Eski Başkanlarımızdan Faruk Ilgaz hakkında Fenerbahçe Dergisi’nde aşağıdaki yazıyı yazmıştı.
"Ahmet Erol, Denizli’nin Çivril kazasında 1921 yılında dünyaya gelmiş, futbola da Çivril’de başlamış, Ankara Gençlerbirliği’nde yıldızı parladıktan sonra askerliğini Harp Okulu takımında oynarken, yöneticimiz merhum Rüştü Dağlaroğlu vasıtası ile Fenerbahçe’ye transfer edilmiştir.
1945 yılından 1956 yılına kadar Fenerbahçe’nin defansının sol tarafında oynadığı 184 maçta 40 gol gibi rekor sayılacak bir skorun sahibi olmuştur. Önemli maçlarda takım sıkıştığı vakit santrfora alınırdı. 7 Mayıs 1950 günü İzmir’de oynanan milli küme final maçında Altay’a karşı santrfora alındıktan sonra attığı 2 golle Fenerbahçe’nin şampiyon olmasında büyük bir pay sahibi ve hizmeti olmuştur. Bu değerli futbolcu, 1940-50 yılları arasında eşsiz kaleci Cihat Arman’ın önünde Murat Alyüz ile, Fenerbahçe tarihindeki en başarılı 3’lü defansı teşkil etmişlerdir. O tarihlerdeki savaş nedeni ile çok az milli maç oynandığından Ahmet ancak 5 kez A Milli Takımımızın formasını giymiştir.
Ahmet Erol öyle fedakar bir futbolcuydu ki, gençliğinde sakatlandığı dizi ona büyük sıkıntı veriyordu. Yıllarca dizindeki bu sakatlığını saklayarak oynadı. O devrin tıbbi olanaksızlıkları nedeniyle sakat dizine otomobil iç lastiğinden kestiği bir parçayı bandaj yaparak maçlara çıktı. Maç sonrası çok acı çekiyor ama sırf Fenerbahçe’de oynamak uğruna sakatlığını kimseye söylemiyordu. Aslan yürekli Ahmet Erol işte bu zor şartlar içinde kulübüne faydalı olmaya çalışacak derecede fedakardı.
Ahmet Erol futbolu bıraktı ama takımını bırakmadı. 1967 yılında Macar antrenör Molnar’ın üçüncü kez vazife aldığı Fenerbahçe teknik direktörlüğünde onun yardımcılığını yaptı.Fenerbahçe’nin futbol tarihindeki en büyük ve en unutulmaz başarısı olan 1967-68 sezonundaki benim başkanlığım sırasındaki 5 kupalı şampiyonluğumuzda Molnar ile Ahmet’in büyük emekleri olmuştu.
Daha ileriki yıllarda menajerlik yaptığı sırada futbolcu Salim Görür’ün transferi için kulüp müdürü olan Fikret Arıcan ile beraber genel sekreter olan Dr. Semih Bayülken’in otomobili içinde Ankara’dan dönerken geçirdikleri trafik kazasında, her üçü de yaralanarak ölümden kıl payı kurtulmuşlardı.
Ahmet’in Fenerbahçe’ye hizmeti bununla da bitmedi. 26 Şubat 1984 günü yapılan kongrede 7 olan yönetim kurulu üyeliği 9’a çıkarıldı ve yönetim kurulunda futbol şubesinin teknik sorumluluğu Ahmet Erol, Vedat Çolpan ve Osman Gökhan üçlüsünden teşkil etti. Bu suretle Ahmet Erol Fenerbahçe’nin yönetiminde vazife almış bulunuyordu.1986 yılındaki kongrede Tahsin Kaya Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı seçildi. Benim bir tavsiyeme uyarak spordan gelmemiş olan Tahsin Kaya’nın başarılı olması için antrenöre yardımcı olacak kardeşim Melih Ilgaz, Ahmet Erol ve Özer Kanra’dan kurulu bir komite vazifeli kılındı.
Bu yönetim güzel bir çalışma ile Sakaryaspor’un dört yıldızı Oğuz, Turhan, Serdar ve Aykut’u, bir de Alman Milli takımı kalecisi Schumacher’i transfer ederek yenilmez bir armada kurulmuş oldu. Teknik direktörlüğe ise Yugoslav Todor Veselinoviç getirildi.
Bu transferler eski futbolcular ile birlikte Fenerbahçe’nin unutulmaz103 gollük 1988-89 sezonu şampiyon kadrosunu teşkil etti. Bu sezon Ahmet Erol’un Fenerbahçe’de son görev yılı oldu.
Ahmet Erol futbolu bıraktıktan sonra kimseye muhtaç olmaması için Kadıköy Rıhtım Caddesi’nde "Olimpiyat" adını verdiği birahanesini açtı. Bizler eski emekli Fenerbahçeliler zaman zaman orada buluşur eski günlerimizi yad ederdik.
Sevgili Ahmet Erol böylece hiçbir futbolcunun yaşamadığı dolu dolu bir hayat yaşadı. Hayatında evlenmediği gibi İstanbul’da da hiç akrabası yoktu."