öz kaynaktan çıkmış oyuncu şeklinde olacak.
benim naçizane sistemim de buna benzer aslında. mevcut kadrolar 28 kişilik. toplam 11 mevki var ve her mevkiye 2'şer oyuncu düşünülüyorsa 22 oyuncu diye bakılır her zaman. benim tasarımım ise şöyle olur.

4 stoper mi var, 2'si yıldız, birisi tecrübeli vasat, 1 adet genç. ( mühendis-formen-işçi )
3 kaleci mi var, 1'si yıldız, birisi tecrübeli vasat, 1 adet genç ( mühendis-formen-işçi )
2 sağ/sol bek , 1'si tecrübeli yıldız, 1 adet genç
6 orta saha , 2'si yıldız, 2 si tecrübeli, 2'si genç
2 sağ/sol kanat, 1'i yıldız, 1i tecrübeli.
3 forvet 2'si yıldız, 1'i genç



buraya kadar 24 kişilik kadro oluştu. kalan 4 kişilik rotasyon için de 3 kişilik de çeşitli mevkilerde oynayabilecek tecrübeli, istikrarlı isimlerden oluşturulmalı. 1 kişide potansiyele yatırım yapılmalı. görüldüğü üzere benim de 8 genç + 11 tecrübeli + 9 yıldız şeklinde bir dağılımım oluştu. şu gözden kaçmamalı, yıldız oyuncular genç olamaz, tecrübeliler çok istirarlıdır gibi bir şey yok.
________________________________________________________________________________________________


bizde gençler var ( ömer faruk, ferdi kadıoğlu, muhammed gümüşkaya, cebrail akbulut, cenk alptekin, okan turp, murat sağlam, allahyar, ismail yüksek, oğuz kağan , barış sungur gibi ) var. içlerinden yıldızlar da çıkacaktır.
bizde tecrübeli isimler de var. dirar, hasan ali, serdar aziz, ozan tufan, ekici, tolgay, tolga c, deniz t, rodrigues, mevlüt, alper gibi.
bizde yıldız isimler ise, gustavo, emre b, belki birazcık da vedat.

demek ki bizim kadroda ne eksimiş, mühendis -yıldız eksikmiş. mühendis olmayınca ne oluyor formenler çoğalıyor, kendi bildiklerini okumaya başlıyor.



________________________________________________________________________________________________


biz tecübeli denilen isimlerden de istikrar göremediğimiz için problem yaşıyoruz. o zaman kadro mühendisliğinde ;


- oyun planı oluşturulmalı.
- strateji sahibi, olumsuz durumlarda da ekibini kontrol etmesini bilen, planlamaları yaparken hem işin kontrolünü elinde tutabilecek hem de kadroyu 3. yıldız otelden 5. yıldız otel seviyesine çekebilecek birisi yani kadroya seviye atlatabilecek birisi olmalı.
- bir istikrar çıtası oluşturulmalı.
-transferlerde sakatlık geçmişine bakılmalı.
- yıllık performans hedefleri oluşturulmalı, beklenti analizi oluşturulmalı.
- genç oyuncu potansiyelini ölçebilecek mimarlar

- şantiye şefleri getirmeli.
- yıldız oyuncu sayısını takımın 1/3'üne çekmeli.
- beklenti ve oyun planı başta oyuncular olmak üzere herkese anlatılmalı. eğer ki biz bilirsek ne olacağını, neler yapılacağını ona göre reaksiyon alırız. ama gizli kapalı hareket edilirse yine beklenti/hedef birbirine karışırsa olmaz.


- son olarak tecrübeli bir sportif direktör/proje yöneticisi.


iş ilanlarına girip bakarsanız hiç yeni mezun proje yöneticisi-şantiye şefi falan arandığını göremezsiniz. hepsi minumum 5 yıl tecrübe arar. kimse de 20 yıllık inşaat işçisi diye ondan iyi şantiye şefi olacak, proje yönetici olacak diye düşünüp de bu işçiyi o pozisyona yükseltmez. ya da üfff şu formen var ya 20 yıldır öyle güzel vinç kaldırıyor ki eminim bir bina diker inanılmaz olur demez.


nitekim diyeceğim o dur ki emre belözoğlu harika bir futbolcudur evet, kariyeri tartışılmaz evet, ama bu onun harika bir sportif direktör olacağı anlamına gelmez, gelmemeli. ne zaman kendisini ispat eder o zaman gelip başlar, demek gerekirdi ama demedik. umarım ben yanılırım ama buraya kadar hala okuyan varsa en başta da dediğim gibi proje şefini seçerken dikkatli olmalısınız, birçok boyutta yetkin birisine ihtiyaç duyarsınız. emre belözoğlu bana göre yetkinliği tartışmaya çok açık. fakat göreceğiz nasıl olacak.