mesaj maçıdır. anadolu efes geçen sezonun çok gerisinde girdi yeni sezona; üstüne larkin yok. de colo'nun sazı en başından eline alıp vesely'i devrede tutarak oyunun temposunu belirlediği, dış şut savunmasında yüksek konsantrasyon gösterdiğimiz, sertlik konusunda geri adım atmadığımız bir maç olur umarım. kokoskov'un ataman karşısından alacağı ilk galibiyet psikolojik açıdan takımın ve taraftarın özgüvenini bir kaç tık yukarı taşıyacaktır.
saat 20:30 da başlayacak ve bein sports haber'den şifresiz yayınlanacak maç. bizde westermann eksik, barthel'in durumu şüpheli, rakipte de larkin oynamıyor. efes'in dar bir kısa rotasyonu var, micic-beaubois-doğuş balbay-anderson-simon 1-2-3 rotasyonunu oluşturuyor. kağıt üzerinde epey vasat duruyor. bizim de 4 numarada büyük bir zaafiyetimiz var. ne 4 oynayacak bir 3 numaramız, ne 4'e çekecek bir 5 numaramız var. ulanovas ve barthel rotasyonunun ise eurocup seviyesinde olduğu çok açık. bu maçta da barthel oynamazsa eğer epey canımız sıkılabilir. ben zevksiz, kalitesiz bir maç ve düşük bir skor bekliyorum. umarım ergin'i konuşturmayız maç sonunda.
Bu sene bizi hafife alanlara karşı euroleague'in the punisher'ı olacağımızı gösteren maç! kadromuz ne kadar zayıflamış görünürse görünsün unutmayın ki basketbol parkede 5 kişi ile oynanıyor ve bizde 2 tane tartışmasız superstar var.

ergin ataman maç öncesi açıklamaları ile planlı bir şekilde gerilim yarattı ve taraftarımızdan tam olarak beklediği tepkiyi aldı. gelen tepkilerin ardından rahat bir galibiyet alıp "en büyük benim" mesajı verme hayalleri ilk yarı itibari ile suya düşmüş görünüyor.

edit: maçın son anlarındaki vesely'nin imza smacıyla beraber kaan kural kahkahası attım. gerçekten büyük oynadık, çok keyif aldım.
efes'in maçtan önce bahsettiğim vasat kısa rotasyonunu brown ve de colo ile delerek hanemize bir galibiyet daha yazdırdığımız maç. simon her zamanki gibi fenerbahçe maçlarında lebron klonu gibi oynamaya devam etti.
Gergin ataman'in gereksiz aciklamalarina karsin en net cevabimiz budur, herkes rahat bir uyku cekebilir bu aksam.

Daha genis bir zaman diliminde, derli toplu mac analizlerimizle yarin yesillendiririz buralari.
"Fenerbahçe'de çalışmam" diyerek caka satan, atsan ataman satsan sataman bir faninin amel defterini devralan gotfather II'nin, bu takımı kuralı daha bir ay oldu demeden, barthel'in, westerman'ın yokluğunu bahane etmeden, kıvırmadan, uzatmadan, lafı dolandırmadan lorenzoyla oyunu kurup, vesely ile büyütüp, pierre ile direnip de colo ile bitirdiği maçtır. Emeği geçen herkese teşekkürler. Özellikle de Moerman'ın arkasında dağ gibi duran koca yürekli Pierre'e!
Önceki senelerde ki tecrubelerimize nazaran çok farklı bir maç oldu.Ozellikle bir önceki seneki hem savunma hem hücum ribaundu problemini düşününce kulüp rekorunun 48 ribaund ile kırıldığı bir maç izledik.Sayica çok basit top kaybı yaptık ama gerek Efes oyuncularının formsuzlugu özellikle Micic ve Dunston ayrıca Larkin'in yoklugunda ceza kesememeleri bu galibiyette bana kalırsa büyük rol oynadı.Gecen sene nerdeyse yüzde 50ile üçlük atan takım bugün panyayi dövdü.Bizim takıma gelecek olursak oyuncular Obra'dan sonra oldukça rahatlamış ve bır serbestlik kazanmış gibi.Hocanin bilinmeyen olması rakip takımları zorluyor ve önlem alınmasını güçleştiriyor.Tabi bu ne kadar sürer kaç maç daha bize avantaj sağlar bilinmez ama heyecan verici hızlı oynayan potaya çabuk giden bir takım izleyecek gibiyiz.İnsallah seneyi Almanya'da alışkın olduğumuz yerde bitiririz.
son 5 maçta bize karşı 4 galibiyet alan efes, kokoskov'un kurduğu yapıyla baş edemeyerek kendi oyun tarzına karşı aynı oyunu oynayan takımlara bir cevap üretemediğini göstermiş oldu. hücumda her ne kadar atletik yapıda olsalar da savunmada ve hücumda rebound'ların toplanması konusunda hücumdaki atletizmlerini sahaya yansıtamadıkları için hanemize çok temiz bir galibiyet yazmış olduk.

