"spor kulübü" babında bakıldığı zaman fenerbahçe'nin üstün olduğu, "futbol kulübü" babındaysa galatasaray'ın siz diyin bir ben diyeyim yarım adım önde olduğu rekabet.

böyle bir rekabetin olmadığını ve tek büyüğün kendileri olduğunu düşünen taraftarlar net olarak kendilerine kandırıyorlar. eğer galatasaray rakibimiz değilse neden en çok entry girilen rakip başlık galatasaray? neden sol frame'de rakipler arasından en çok gs'nin ismini görüyoruz? ya da biz galatasaray'ın rakibi değilsek neden galatasaraylılar bizim puan kaybetmemizi bekliyor? ya da rakip sözlükte ve mecralarda neden bize nefret kusuluyor? hepsinin cevabı belli, iki taraf da birbirinin rakibi. bu gerçeği kabul etmek gerek önce.

rekabetin kendisine gelecek olursak, spor kulübü anlamında bizim daha önde olmamızın sebebi, müzemizde birçok spor dalında kazandığımız yüzlerce hatta belki de binlerce kupa olması, yetiştirdiğimiz sporcuların kazandıkları madalyalar, türk sporuna kazandırdığımız sporcular bunun temel sebebi olarak gösterilebilir.

futbol şubesinde galatasaray'ın yarım adım önde olduğunu da kabul etmek gerek fakat öyle sanıldığı gibi çok büyük bir fark yok. mesela yabancı ülkede yaşayan bir arkadaşım, süper lig'deki bazı takımları biliyor. bir konuşmamızda kendisi fenerbahçe'nin 28 şampiyonluğu olduğunu söylemişti ve ardından galatasaray'ın şampiyonluk sayısını bilmediğini eklemişti. ben de 23 diyince "fazla fark yokmuş, inanılmaz kıyasıya bir rekabet olmalı" diye bir söylemde bulunmuştu. yani diyeceğim o ki, bu arkadaş resmi şampiyonluk sayılarını 28-23 şeklinde sanıyor ve 5 şampiyonluk farkına rağmen bu rekabete "kıyasıya rekabet" diyor. gs'liler resmi şampiyonluk sayısında 3 şampiyonluk önde olmalarına rağmen sanki türkiye'de rakipleri yokmuş gibi davranıyorlar mesela. ya da bizim taraftarlarımız da 59 öncesindeki şampiyonlukların sayılmasıyla birlikte 28 şampiyonluğumuz olduğu için ve galatasaray'ın 5 şampiyonluk önünde olduğumuz için rekabetin olmadığını düşünebiliyor. bazen biz türkler gerçekten saçmalıyoruz zira 1-2 kupa fazla almak, rekabette hunharca fark açmak değildir. tabii ki sidik yarıştırma üzerine programlanmış türk futbol taraftarları için gayet anlaşılabilir bir durum bu.

sonuç olarak ben bu rekabette iki takımın da birbirine üstünlük kurmadığını düşünüyorum. çünkü spor kulübü babında fenerbahçe, futbol şubesi babında galatasaray bir adım önde; sonuç olarak çok bir fark yok.

ha ama bazı taraftarlarımız 3 temmuz, 4 nisan gibi olayları yaşamamıza rağmen yıkılmadığımız için daha büyük olduğumuzu düşünüyorlar. haklısınız, aynı şeyleri galatasaray yaşasaydı muhtemelen bizim gibi tepki veremezlerdi. çünkü galatasaray taraftarı, başarı odaklı bir taraftardır ve takımlarına duydukları sevgi, bizim fenerbahçe'ye duyduğumuz sevgiden daha güçlü değil. dolayısıyla galatasaray daha çok etkilenirdi. fakat yine de ortada bir gerçek var ki biz camia olarak 3 temmuz'u çok gereksiz yerlerde kullandık. bu sürecin bizi yıprattığı aşikar fakat biz zaten fenerbahçe kulübü olarak geçmişte yaptığımız hataları sürekli yapmaya devam ettik ve üzerine malum süreç de eklenince başarısızlık geldi. yani tek sebebi 3 temmuz değil. onun için ben bu "3 temmuz" argümanına çok sıcak bakmıyorum. ama rekabette unutulmaz bir olay olduğu gerçek.

fenerbahçe galatasaray rekabeti, uzun bir süre daha devam edecek. bu süreçte kimin öne geçeceğini ise takımların yapacağı hamleler belirleyecek. dilerim doğru adımlarla, doğru yapılanmalarla bu süreçte öne geçen taraf biz oluruz.