deplasmanda da iç sahada seyirci desteği varmış, hakem baskı altındaymış gibi oynamaya çalıştığımız için planlarımızın geri tepmesinden kaynaklanmaktadır. kadıköyde rakip daha çekingen, hakem tartışmalı pozisyonlarda daha çok iç saha ekibine yatkın davrandığı için nispeten daha avantajlı oluyoruz. oyuncuları da ateşleyen taraftar olunca coşkulu futbol ile ezip geçiyoruz. deplasmanda ise deplasman takımı daha dirençli, hakem bize karşı daha agresif oluyor. takımı iten taraftar da olmayınca coşku ister istemez azalıyor. fenerbahçe gibi tempo ve coşku ile oynayan takımlar deplasmanda her zaman zorlanacaktır. abdullah avcı başakşehirini örnek alırsak sabırla sıkıcı bir şekilde aynı oyun disipliniyle oynar skoru alırsa alır alamazsa alamazdı ancak iç saha ve dış saha performansı arasında uçurum yoktu. hangisi daha iyidir bilemem fakat fenerbahçemiz deplasmanda ekstra motive olacağı bir şey bulmak zorunda. coşkusunu ve temposunu arttırmak zorunda. aksi halde puan kayıpları kaçınılmaz olacaktır.
tempo ve coşku için birkaç motivasyon kaynağı: 4. yıldız. 29. şampiyonluk. 5 yıl sonra gelecek olan şampiyonluk. ali koç ile ilk şampiyonluk. şampiyonlar ligi hasretinin bitmesi. taraftara geçen yılı unutturmak için bir fırsat.