takımın savaşçı yapısı özellikle bench'ten gelerek amiyane tabirle takımın hamallığını yapan oyuncularımızın iştahı bizi hep diri tutmaya yardımcı oldu. kokoskov hocamın rüzgarın döndüğünü düşündüğü anlarda oyuna etki eden molaları ve bu mola dönüşlerinde oyunun kontrolünü hep elimizde tutmamız bu maç özelinde çok net hamlelerdi.

hücumdayken uzun oyuncuları bitirici olarak kullanmaktan ziyade hücumun şekillenmesine yardımcı olan ve pas kanalını sağlayan oyuncular olarak kullanmamız ve bunun yanında vesely gibi bir pota altı liderinin yanında pişen ahmet ve hamilton bu sezon bize geri planda kalıyor gibi görünecekseler de çok kilit rol üstleniyorlar.

dün akşamki oyun özelinde yaptığımız basit ve çok sayıdaki top kayıpları bizi barça, real madrid ve cska gibi takımlar karşısında çok zora sokabilir. efes'in kadro kalitesi her ne kadar iyi olsa da rotasyona girdiklerinde bu kaliteden ödün veriyorlar fakat bu üç dev karşısında yapılacak en ufak hatalar maçın kopmasına neden olabilir.

rakip takımda shane larkin'in yokluğu evet bizim hanemize artı olarak yazılsa da dün akşam özellikle barthel'in yokluğunda 4 numara pozisyonunda daha büyük sorunlar yaşayabilirdik. bu takımın işçisi olan pierre üzerine düşenden fazlasını yaparak hem savunmada hem de hücum reboundlarındaki iştahıyla gösterişsiz ama bir o kadar kilit rol üstlendi. kısa süre rol alan hamilton ise atletizmiyle bench'ten gelerek hem vesely'nin dinlenmesi gerektiği anlarda hem takımın dinamizm ihtiyacı duyduğu zamanlarda üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını düşünüyorum.

westermann'ın yokluğunda de colo'nun uzun süre daha tek başına tam anlamıyla oyun kurucu rolünde devam edebileciğini düşünmüyorum. fiziksel anlamda sürekli temasta kalması onu yer yer oyundan düşürebilir. brown ve bobby yapı itibarıyla takımı oynatmaktan çok kendilerini oynatmayın seven oyuncular olduğu için bu yükün yayılması gerektiği kanısındayım. özellikle westermann'ın pozisyonuna göre kalıplı fiziğe sahip olması onu savunma anlamında da bir tık öne çıkartıyor.

takımda henüz oynayacağı rolü belli olmayan isim bence eddie. oyunun sıkıştığı anlarda ona çizilen bir set göremedim dün akşam veya uygulanamadı. sadece tam saha baskı sonrası hızlı hücumda insiyatif alarak kaldırıp attığı üçlük dışında kötü bir denemesi var. onun ve melih'in keskin şutların dün akşamki maçtan daha fazlasına ihtiyacımız olacaktır.

özellikle gözüme çarpan bir diğer olay ise sahada kim olursa olsun isim farketmeksizin sıkışan anlarda oyuncuların yaptığı mini toplantılar. her ne kadar takımın ağabeyleri de colo, vesely, bobby ve melih olsa da yeni oyuncuların takımı sahiplenme şekilleri tatmin edici seviyede görünüyor. sonuç olarak iyi iletişim, iyi basketbol.

önümüzdeki hafta cska maçında yine aynı iştahı görmek ümidiyle... unutmamak lazım şu an belki de avrupa'nın en iyi uzun rotasyonuna sahipler. attığımız sayı, tuttuğumuz rebound olsun!